Okumayan Okuryazarlar Yetiştirmek
Okumak ve yazmak, insanlığın öğrenebildiği en önemli iki kazanım…
UNESCO okuryazarlığı; Toplumun geniş bir kitlesine hitap edebilmek, bilgisini ve gücünü geliştirerek hedeflerine ulaşması için bireye olanak veren olgu olarak tanımlıyor. Bu tanımı çok önemsiyorum. Çünkü okuryazarlık dediğimiz şey okur ve yazar olmaktan çok daha öte bir şey…
Tüm öğrenmeler, okuryazarlık becerisinin geliştirilmesine bağlıdır. Günümüzde artık okuryazarlık becerisini kazanmış öğrenci okulda ve okul dışında başarı sağlayabilir. Çünkü baş döndürücü bir hızlı değişen dünyada tüm disiplinler için okuryazarlık becerisi kazanmak neredeyse en önemli unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Okuryazarlık, tüm öğrenme alanlarının ana becerisi konumundadır. Başka bir ifadeyle; artık fen okuryazarlığı, teknoloji okuryazarlığı, medya okuryazarlığı, kent okuryazarlığı, ekonomi okuryazarlığı, çevre okuryazarlığı gibi kazanımlara sahip olmayanların geleceği kurgulamasını beklemek hayalcilikle eşdeğerdir.
Aslında yanıtlanması gereken esas soru şudur: “Okumasını bilen ama hiç okumayan biri ile okumasını bilmediği için okumayan biri arasında fark var mıdır?”
Bu soruya vereceğiniz yanıt, içinden geçtiğiniz eğitim sistemi ile yakından ilişkilidir. Ne var ki, bizim eğitim sistemimiz sahip olduğu anlayış okuryazarlık becerini desteklediğini söylemek pek mümkündür. Oysa Temel Eğitim Program Geliştirme Projesi ile hazırlanan tüm öğretim programı ve ders kitaplarının odağında bulunan yedi temel beceriden birisi de okuryazarlık becerisidir. Ancak gerek bireysel gerekse toplumsal olarak zihnimizde sahip oluşturduğumuz başarı kriterlerimiz aynı anlayışa uygun olduğunu söylemek oldukça zordur.
Sistem bize dil bilgisi kurallarını tüm detaylarına kadar öğretiyor ama kitap okutmuyor. Şiir yazmanın hazzı ile buluşmamızı sağlamıyor. Zeki insanların hayallerine ortak olmayı, bilim insanlarının fikirleri arasında dolaşmayı, gördüklerimize, duyduklarımıza, okuduklarımıza eleştirilen bakabilmeyi, yeni hikâyeler yazmayı öğretmiyor.
Oysa ne muhteşem bir şeydir: Uzun yıllar boyunca edindiği deneyimlerini ve tecrübelerini bir kitapta toplayan bilim insanın düşüncelerine ortak olabilmek. Ya da dünyanın farklı coğrafyalarında, farklı kültürlerinde, farklı olgularında yeşermiş hayallere, fikirlere, yargılara tanık olmak…
Özgür ve düşünebilen, sağlıklı kararlar alabilen, yaşamlarını ve seçimlerini bu kararlara göre şekillendirebilen, deyim yerindeyse maruz kaldıkları her türlü mesajı anlamlandırabilen birey olmak sahip olduğunuz okuryazarlık becerisine bağlıdır.
Tam da bu nedenlerle eğitim sisteminde okuryazarlık becerisine önem verilmelidir. Yalnızca okur-yazar sayısının artırmak ya da dil bilgisi kurallarını en iyi şekilde öğretmek, eğitim alanında gelişmeyi göstermediği gibi bireylerin kitapla buluşmasını da sağlamıyor. Yapmamız gereken şey, okulda ve okul dışında çocukların ve gençlerin kitapla buluşmasını, kitaptan haz almasını sağlamak olmalıdır.
Yazım kurallarını tüm detaylarını bilen renksiz insanlar yerine; sanatla ilişki kurabilen, soran, sorgulayan, aydınlığı arayan, gelecek nesli düşünen, vardığı çözümleri başkaları ile paylaşan kısacası oyup, yazan insanlar yetiştireceğimiz yapılar kurmalıyız.
Yeni Nesil Öğrenme
Eğitim 5.0
Eğitim 5.0; Toplum 5.0’a yani, teknolojik gücü doğru yönetecek akıllı toplum felsefesine ulaşmanın anahtarı olarak tanımlanmaktadır. Geleceğin toplumunu yaratmanın temelini oluşturan, kişiselleştirilmiş eğitim, öğrenim esnekliği, sürekli gelişim, eleştirel düşünme ve problem çözme, veri yorumlama, öğrenci katılımlı müfredat, proje bazlı öğrenme ve en önemlisi de teknoloji ve eğitim birlikteliği dinamiklerine dayanan geleceğin eğitim modelidir. Eğitim 5.0’ın şu boyutları içermektedir.
- Kişiselleştirilmiş Eğitim: Eğitim 5.0 kişiselleştirilmiş eğitim anlayışına göre; her bireyin öğrenme yöntemi, hızı, merak duyduğu alan ve gelişim basamakları birbirinden farklıdır ve eğitim buna göre düzenlenmelidir.
- Öğrenim Esnekliği: Öğrenme sürekli olarak devam edebilir, zaman ve mekan olarak sınıf ortamına, klasik sınıf düzenine ve materyallerine yani öğretmenin anlatıcı ve öğrencinin dinleyici olduğu düzene ve kitap-deftere bağlı değildir.
- Sürekli Gelişim: Öğrenme süreklidir ve zaman, mekan, öğretmen ve müfredatça sınırlandırılamaz. (Devam edecek)
Bir Mesaj ve Bir Resim
Yaratıcılık
Yaratıcılık, yeni ve farklı bir şekilde değerli bir şey oluşturma olgusudur. Kişinin kendini anlatması ya da herhangi bir kültürde değer bulun bir özgün bir ürünü ortaya çıkarmadır. Yaratıcılık önemlidir. Size saçma gelse bile, çocuklarınızın fikirlerini, düşüncelerini ya da ortaya çıkardığı ürünlere değer verin. Yaratıcılık geleceğin anahtarıdır.