Okuyorum

Okuyorum

Okuyorum

A+A-

Yurdagül Akcansoy

Bu hafta artık iş hayatına döndük ve okulların açılmasıyla biz öğretmenler de öğrencilerimiz ile buluştuk. Eylül güzel bir aydır… Okullar açılır, sıcak kendini sonbaharın serinliğine bırakır. Yazın sıcaktan bunalanlar için de okuma ayıdır Eylül… Okumalarınız bol olsun. Mutlu haftalar…


Haftanın Kitabı


“İşkenceci Polisi Sesinden Tanırım”
Türkiye’de 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi ve Kıbrıslı Mağdurları
Cenk Mutluyakalı, Işık Kitabevi

Bir eylül ayının 12. günü Türkiye en ağır eylülünü yaşadı. 12 Eylül 1980 tarihi bir darbe tarihi, demokrasiye bir leke tarihi olarak yazıldı. 12 Eylül Darbesi’nin binlerce mağduru oldu. İşte bu kitap o insanlardan birkaçının, Kıbrıslı öğrencilerin uğradıkları haksızlıkları, işkenceleri anlatıyor. O dönemde Türkiye’de öğrenci olan Kıbrıslı öğrenciler, yaşadıklarını, olayları, gördüklerini anlatıyor. Kitabı okurken bir yandan neler yaşadılar diye düşünürken bir yandan hüzünlü hikayeleri ile gözleriniz doluyor.
  Göksel Düzgün, yaşadıklarını, işkenceleri, Filistin askılarını, falakaları anlatıyor. Ünal Fındık, okurken tüyleri diken diken eden işkenceleri ve yaşadıklarını anlatıyor. Hakkı Yücel 12 Eylül’ün zalimliklerini anlatıyor. Kitapta Erkut Öner’in, Vamık Ekenoğlu’nun Sarper Selçuk Övsay’ın, Kemal İnce’nin ve Öntaç Düzgün’ün anıları yer alıyor. Cenk Mutluyakalı’nın röportajlar sonrasında Tufan Erhürman’ın, Hakkı Yücel’in ve Tamer Öncül’ün anlattıkları da kitapta yer alıyor. Ayrıca kitapta belgeler, iddianame, savunma tutanakları ve hükümler ile ifadelere de yer veriliyor.
   Kitap 12 Eylül Darbesi’nde neler yaşandığını, neler olduğunu Kıbrıslı öğrencilerin anlattıklarından yola çıkarak anlatıyor. Darbelerin ve faşizmin, militarizmin zalim yüzünü gösteriyor.
 


Yeni Çıkanlar


İstenmeyen Bebek Kıbrıs Cumhuriyeti
Kıbrıs Sorununu yeniden okumak: Kıbrıslı Türk Basını, Eoka ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Kuruluşu (1955-1959)
Nikolaos  Stelya, Khora Yayınları

“Modern Kıbrıs tarihçiliğinin en önemli noksanlarından bir tanesi 20.yy. modern Kıbrıs tarihinin önemli evrelerini kapsayan cemaatler arası çalışmaların sayısının oldukça az olmasıdır.

Yunan ve Türk dillerine vakıf olamama tarihçilerin elini kolunu bağlamakta ve bütüncül çalışmaların önüne geçmektedir. Bunun yanı sıra akademik ve ideolojik zorlamalar modern Kıbrıs tarihine ilgi duyan genç tarihçilerin işini zorlaştırmaktadır. Bu şekilde modern Kıbrıs tarih yazımı tekrarlardan ve zorlamalardan oluşan bir demet halini almıştır. Bugün Kıbrısta arşiv ve birincil nitelikte kaynak bolluğu yaşanmaktadır. Buna karşın bilgi zenginliğine sahip gazetelerin arşivlenip kategorik şekilde ele alınması çok sık rastlanan bir olgu değildir. Çeşitli sorulara sistematik şekilde cevap verebilecek olan önemli tarih evrelerine ışık tutan çalışmalara ihtiyacımız vardır.”


Ve Dağlar Yankılandı
Khaled Hosseini, Everest Yayınları

Abdullah ve kız kardeşi Peri 1952 Afganistan’ında Shadbagh’ın küçük bir köyünde babaları ve üvey anneleriyle birlikte yaşamaktadırlar. Babaları Sabri sürekli iş aramakta, yoksulluk ve çetin kış şartlarıyla mücadele etmektedir.
Adı gibi güzel ve iyi huylu olan Peri, kardeşi Abdullah’ın her şeyidir. Abdullah, bir ağabeyden çok ana-baba gibidir. Onun için yapmayacağı hiçbir şey yoktur. Hatta ağabeyi, Peri’nin koleksiyonuna katmak istediği o en değerli tüyü satın almak için tek çift ayakkabısını bile feda etmeye razıdır. Ve geceleri bir tek karyolayı paylaşmak zorundadırlar.

Size Pandispanya Yaptım
Mario Levi, Doğan Kitap

Mario Levi bu romanında yeni bir tat yolculuğuna çıkıyor. Bir tarihin izini sürme çabası bu aynı zamanda. Yolculuğun ruhunda 15. yüzyılda İberia'dan Osmanlı topraklarına göç eden atalarının kuşaktan kuşağa aktararak yaşattığı ve bugünlere kadar getirdikleri yemeklerin bıraktıkları ve hatırlattıkları var. Yemeklerin tariflerini de vermekten çekinmiyor yazar. Çünkü bu yemekleri defalarca yapmış, sevdikleriyle paylaşmış. Babaannesinden öğrendiklerinden sonra, yeni yorumlarını da katıyor. Burada da rehberi Osmanlı mutfağının derinlikleri…


Osmanlıların Arasında
(Birinci Dünya Savaşı Türkiye’sinden Günlükler)
Ian Lyster, Doğan Kitap

“Osmanlıların Arasında Birinci Dünya Savaşı'nı Osmanlı İmparatorluğu topraklarında yaşamış İngiliz bir anne oğulun, Marie Lyster ile Henry Newbolt Lyster'ın günlüklerinden oluşuyor. Babaannesinin ve babasının günlüklerini yayıma hazırlayan Ian Lyster açıklayıcı notlarla metinlere katkıda bulunmuş.
Yaşlı annesiyle İstanbul'dan ayrılamadığı için eşi ve çocuklarından ayrı kalan Marie Lyster, savaş yıllarının İstanbul'unda geçinebilmek için büyük bir uğraş verir. Sürekli artan fiyatlar, karaborsaya düşen mallar eline geçen kısıtlı paranın çabucak bitmesine yol açar. Marie Lyster para getirecek yeni yollar arayışında çoğu zaman başarılı olur.
Bir yandan da ailesinden haber alma çabasını sürdürür, savaşın gidişatını merakla takip ederek ailesine kavuşacağı günü iple çeker.”


Ceza ve Adalet
Özkan Agtaş, Metis Yayınları

Nasıl oluyor da ceza yoluyla adaletin yerine geldiğini düşünüyoruz? Özkan Agtaş bu soruyu kitap boyunca takip ederken, her şeyden önce bize cezanın, antik çağlardaki kökenlerinden günümüze kadar gelen mükemmel bir felsefi tarihini aktarıyor. Bu tarih, Ceza Hukuku'nun bir tahakküm biçimi olarak farklı tarihsel dönemlerde farklı siyasal biçimler altında nasıl bir dönüşüme uğradığını aydınlatıyor. Ceza'nın devlet, toplum, "politik ekonomi" ve "polis" ile ilişkisini takip ederek nihayetinde Agtaş'ın politika-sonrası diye nitelediği günümüze ulaşıyoruz.


Fukaralığa Veda
(Dünyanın Kısa İktisadi Tarihi)
Gregory Clark, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları

“Neden, dünyanın bazı bölgeleri bu kadar zenginken, diğer bölgeler sefalet çekmektedir? Niçin, Sanayi Devrimi ile gelen benzersiz ekonomik büyüme ve gelişme 18. yüzyıl İngilteresi'nde ortaya çıkmış dünyanın diğer bölgeleri yoksullukla baş başa kalmıştır? Bu eşitsiz gelişmenin kaynağı neye dayanmaktadır?
California Üniversitesi öğretim üyesi Gregory Clark, bu sorulara cevap ararken, dünya ekonomi tarihinin temel hatlarını basit evrelerle açıklayarak, kolay anlaşılır bir tarihi temele oturtuyor. 1800'den önce basit ama güçlü bir işleyiş olan Malthus Kapanı, teknolojik ilerleme ve değişimlerle elde edilen gelir artışlarının sonunda nüfus artışıyla kaybedilmesine yol açıyordu. Ancak Sanayi Devrimi ile birlikte maddi tüketim imkânları gelişti; toprak ve sermaye sahipleri ile eğitimliler, vasıfsız işçiler bu yeni nimetlerden yararlandı. Ancak bundan tüm toplumlar yararlanmadı, refah belirli bölgelerle sınırlı kaldı.


Edebiyatta Ermeniler
Murat Belge, İletişim Yayınları

Bu topraklarda bir zamanlar kalabalık bir Ermeni nüfus vardı, toplumun dokusuna yerleşmişlerdi. 1915'te bu doku parçalandı. Milliyetçiliğin homojen bir ulus, bir toplum yaratmayı arzuladığı bu coğrafyada, Ermenilere -küçük bir azınlık olmak dışında- yer yoktu. Oysa yaşanan kıyım, kalan malların paylaşımı gibi üzerine konuşulmayan ama gayet iyi bilinen olaylar toplumsal hafızada yerini almıştı. Bunlar anılarda, romanlarda, hikâyelerde ve şiirde bir görünüp bir kaybolarak varlığını devam ettirdi. Murat Belge Edebiyatta Ermeniler'de, toplumsal hafızada takılıp kalan, edebiyat aracılığıyla ortaya çıkan "Ermenileri" inceliyor.


Kitap Dünyası…

Yaşar Kemal, Sidestreets Kütüphanesi’ne bugüne kadar yazdığı kitapları bağışladı.

Norveç'te bu yıl ilk kez verilen 'Ord i Grenseland Prisen-Sınırda Sözcükler Ödülü' Aslı Erdoğan'ın oldu. Erdoğan, ödülünü sokaklarda savaşan bütün kadınlara adadı.

Şili’de diktatör Augusto Pinochet dönemini ve bu dönemde yaşanan insan hakları ihlalleriyle katliamları konu alan “Şili’yi Sallayan Suçlar” adlı kitap, ülkede gerçekleştirilen askeri darbenin 40. yıldönümünde yayımlandı.

Bu haber toplam 1316 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 125. Sayısı

Adres Kıbrıs 125. Sayısı