Okuyorum

Okuyorum

Okuyorum

A+A-

Yurdagül Akcansoy


2004 yılının son aylarıydı sanırım. YENİDÜZEN gazetesinde kitap tanıtımları yapmaya başlamıştım. Altı-yedi ay ara verdiğimi saymazsak on yıl olmuş… Gazetede, Sanat ekinde ve şimdi Adres Kıbrıs dergisinde… Okuyorum’da yıllarca kitaplar tavsiye ettim ve kitaplar tanıttım. Aslında bunun da tek bir nedeni vardı, insanlar daha çok kitap okusunlar… Bu sayfayı kimler okudu, kimler okumadı bilemem ama olumlu eleştiriler aldım. Güzel insanlar tanıdım. Tanımadığım ülkemizin yazar, sanatçılarını tanıma fırsatı buldum. “Okuyorum” sayfalarında her hafta sizler için yeni kitaplar seçtim, yeni kitaplar tanıttım, zaman zaman çocuklar için sayfalar hazırladım. Artık Okuyorum’un sonuna geldik… Bu bir veda yazısı… Ama bu veda kitaplara, kitap okumaya ve kitaplar ile ilgili yazılar yazmaya değil… Artık böyle bir sayfa hazırlamayacağım. Çok uzun bir zaman oldu… Dinlenmek ve yeni şeyler yazmak adına kitap tanıtımlarına son veriyorum. YENİDÜZEN gazetesine bana bu imkanı verdiği için ve oradaki arkadaşlarıma da içten dostlukları için teşekkür ediyorum…
Okumalarınız hiç eksilmesin… Hoşçakalın.


Yeni Çıkanlar


Geçmişten Geleceğe Mağusa
Popüler ve Sözlü Tarih Üzerine Yazılar
Okan Dağlı, Mağusa İnsiyatifi Yayınları


Okan Dağlı Mağusa şehrini yazmaya devam ediyor. Sokak Sokak Mağusa şehrinden sonra Geçmişten Geleceğe Mağusa kitabı ile okurla buluşuyor.
“Yazılmayan söz unutulur. Günümüz tarihçiliğinde sözlü tarihin çok önemli bir yeri vardır. İnsan yaşarken görüp duyduklarını kaleme alması en gerçekçi tarih yazıcılığıdır belki de. Sosyal ve kültürel değerlerimizi yaşam şeklimizi, insanların dostluklarını anlatmak gelecek kuşaklara bırakacağımız çok önemli bir kaynak olacaktır.”


Kıbrıs’taki Yaşamdan Bir Kesit
Thalis’in Hikayesi, Mihalis Bumburis, Alaşiya Yayınları 

“Mihalis Bumburis,1919 yılında Marathovuno’da fakir bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak doğdu. İlkokulu bitirmesinin ardından inşaat işçisi olarak çalıştı. 1943 yılının Haziran ayında Kıbrıs Alayı’na katıldı. Ve İtalya Cephesi’nde Hitler Almanya’sına karşı savaştı.
İkinci Dünya Savaşının sona ermesiyle terhis oldu ve Kıbrıs’ın bağımsızlığını isteyen askeri hareketlerde yer aldı.”


Osmanlı-İran İlişkileri ve Sünni – Şii İttifakı
Cemil Hakyemez, Kitap Yayınevi

“Komşu coğrafyalarda yaşayan, güçlü devlet geleneklerine sahip Türklerle İranlıların yaşamları bir taraftan büyük mücadeleler içinde geçerken, diğer taratan ise çok önemli kültürel ortaklıklara imza attılar. Her iki halk, Müslümanlığı kabullerinden önce Budizm, Yahudilik, Hıristiyanlık, Mecusilik ve Zerdüştlük gibi belli başlı dinleri birlikte tecrübe ettiler. Bu süreçte elde ettikleri dini deneyimlerini Müslüman olduktan sonra İslâm'a taşıyarak başta inanç ve siyaset olmak üzere İslâm medeniyetinin şekillenmesinde Araplarla birlikte pay sahibi oldular. İslamlaşma maceraları ve tarihi deneyimleri Türkleri merkezi Müslüman siyasal yapının hamileri konumuna taşırken İranlılar ise Araplarla tarihi ilişkileri nedeniyle aynı süreç içinde muhalif yapının ana damarını oluşturan Şiiliğin temsilcileri oldular. Türkler, kurdukları İran merkezli Selçuklu Devleti'yle Sünni hilafetin savunuculuğunu üstlendiler. Ardından batıya yönelerek Osmanlılarla İslamiyet'i Avrupa'nın içlerine kadar taşıdılar. İranlılar ise topraklarından ayrılmayarak süreç içinde Şiileşmiş ve 16. yüzyıla gelindiğinde, tarihin bir cilvesi olarak, Türklerin eliyle büyük oranda Şii olmuşlardır.”

Çanakkale Olmasaydı… O Olmasaydı…
Orhan Karaveli, Doğan Kitap

Mustafa Kemal'in askeri dehasını ortaya koyduğu Çanakkale Savaşı'nın hiç bilinmeyen yönleri...
O olmasaydı... O, yaşamını hiçe sayarak süngü takmış askerinin önünde hücum emri vermeseydi... Ya da bu süngü hücumlarından birinde göğsünde patlayan şarapnel misketi cebindeki saati parçalamayıp da O'nu bizden koparmış olsaydı bu savaş gene kazanılabilir miydi? Büyük olasılıkla evet! Çünkü O yalnız değildi. Çoğu gönüllü yüzlerce, binlerce, on binlerce Mustafa Kemal; bütün bir millet vardı Çanakkale'de, ama itiraf edelim: O olmasaydı ne bir Kurtuluş Savaşımız olurdu ne de bir Türkiye Cumhuriyetimiz!


Türkiye’nin Akdeniz Siyaseti
(1923-1939)
Orta Büyüklükte Devlet Diplomasisi ve Deniz Gücünün Sırları
Dilek Barlas, Serhat Güvenç, Çiçek Öztek, Koç Üniversitesi Yayınları

Bu kitap iki dünya savaşı arası dönemde Türkiye'nin Akdeniz'deki etkinlik arayışlarının diplomasi ve deniz gücü boyutlarını ele almaktadır. Yazarlar Türkiye'nin Akdeniz politikasını davranışsal orta büyüklükte devlet kavramından hareketle tartışmaktadır. Güvenlik arayışındaki Ankara'nın savaş sonrası Avrupa devletler sistemine eklemlenme çabalarına dikkat çekerek bunun Osmanlı ve Cumhuriyet diplomatik tarzları arasındaki güçlü bir sürekliliğe işaret ettiği sonucuna varmaktadır. Kitapta Türk deniz gücü gelişmelerinin, aynı dönemde diğer Akdeniz ülkeleriyle diplomatik ilişkilere ve ülkenin uluslararası düzendeki konumuna yansımaları da ele alınmaktadır.


Sıfır Noktasında Devrim
( Ev İşi, Yeniden Üretim ve Feminist Mücadele)
Silvia Federici, Otonom Yayıncılık,

“Silvia Federici ev işi, toplumsal yeniden üretim ve kadın mücadeleleri üzerine 1974'ten bu yana kırk yıldır yürüttüğü çalışmalardan oluşan makalelerini bu kitapta bir araya getiriyor. Kitap boyunca hem Federici'nin hem de kadın mücadelelerinin ve feminist hareketin gelişimini izlemek mümkün. Ev işi için ücret mücadelelerinden başlayıp günümüzde özellikle Üçüncü Dünya'daki kadınların kendi emeklerini değerli kılabilecekleri maddi koşullardan nasıl koparılarak mülksüzleştirildiğini ve buna karşı kadınların örgütledikleri kolektif mücadele deneyimlerine uzanan bir feminist mücadele tarihçesi… Federici'ye göre Sıfır Noktasında Devrim, bir yandan kapitalist değer üretiminin güvencesi olan üretken emeği yeniden üreten kadın emeğini yok sayan ve gizleyen kapitalistlere karşı, öte yandan devrimin öznesini sadece üretken-ücretli emekçiler olarak gören Marksistlere karşı bir devrimdir. Sıfır Noktasında Devrim aynı zamanda hiçbir toplumsal güvencesi olmadan, hem kapitalizm hem de ataerki tarafından bastırılan ve yok sayılan, tam anlamıyla mülksüzleştirilmiş olanların, kaybedecek bir ücreti bile olmayan kadınların devrimidir.”


Uzak Akrabalar
(Faşizm, Nasyonalsosyalizm, New Deal, 1933-1939)
Wolfgang Schivelbusch, İletişim Yayınları

“Hitler ve Mussolini'yi yan yana düşünmek olağan, peki ya onları Roosevelt'le birlikte düşünmek? Faşizm ve nasyonalsosyalizm rejimlerini birlikte anmaya alışığız, peki ABD'nin iki dünya savaşı arası dönemde izlediği New Deal rejimini onlarla aynı sıraya koyabilir miyiz? Uzak Akrabalar, faşist-totaliter rejimlerle liberal-demokratik rejimleri aynı kaba koymaksızın, 1930'lardaki şaşırtıcı ortak noktalarını gösteriyor bize: Topyekûn savaşa ayarlanmış toplum ve ekonomi düzeni; kitleleri "avcunun içine almaya" dönük propaganda teknikleri; lider kültü; dev ekonomik projeler; anıtsallığa olan düşkünlük; kırkent, bahçe-şehir idilleri ve toprağa dönüş mitolojileri…”

Kitap Dünyası…

Altay Öktem’in çarpıcı ilk romanı “Filler Çapraz Gider”, yıllar sonra yeniden okurlarıyla buluştu.

Bursa, Nilüfer Belediyesi edebiyata önemli bir katkıda daha bulunarak Çocuk Kütüphanesi açıyor

Günışığı Kitaplığı tarafından 1 Mart’ta yedincisi düzenlenen Eğitimde Edebiyat Seminerleri’ne tüm dünyada fenomen olan “Çıtır Çıtır Felsefe” dizisinin yazarı Brigitte Labbé katıldı.

Bu haber toplam 1720 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 149. Sayısı

Adres Kıbrıs 149. Sayısı