Öküzlüğün âlemi yok…
Hikâye facebook’ta dolaşıyor yaa...
Ben de beğenmiş ve paylaşmıştım.
Tam ders verir nitelikte.
Hem siyasette hem de diğer konularda…
Memleketime ve insanına uygun...
Hani facebook ile ilişkisi olmayanlar da okusun istedim.
Efendim, orman
Hikâye facebook’ta dolaşıyor yaa...
Ben de beğenmiş ve paylaşmıştım.
Tam ders verir nitelikte.
Hem siyasette hem de diğer konularda…
Memleketime ve insanına uygun...
Hani facebook ile ilişkisi olmayanlar da okusun istedim.
Efendim, ormanın birinde aslanlar toplanmış.
"Yahu" demişler, "Hesapta kralız, açlıktan öleceğiz birader…
Maymuna saldırsak ağaca kaçıyor…
Fillere saldırsak fazla büyük...
Ceylanlar hızlı, yetişemiyoruz.
Kuşa dalsak uçuyor.
Eeee balık yakalayacak halimiz de yok...
Ne yapsak?
Bir tanesi "En iyisi, öküzlere saldıralım" demiş.
"İri yarı görünüyorlar, ama ne pençeleri var, ne dişleri diş... Tam elimize göre!"
Olur mu? Olur.
Hücum!
Ama evdeki hesap çarşıya uymamış;
Öküz, öyle yabana atılacak hayvan değilmiş meğer...
Organize oluyorlar, topluca savunma yapıyorlar, püskürtüyorlarmış.
Aslanlar aç bilaç.
N'aapsak, n'aapsak?
"Tilkiye danışalım" demişler.
Tilki "Kolay" demiş,
"Beni, öküzlerin yaşadığı zengin otlakların prensi yapın, işinizi halledeyim..."
Kabul etmişler.
Tilki, elinde beyaz bayrakla öküzlere gitmiş,
"Saygıdeğer öküzler" demiş,
"Aslında aslanlar uysaldır, sizi de çok seviyorlar...
Ama şu aranızdaki sarı öküz var ya, sarı öküz, işte sorun o...
Görünce tahrik oluyorlar, canları çekiyor, verin şu sarı öküzü, kurtulun kardeşim, huzur içinde yaşayın! "
Öküz heyeti düşünmüş taşınmış,
"Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" mantığıyla, verivermişler sarı öküzü...
Aslanlar da afiyetle yemiş.
Bir gün, iki gün...
Tilki gene gelmiş.
"Bakın gördüğünüz gibi, saldırılar kesildi, mutlu mutlu yaşıyorsunuz" demiş
Ve eklemiş:
"Ama şu var ya benekli öküz, benekli öküz…
O burada olduğu sürece size rahat yüzü yok arkadaş.
Canları çekiyor, verin, kurtulun!"
Öküz heyeti düşünmüş,
Otlağın selameti için teslim etmişler benekli öküzü...
Üç gün, dört gün...
Tilki gene gelmiş.
Kuyruğu uzun olanı...
Burnu beyaz olanı...
Tombul olanı...
Tek tek alıp, gitmiş.
Otlak seyrelmiş.
Semirmiş aslanlar.
Günlerden bir gün...
Artık tilki gelmemiş!
Gerek kalmamış çünkü.
Doğrudan aslan gelmiş.
"Hanginizi istiyorsam, canım hanginizi çekiyorsa, onu vereceksiniz, adamı hasta etmeyin" demiş.
Otların arasında tir tir titreyen, tek tük kalmış öküzler,
"Keşke sarı öküzü vermeseydik" demişler, ama iş işten geçmiş.
İşte öküzlük böyle bir şeydir...
Şimdi diyeceksiniz ki bu hikâyeyi neden anlattım.
FUTBOL KULÜPLERİ UYUDU
Bir tarafta Futbol Federasyonu ile Kulüpler Birliği, diğer tarafta ise spor federasyonları…
Al birini vur ötekine…
Birbirlerinden hiç farkları yok.
Enselerine vur lokmayı ağızlarından al.
Ben onların aslan kesildikleri zamanları da hatırlıyorum yaa…
Neyse…
Futbol Federasyonu ile Kulüpler Birliği’ne bakıyorum…
Havuza aktarılacak paralar gününde ödenmedi…
“Olsun bir ay sonra alalım” dediler, ses çıkarmadılar.
Havuz Protokolü tek taraflı olarak bakanlık tarafından feshedildi.
“Bir şekilde paramızı alalım da önemli değil” dediler, yine ses çıkarmadılar.
Eeee Maliye Bakanı da baktı, yaptığı yaptık yanına kâr kalıyor…
Şans oyunlarından spor kalemine aktarılan parayı doğrudan maliye kalemlerine çeviriverdi.
Şimdi spor kaleminde para yok.
Hatırlıyorum da… Sn. Ersin Tatar bundan birkaç yıl önce Kıbrıs Türk Spor Yazarları Derneği’nin Malpas Otel’de gerçekleştirdiği seminerde yaptığı konuşmada: “Şans oyunlarından gelen parayı spor kalemi yerine doğrudan maliyenin kalemlerine aktaralım. Kulüpler ve spor federasyonları para isterlerse, biz daha fazlasını veririz” demişti.
Şimdi bakıyorum da kulüpler parasızlıktan grak grak ederken, Kulüpler Birliği o bakanlık senin, bu bakanlık benim el açmış kapı kapı dolaşıyor.
Hani nerde paralar?
FEDERASYONLARA BAŞKA SENARYO
Diğer taraftan spor federasyonlarımın durumu içler acısı.
Bugünlerde o “Asla üye olmayız” dedikleri KKTC Milli Olimpiyat Komitesi’ne toplu üye olmanın hesabını yapıyorlar yaa…
Bundan iki yıl önce yürürlüğe konulan, bugün artık son sahnelerinin oynanmakta olduğu, “İki MOK’u bir yapalım” isimli filmde sadece figüran olarak yer alan spor federasyonları, gelişmeler karşısında sessiz kalmalarının cezasını çekiyorlar.
Önce üye oldukları Dernekler Yasası’na göre kurulmuş Milli Olimpiyat Komitesi’nin genel kurulunu yapamadılar.
Sonra Spor Bakanlığı’nın “İki MOK’u bir yapma” çalışmalarını uzaktan seyretmekle yetindiler.
En sonunda ise Spor Yasası’nın değiştirilerek, üyelik yapısı hilkat garibesine benzeyen KKTC MOK’un tek MOK olduğunu gazetelerden okudular.
Bugün çıkmış, “Spor Federasyonlarının yasa tanımaz bir duruma düşürülmesi kabul edilemez” diyorlar.
Eeee kimse kusura bakmasın, ama memleketimde aslan da çok, tilki de çok.
Sen öküzlük yaparsan…