“Olağanüstü” bir hükümet kurulacak.
Öyle görünüyor.
Evet, olağanüstü.
“Olağan” bir süreç değil bu çünkü!

*  *  *

Sandığın doğurduğu sonuca dair düşüncemi yazmıştım.
Ve kalbimdeki hükümet modelini de…
Seçimlerden çok önce not düşmüştüm, “CTP-HP-TDP” diye.
Dikkatinizi çekerim, partili partisiz pek çoklarının “tek başına iktidar” naralarına karşı “üçlü koalisyon” düşüncesi 6 Aralık’ta bu köşeye yansıdı.
Şimdi “dörtlü” oldu.
DP de (mecburiyetten) eklendi.

*  *  *

İlk kez dört parti bir araya gelecek.
“Hiç denenmeyen” diye çok konuşuldu.
Böyle de bir formül var.
Olağanüstü bir “toplumsal uzlaşı” denemesi olacak!
Bu hükümette görev alacak herkese “olağanüstü” iş düşecek.
Evet, olağanüstü çalışacaklar.
Yoksa çakılacaklar!
Gece-gündüz demeden kendilerini hizmete adayacaklar.
Olağanüstü “alçakgönüllü” olacaklar, olağanüstü “sebatlı”…
Ve “seçkinler”in değil toplumun her ferdinin hükümeti olmayı hedefleyecekler…
İnsanların ayağına gidecekler.
Çözüm üretecekler, kriz yerine!
Sorun varsa söylenmeyecek, ağlamayacak, hayıflanmayacak “çö-ze-cek-ler!”
O nedenle “olağanüstü” diyorum.

*  *  *

Bu satırlar yazılırken “son rötuşlar” gözden geçiriliyor.
Dört parti “pozisyonlarını” tartışıyor.
Muhtemelen olacak!
Kendi istihbaratlarım “tamam” gibi!
Ama “imzalar atılmadan” önce de kesin gözüyle bakmamak gerek.

*  *  *

Seçim sürecinde “saygı”yı iç cebinde unutan ve kimselerle yan yana dahi gelmeyen kibirli Başbakan Özgürgün’ün hezeyanlarına rağmen öyle görülüyor ki “I. Erhürman Hükümeti” kurulacak.
Başbakanların ismiyle anılır hükümetler, o nedenle böyle söyledim!
Yoksa asıl kıymeti, dört partinin olması.
Ve elbette, Erhürman en önemli güvence.
“Pes” ettiğimiz her anda “umut var” diyerek yüreklerimize ışık tutan isim oldu.

*  *  *

Olağanüstü bir hükümet kurulacak.
“Olağan” bir ülke yaratmak için!