Olimpiyat hayali!
Futbolun KKTC’deki en önemli otoritesi bana göre Tekin K. Birinci’dir…
Sevgili Tekin, dün öğleye doğru bir paylaşım yaptı…
Ve dedi ki, “… Tahsin Özler, Kıbrıs Cumhuriyeti 19 Yaş Altı Ulusal Futbol Takımı’na çağrıldı… Kıbrıs futbolunda bugün bir milat…”
-*-*-
Omonia futbolcusu Tahsin Özler’le gurur duyuyoruz…
Tıpkı, 16 yaş altı Basketbol Milli Takımı sporcusu Demir Öztoprak’la duyduğumuz gibi…
Her ikisinin başarılarının devamını ve Kıbrıs’ın Ulusal Futbol Takımı’nda, Kıbrıs Ulusal Basketbol Milli Takımı’nda bir gün kendilerine yer bulmalarını diliyoruz…
-*-*-
Haaa, en büyük hayalim mi?
Bu sene Paris Olimpiyat Oyunları yapılacak…
Temmuz’un sonuna doğu başlayacak ve Ağustos ortalarında tamamlanacak…
-*-*-
Bilmiyorum ama diliyorum ki, ortak katılabilsek…
Birlikte sevinebilsek…
Kaybeden sporcularımız için birlikte üzülsek…
-*-*-
Yoksa olmaz mı?
Ne demek Rumlarla birlikte katılmak?
Bizim ayrı ve egemen eşit devletimiz var!
Öyle mi düşünüyorsunuz gerçekten?
Öyleyse, oturun evinizde ve televizyondan izleyip, “ambargolar, izolasyonlar” diye ezik ezik ağlamaya devam edin!
-*-*-
Türkiye de sizinle dalga geçsin…
Yok canım ne dalgası, fırtına fırtına!
KKTC’de milliyetçi siyasetçiye güvenin fıkrası!
Fıkra bu ya; bir Yahudi, bir Hindu bir de KKTC’li milliyetçi siyasetçi Amerika’da yürüyüş tatiline gitmişler…
Dağlarda yürüyecekler, temiz hava depolayacaklar falan…
-*-*-
Gece olmuş, bizimkiler yürüyüşü bitirmiş, kalacak – yatacak yer arıyorlar, yok!
-*-*-
Bre aman zaman, otel, motel, tatil köyü falan yok mu?
Yok!
-*-*-
Çaresiz, bir vatandaşın çiftlik evinin kapısını çalmışlar…
Amerikalı vatandaş açmış kapıyı, “buyurun” demiş…
Bizimkiler, “çaresiz kaldık, bu akşamı geçirecek bir yere ihtiyacımız var” demişler…
-*-*-
Amerikalı misafirperver çiftçi, “buyurun iki yatak odamız var, bir taneniz de ağılda hayvanlarla kalacak” demiş…
-*-*-
Bizim cin gibi milliyetçi siyasetçimiz, ganimet mal kapişarisinde olduğu gibi hemen öne atılmış, ilk yatak odasına yerleşmiş.
-*-*-
Ardından Yahudi de atik davranmış, ikinci yatak odasını kapmış…
Hindu kardeşe de mecburen ağıl kalmış!
-*-*-
Herkes tam uykuya dalacağı sırada, kapı güm güm vurulmaya başlamış!
Amerikalı çiftçi kapıyı açmış, Hindu kardeş, “ben asla ağılda yatamam çünkü orada kutsal saydığımız inek var, rahatsız edemem” demiş!
-*-*-
Mecburen biriyle değişecek; haliyle KKTC’li milliyetçi siyasetçi ganimetin üzerine yatmış ya, uyanmamış bile!
Yahudi ağıla gitmiş…
-*-*-
10 dakika sonra çiftçinin evin kapısı yine güm güm vuruyor!
Bu kez, Yahudi sinirli sinirli, “Ben Yahudi’yim, asla bir domuzla yan yana kalamam” demiş!
-*-*-
Yapacak bir şey yok!
Kıbrıslı Türk milliyetçi siyasetçimizi uyandırmışlar; “sıra sende, haydi ağıla” demişler!
Bizimkisi ambargolar, izolasyonlar falan söylene söylene ağılın yolunu tutmuş!
-*-*-
10 dakika sonra çiftçinin evin kapısı yine güm güm!
Birileri kapıya öyle sert vuruyor ki!
Açmamak elde değil!
Çiftçi, karısı, çocukları, iki de misafir kapıya koşmuşlar!
Hemen kapıyı açmışlar, domuzlar ve inekler kapıda!
-*-*-
Not1: Ne olur, yalvarırım, KKTC’deki “sol” siyasi partilerden de yolsuzluk, usulsüzlük, sahte cami siyaseti, uydurma bayrak siyaseti ardına saklanıp ihalecilik ve rüşvetçilikle bağlantılı birileri çıksın! Veya ne olur, lütfen, yalvarmaktayım, özellikle Türkiye’den KKTC’ye yatırım maksatlı gelen bir üniversite patronu da çıksın ve desin ki, “ben solcuyum…”
-*-*-
Not2: Bazen sorar insanlar; sağcı ile solcu arasındaki en büyük fark nedir?
Yanıtı KKTC siyaseti!
Solcular toplum için çalışır; sağcılar toplumu soyar. Ve soyarken de egemen eşit devlettir, camidir, bayraktır, ezandır, vatandır, millettir, her türlü şaklabanlığa sarılır…
-*-*
Not3: KKTC’de sağ kanat neden federal çözüme karşıdır? Çünkü onlar çözümün tek modelinin federasyon olduğundan emindir… Ve hedefleri, çözümsüzlük devam etsin de nasıl olursa olsun noktasındadır…
-*-*-
Not4: Neden bütün Dünya ya da Kıbrıs siyaseti ile ilgilenen tüm çevreler, KKTC’deki bu sağ ve son derece sığ siyasete mutlak anlamda karşıdır? Bunun yanıtı fıkrada vardır…
Merak!
Bir tek Çelebi Ilık kardeşimizin diplomaları mı sahte?
Başkaları yok mu?
-*-*-
Bazı haber ajansları ve bazı kaynaklar, öyle isimlerden söz ediyor ki, inanasım gelmiyor!
-*-*-
Poliste ve askerde de var diye yazdı Avrupa gazetesi…
-*-*-
Gerçekten sahte diploma var mı, parayla satın alınan diplomalar olabilir mi?
Devlet, Ersin Tatar’ın bahsettiği gibi, eşit ve egemen, “var olan” bir devletse, en yakınlarındaki sahte diplomalı kişi ya da kişiler açıklanacak mı?
-*-*-
Yoksa boşuna beklemeyelim mi?
Sahte diploma veren üniversitelerin sahipleri TC’den bayağı milliyetçi seviyeden torpillidir, dokunamaz mısınız?
Bizdeki de gereksiz bir merak işte!
Yazık!
Gazetelerde küçük bir haber…
Hasan Çölgeçen (fotoğraf) adlı bir tır şoförü, 13 Şubat günü Gazimağusa’ya gitmek üzere, Mersin’de bir gemiye biniyor…
-*-*-
Gemi Mağusa’ya geliyor…
Tırın şoförünü arıyorlar, kayıp!
-*-*-
Çölgeçen’e ne oldu?
Efendim Sahil Güvenlik denizde arıyor…
Düşmüş olabilir…
-*-*-
Bu konu kapanacak…
Neden?
Çünkü Çölgeçen yoksul bir şoför…
Torpilli olsa, tanıdıkları, dayıları, amcaları bulunsa, durum farklı olabilirdi tabii ki…
-*-*-
Türkiye’deki yetkililer, “bundan bizde zaten çok var” diyecekler; hiç umursamayacaklar…
KKTC’deki yetkililerin kurultay, sahte diploma, rüşvet, komisyon talebi, parti kontenjanından işe eleman alma itirafları gibi ağır işleri var, bir kişi denize düştüyse ne olmuş yani!
-*-*-
Çok yazık!
İnsanlık ölmüş!