1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Olimpiyatlara Kozmopolit Şehir Olarak Bakmak: Rio 2016
Olimpiyatlara Kozmopolit Şehir Olarak Bakmak: Rio 2016

Olimpiyatlara Kozmopolit Şehir Olarak Bakmak: Rio 2016

Olimpiyatlara Kozmopolit Şehir Olarak Bakmak: Rio 2016

A+A-


Erdem Ertürk
[email protected]


Fransa’da düzenlenen Euro 2016 futbol turnuvasının yankıları sona ermeden, sporseverler 5 Ağustos’da başlayacak olan Rio 2016 Olimpiyatları için heyecanlamaya başladı. Her iki organizasyonu da mercek altına alacak olursak, arka plana atılıp gündemden süpürülmeye çalışılan olaylara rastlamak mümkündür. Fransa, Euro 2016 öncesi iki ay boyunca Hollande’ın hükümetinin sunduğu işçi yasasına karşı ayaklanan öğrenci ve sendika üyeleri ile çalkalandı. Yasa, işten durdurma eyleminin maliyetini işverenler lehine düşürüp, bu eylemi kolaylaştırdığı için toplumsal tepki çekmişti. Dört yüz bine yakın öğrenci ve emekçi 31 Mart’ta Paris sokaklarını doldurdu. Rio 2016 öncesinde ise Brezilya’daki durum Fransa’dakinden çok daha da vahimdir…

Brezilya, gelen ay düzenlenecek Olimpiyatlar için yapılan hazırlıklar göz önüne alındığında felakete doğru ilerliyor. Ulusal ekonomik krizin yanı sıra, 12 Mayıs’ta Dilma Rousseff’in Devlet Başkanlığı’nın askıya alınması ve Zika virüsünün sebebiyet verdiği toplumsal panik ülkeyi uzun bir süredir kaos içinde tutuyor. Ayrıca Olimpiyatların düzenleneceği Rio’da sorunlar yaşamsal anlamda daha tehlikeli boyutlara ulaşıyor. Bir tarafta uyuşturucu çeteleri ile girdiği mücadelede endişe verici derecede şiddet kullanan askeri polis var. Diğer yanda, yine uyuşturucu ticaretine bağlı çete savaşlarından ötürü artan silah suçları ve tecavüz vakaları vardır. (i)

Genelde Brezilya, ve — Olimpiyatlar’dan ötürü — özelde Rio şehrinin durumu kaygı verici olmakla birlikte, olimpiyat ruhuna (Olympism) oldukça ters düşmektedir. Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından oluşturulan Olimpiyat İlkerleri bu ruhun temelinde sporun kültür ve eğitimle harmanlanması öngörülür. Olympism, insanlığın gelişimine, toplumsal huzurun sağlanmasına, ve insan haysiyetini korumaya katkı koymakla mükelleftir. (ii) Bu ruhun örneklerini, Olimpik oyunların Antik Yunan’a dayanan uzun geçmişinde de bulmak mümkündür. Misafirperverliğin ön plana atıldığı bu oyunlarda, eski çağların şehir-devletleri savaş halinde bile olsalar, atletler ve seyircilerin olimpiyat kentlerine ulaşabilmeleri için bu dönemlerde ateşkeslere uyardı.

Savaşların bile askıya alındığı bu olaylar, koşulsuz misafirperverlik anlayışını beslemektedir. Bu anlayışı, Fransız düşünür Jacques Derrida cosmopolitanism kavramını yeniden okumak için kullanır. Kozmopolit kavramının sözlüksel anlamı birçok ülkeden insanı barındıran şehirdir.(iii) Derrida’ya göre devlet egemenliğine dayalı mevcut uluslararası düzende koşulsuz bir misafirperverliği sunmak mümkün değildir. Günümüzde savaştan ve neden olduğu yıkımlardan kaçan mültecilere uygulanan misafirperverlik ‘amansız hukuki uygulamalarla takip edilmiş, kontrol altına alınmış, ve kıstılandırılmıştır.’ (iv)  Misafirperverliğin koşulsuz olabilmesi için — diğer bir deyişle, mülteciler ve sığınmacıların karşılaştığı sorunlara çözüm sunabilecek anlamda kozmopolit olabilmek için — Derrida’ya göre ön koşul, gittikçe belirsizleşen, sorunsallaşan, ve ‘çiğnenemez  kural’ olarak tabir edilen devlet egemenliği kavramını yeniden düşünmektir. 

Olimpiyatlar birer city-event (şehir-olayı) olarak belki de böyle bir yeniden düşünmeyi besleyebilecek organizasyonlardır. Belirli bir süreliğine de olsa, bu organizasyonlarda ev sahipliği yapan şehir, tüm dünyadan gelecek seyircilere açılır. Olimpik ruh, gerek pistte gerekse tribünde yansıtılmaya çalışılır. Ne var ki, yazının girişinde de işaret ettiğim gibi, bu organizasyonlar ciddi ulusal sıkıntıları aşmayı gerektirir. Fakat bu sıkıntıları aşmaya çalışmak beraberinde hem ekonomik kaynakları sömürmeyi, hem de siyasi iradeyi istismar etmeyi getirebilir. Brezilya örneğinde bu sıkıntılar, altyapı ve güvenlik sorunları için bütçeyi oldukça aşarak federal hükümetten borçlanmaya; altyapıya ayrılan kaynakların turistik veya zengin mahalleleri destekleyen projelere kaydırılmasına; ve Olimpiyatlar için gerekli yapıların inşaası için dört binden fazla ailenin kendi evlerinden tahliye edilmelerine sebep oldu!        

Günümüzde bu oyunları düzenlemdeki gaye birkaç başlık altında incelenebilir. Öncelikle, oyunlara ev sahipliği etmek bir prestij meselesidir; tüm Dünya’ya söz konusu misafirperverliği ihtişamlı bir şekilde başarmış olduğunuzu gösterme fırsatıdır. İkincil olarak gaye altyapısaldır; ulaşım, spor, konaklama gibi alanlarda altyapıya harcanan kaynaklar, gelişim ve kalkınmaya katkı koyacaktır. Üçüncül gaye de ekonomiktir; uluslararası misafirperverliğin getirisi pek tabii ki cebindeki parayı bir kaç hafta boyunca harcamaya devam edecek turisttir.

Sıraladığım tüm bu hedefler, Olimpiyatların ne derece Derrida’nın üzerinde durduğu koşulsuz misafirperverlik kavramından uzak olduğunu kanıtlar niteliktedir. Ayrıca, günümüz şekli ile düzenlenen olimpiyat oyunları, millet ayrımı üzerinden takımların yarıştığı gerekçesi ile Derrida’nın yeniden düşünülmesi gerektiğini savunduğu kavramın tam da merkezine oturur. Dolayısı ile, sembolik anlamda ortaya konulan olimpik ruhunun, pratik anlamda koşulsuz misafirperverliğe örnek teşkil edebilmesinin önünde ciddi engeller vardır. Yazıyı daha pozitif bir notla bitirmek adına, olimpik oyunlar, en azindan fikirsel anlamda böyle bir misafirperverliğin tahayyülünün mümkün olabileceğini gösterir.

Günümüz ekonomik ve mülteci sorunlarının en önemli göstergelerinden bir tanesi, bu krizle karşı kaşıya kalan Avrupa’nın gerek tarihsel gerekse fikirsel anlamda özünde barındırdığı ırkçı refleksi bastıramamasıdır. Böyle bir sonuç, koşulsuz misafirperverliği oluşturabilmenin yollarını tekrar tekrar düşünmeyi elzem kılar. Avrupalı felsefecilerin çok kafa yorduğu bir kavram olan cosmopolitanism’in böyle bir maksata uyarlanması, Avrupa’nın öz sıkıntısını aşması adına atacağı en anlamlı adım olur.
 

Kaynaklar
(i) Brezilya’da Olimpiyatlar öncesi durum üzerine: Vanessa Barbara, ‘Brazil’s Olympic Catastrophe’, The New York Times, 1 Temmuz 2016, nytimes.com
(ii) The Olympic Charter, Fundamental Principles of Olympism. 
(iii) Oxford Dictionary of English.
(iv) Tüm Derrida referansları için: Jacques Derrida, On Cosmopolitanism and Forgiveness, London: Routledge, 2001.

Bu haber toplam 1997 defa okunmuştur
Gaile 378. Sayısı

Gaile 378. Sayısı