Olmadı be Onur
Genç yaşata Onurumuzu istemeden ve kahrolarak yitirdik. Dinamik, efendi ve en önemlisi karakterli olan Onur’un 20 yaşlara gelmesi çok zor, hayattan göçmesi bir o kadar kolay oldu.
Böyle olmamalıydı be Onur.
Aileni, arkadaşlarını, kulübünü kısacası tüm sevenleri yalnız bıraktın. Herkesin kalbinde olmaktansa hayatta olmanı, seni yaşatacağız demektense, şu an yaşamış olmanı dilerdim.
Ama olmadı be koçum. Gerçekten de olmadı.
Babanın, annenin, kız kardeşinin ve sevenlerin göz yaşları neredeyse sel olup taştı. Bizler de bu selin arasında boğulduk. Tıpkı, senin denizin altında boğulduğun gibi. Ama aramızdaki tek fark, bizler yukarıda, sen aşağıdasın.
Olmadı be Onur.
En verimli çağında dünyadan göçüp gitmen sevenlerine karşı yapılan en büyük haksızlıktı. Seni özleyeceğiz. Törende söylendiği gibi seni yaşatacağız. Ancak sen farklı bizler farklı diyarlarda.
Genç yaşta herkesin kalbinde taht kurman en büyük sevincimiz. Son yolculuğunda sevenlerinin seni yalnız bırakmaması ismin gibi en büyük ONURUMUZDU.
Tüm bu yaşananları düşündüğünde dünyadaki yerini, dünyayı terkettiğin gün oluşacak boşluğu, sevdiklerinin ve seni sevenler için önemini anlayacaksın...
Özellikle insanların senin için neler söyleyeceklerini, onlar için ne ifade ettiğini hissetmeye çalış...
O andan geriye dönme şansının olmadığını, hayat denen kredinin bittiğini ve onlara yanıt verme şansının olmadığını anlasan bile sen yine de herkesin kalbinde olacaksın. Bundan hiç bir şüphen olmasın.
Rahat uyu Onur. Son durak olan yere zamansız ve vicdanları sızlatarak gitmene rağmen.
Rahat uyu koçum. Bizler de elbet bir gün o diyarlara geleceğiz.
Ne çok sevdiğin denizler ve balıklar, ne de yeşil sahalar seni asla unutmayacak.
Hoşçakal ONUR...