Şampiyonluk umudunu son maça taşımak adına MTG için önem arz eden bir maç olmakla beraber, rahat bir oyun ve bolca golle gelen üç puan vardı dün. Kalesinde erken bir gol görmesine kötü vuruş ve direk izin vermezken, sarı yeşilliler, rakip yarı sahaya adeta “çadır” kurarak, istediğini sahaya yansıtmaya başladı. Sahanın başarılı ismi Mehmet Çil’le perde açıldı.
Ufuk Şimşek, 4-5 pozisyonda süper kurtarış yaptı. Ancak özellikle orta alan direnci olmayınca ve savunma kötü olunca ardı ardına goller geldi. İkinci devrede tempo daha da düşünce, oyun kalitesi iyice azaldı. Zaten kulaklar dışarıdaydı. Küçük Kaymaklı’nın golleriyle bir ara yedek kulübesi bile final maçında gol atmışçasına sevindiler. Ancak Çetinkaya maçının golleri ve sonucu gelince stada derin bir sessizlik çöktü. Ama şuna parmak basmak gerekir.
Mağusa Türk Gücü bu sezonu başarılı bir şekilde geçirmiştir. Belki haftaya şampiyon da olabilir. Ancak, bundan sonrasında bu camia ve takım için hedef artık her sezon şampiyonluğa oynamaktır. Özkaynaklarından yetişen yetenekli oyuncuları ve kaliteli iyi transferleriyle üst düzey bir kadro oluşmuştur. Bana göre takımın istediği 3-4 nokta transfer, biraz daha fazla cesaret ve özgüvendir.  Deplasman fobisini yenmesidir.
Takımın şu an lider değil de ikinci sırada olmasına sebep çok kritik ikinci devre maçlarıdır. Yani tansiyonu yüksek Binatlı, Mormenekşe ve Çetinkaya maçlarıdır. MTG bu üç maçı da kazanamadı. Üstelik ikisi evindeydi. Olmadı. Ancak bu da çok ama çok önemli bir tecrübedir. Son üç sezon düşmemek için oynayan bir takımın bir anda hedef değiştirerek şampiyonluk düşünmesi ve buna mental anlamda tam hazır olabilmesi zordur.
Sonuç olarak Mağusa Türk Gücü’nü gönülden tebrik ederim. Şampiyon olsa da olmasa da tıpkı bir Binatlı, Gençler Birliği ve Lefke gibi şampiyonluk yarışına çok ciddi bir heyecan koymuştur.  Bağcıl takımına da önümüzdeki sezon Birinci Lig’de başarılar dilerim.