‘Ölü Kent Müzesi’ gezilebilir!
İllüzyonun eş anlamlısı “yanılsama”dır.
Gözünüzü bağlarlar.
Sizi öyle bir uyuturlar ki şapkadan tavşan çıktığını sanırsınız.
“Sihir” dedikleri biraz da “hile”dir aslında!
Gerçek göründüğünden çok farklıdır.
***
“Maraş açıldı” böylesi bir yanılsamadır.
Siyasi hile de diyebiliriz adına!
Çünkü Kapalı Maraş yani Varosha’yı açmak bu kadar yüzeysel adımlarla mümkün değildir.
Maraş'ı açmak için yasal sakinleriyle müzakereye, Birleşmiş Milletler'le uzlaşıya, çok ciddi siyasi ve hukuki süreçlere ihtiyaç vardır.
***
Şimdi diyeceksiniz ki Girne ya da Karpaz “açılırken” yasal sahipleri ile müzakere mi yapıldı?
“Federal çözüm” için müzakereler o nedenle sürmektedir.
Üstelik biri savaş sonrasında hemen ‘zorunlu’ sivil yerleşime açılmış, bir diğeri “askeri bölge” kalmıştır.
414 (1977), 482 (1980), 550 (1984), 789 (1992) ve 2483 (2019) sayılı kararlar ne anlama geliyor, isterseniz şu anda Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na başkanlık yapan Türk diplomata sorabilirsiniz.
***
Peki ne oluyor?
“Kapalı Maraş’ın sahil yolu kontrollü geziye” açılıyor.
Tıpkı önceki sene bir plajın açıldığı gibi…
Yine bir barikattan geçecek, yine asker kontrolünde ilerleyecek ve sınırlı bir sürede ‘etrafa’ bakacaksınız.
Asker izin verirse eğer plaja girecek, yokluğun içinden yaşamı fısıldayan begonvillere bakacak, sarmaşıkların örttüğü pencerelerde 74’te durmuş zamanı soluyacaksınız. Denizin kanadığı yerde kandıracaklar sizi ve sonra gidecek, oy vereceksiniz.
***
Bir kentin ve bin hayalin öldüğü yerde size “dolanmak” için izin veriyorlar şimdi.
“Ölü Kent Müzesi” gezilebilir artık.
Elbette denetimli.
Çok fazla sağa sola yönelmeden ve fotoğraf çekmeden cadde boyunca ilerleyebilirsiniz!
Zaman dar!
Çünkü ziyaret için “süre sınırlı.”
***
Kentin ölüsünün yattığı yerde vurulmuş sokaklardan birini görmek istiyorsanız eğer…
Evet, açık!
Şimdi daha fazla insan görebilecek.
“Yıktık.
Yağmaladık.
Çürüttük.
Kokuttuk koca bir kenti...”
Dedim ya “Ölü Kent Müzesi” kontrollü ve sınırlı gezintiye açıldı artık…