'Yemeğini yemezsen öcüler seni yiyecek' korkutmasıyla
büyütülürdü çocuklar.
'Uyumazsan goncolozlar gelecek' gibi bir yığın ürkütücü cümle
vardı eskiden.
Büyüdükçe farklılaşsa da cümleler, özünde aynıydı. Zorlama ve tehditle yaptırılırdı ne yapılması gerekirse.
Doğaüstü bir güç...
Bilinmeyen bir yaratık...

Gaipten gelecek bir nesne...
Bir tür 'dış güç'tü yaptırımın öznesi...

*  *  *

Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek çok sık kullanılıyor toplumları yönetirken de...
Birçok savaşın nedeni yok. Ama gereği var. Savaş 'içeride güç kazanmak' demek çünkü.
Terör bitmeli mi? Biterse ahaliye gösterecek 'düşman'
kalmayabilir.
Gerginlik politikaları, bu coğrafyanın hamurundaki dini, mezhepsel ve milli duyguları siyasetçinin arkasında rüzgar
biriktirmeye yarar.
Darbeler ve karşı darbeler çok sık görülür, çünkü demokrasiyi gerçek anlamda içine sindiren yoktur.
Temel hedef gücü ele almak ve alır almaz da geri kalanların tamamını susturmaktır.

*  *  *

Kıbrıs adası da bu arabesk coğrafyadan kopuk değil.
Bir yandan doyumsuz çıkar güçlerinin tepişmesi, diğer yandan geri kalmış toplulukların başındaki kaçınılmaz diktatörler ve bu koşulların hüküm sürdüğü çemberin ortasında ortak vizyonu bildiği, algıladığı halde hayata geçirmekte basiretsiz toplumlar...
Ve bu yüzden bitmek üzere olan Kıbrıslı Türkler...

*  *  *

15 Temmuz'da Elçilik önünde atılan sloganlar, Türk-İslam sentezinin izdüşümleri olmakla beraber, asıl hedefi gizlemeye
yarayan bir perdeydi de aynı zamanda.
2019'da seçilmeme riskini referandumda anlayan Erdoğan, hep yaptığı gibi ümmetçi hedeflerini milliyetçilikle perdelemeye başladı.
Oysa nice Kemalist yazar, Atatürkçü akademisyen hapiste yatıyor.
'FETÖ'yü, kendisi gibi düşünmeyen kim varsa onları susturmak için kullanıyor.
Ve Büyükelçi Kanbay'ın açıklamaları ile burada da çok ciddi bir baskı ve sindirme operasyonu hazırlığı yapıldığı anlaşılıyor.

*  *  *

Henüz ölmedik, ama sıtma yakındır!
'Çözüm olmazsa entegrasyon, ilhak niyetleri tavan yapacak' derken, kimileri buna burun kıvırıyordu.
Daha ne istersiniz ki?
Bakın, TC Büyükelçisi 'vali' gibi her konuda konuşuyor. Yardım Heyeti zaten tam hükümet.
Çavuşoğlu masayı bozdu.
Berat Albayrak Omorfo açığında gaz arayacak.
Yıldırım 11'inci parselde 'gereğini yaparız' diyor.
Erdoğan zaten padişah.
Bizim Cumhurbaşkanı da 15 Temmuz'u 'destan' yaptı.
Daha ne olsun?
Bu arada...
Yaz günü üşümesi, sıtmadan olabilir mi?