Ölümlerden ölüm beğenin
Rahmetli Özker Özgür, KKTC devleti ilanı sırasında “hayır”kararlarının neden “evet”e döndüğünü izah ederken; “Bize ölümlerden ölüm beğen diyorlar. Kazığa oturarak mı, beynimize kurşun sıkılarak mı, işkence ile ölmek isteriz demeye getiriyorlar. Biz de KKTC’ye onay vererek bu ölüm biçimini seçtik” demişti..
KKTC kurulalı otuz yıl oldu..O yıldan beridir bu devlet ile bu toplum çöküş sürecine girdi ve “ölümünü” ilan etme aşamasına geldi.
Hükümet, zaten pahalı olan elektrik fiyatlarının yüksek oranda artırılması kararında ne dedi? “Ya elektriksiz kalacaksınız ya da bu zamlı fiyatı kabul edeceksiniz!” Buyurun, ölümlerden ölüm beğenin demek bu..Hangi ölümü kabul edeceğiz karar verelim!
Hükümetin fiyata zam yapma tercihi halkta öfkeli tepki yarattı.. Bundan daha doğal bir durum olamaz. Ancak, tüm kabahati iki üç aylık hükümete ciro etmek adaletli olmaz.
KKTC de elektrik sorunu hep vardı kurumda yönetim, dağıtım ve tahsilat, gelir-gider açıklığı konusunda radikal kararlar alınması gerekliydi.
Türkiye ile imzalanan protokolde elektrik konusuna yeni bir sistem getirilmesi iki devlet tarafından kabul edildi.
UBP uygulamaya gecikti. Muhalefette bu protokole karşı olan CTP hükümete gelince direnmeye çalıştı ama zamları yapmak zorunda kaldı.
Zamlarla elektrik sorunu çözülecek değildir. Sürdürülebilir bir yapı kurmak uzun yıllar ve bol para ister.
Başta CTP yeni hükümetin ve tüm partilerin gerçeği söyleme ve akıl izanla davranma zamanı çoktan geçmiştir. Muhalifler-UBP- örneğin şimdiki zammı eleştirmemelidir. CTP de muhalefetteyken aleştiri yapmamalıdır. Bu tavırlar tutarsız ve yurttaşın artık kanmayacağı ucuz taktiklerdir.
Yüklü miktarda elektrik borcu olanlardan ümit beklenmesin. Aynı zamanda yurttaşlar da ödememe kervanına katılabilir.
Zaten elektriğe zam kararı anayasaya aykırıdır. Hayret bir şey hükümet yetkilileri ve milletvekilleri anayasada yazılı olan yurttaşa mali yükümlülük getiren harç ve vergilerin yasa ile yapılması gerektiğini bilmiyor mu? Ya da bilmiyorlarsa, hukukçu Tufan beye neden sormuyorlar? Bu anayasa maddesi, yöneticilerin keyfi kararlarla yurttaştan para almanın yasaklanması için konulmuştur.
Peki çare nedir? Radikal kararlar alması zamanı gelmiştir.
Bu devletin dükkanı kapatması gerekiyor. Kurucu meclis oluşturulup yeni bir anayasa ile yeni yasalarla modern bir devlet yapısına geçilmesi lazım.
“Muktesap hakların” ortadan kaldırılarak yurttaşlar arasında adaletli bir gelir dağılımı sağlanmalıdır. Evine yollanan müşavirler zorunlu emekliliğe sevk edilmelidir.
Fazla elektrik kullanan oteller ve büyük kurumların kendi enerjisini üretmesi istenmelidir. Üretmeyene izin verilmemelidir.
AB’ye sorumlulukları anımsatılarak kuzey Kıbrıs için kalkınma ve tasarruf programı önermesini istemeliyiz. Troyka gelsin ve diğer AB ülkeleri gibi neler yapacağımızı söylesin. Onların programına sadık kalma sözümüzü garanti edelim ve onlardan yatırım ve borç para isteyelim. Rum halkının, poltikacıların kurtulma planına bakalım.
Yaşadığımız bölgenin her türlü kaynağı 100 bin nüfusa göredir. 500 bin nüfusla kurtulmak imkansızdır. Politikacılarımız bu gerçeği anlamak istemiyor veye söylemekten çekiniyorlar. .
Yaşadığımız bu vahim durumu kısır tartışmalarla çözemeyiz. Siyasetçiler halk ile beraber yeni bir yapı kurmaya mecburdur.
Bunu geç kalmadan yapmazlarsa, halkı isyan ettireceklerini ve toplumun parçalanacağını iyi bilmeli ve sorumlu davranmalıdırlar.