Kumyalı – Ziyamet Anayolunda 13 Mayıs 2015 tarihinde meydana gelen feci trafik kazasında KH 971 plakalı araç sürücüsü Mehmet Günsay’ın ölümüne neden olmakla suçlanan JD 246 plakalı biçerdöver sürücüsü sanık Osman Özduman hakkındaki karar dün Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi’nde açıklandı. Başta “Tedbirsizlik sonucu başkasının ölümüne sebep olma” davası olmak üzere toplam 11 davadan itham edilen ve 3 davayı kabul edip 8 davayı kabul etmeyerek duruşma yoluna giden sanık Özduman başta “Tedbirsizlik sonucu başkasının ölümüne sebep olma” davası olmak üzere 6 davadan beraat ederken 5 davadan ise suçlu bulunarak toplam 4 bin 250 TL para cezasına mahkum edildi.

Kaza nasıl olmuştu?

Kaza, 13 Mayıs 2015 tarihinde Mağusa – Karpaz anayolunun 42-43 kilometreleri arasında meydana gelmişti. Mehmet Günsay, yönetimindeki KH 971 plakalı van aracı ile Karpaz istikametinden Mağusa istikametine doğru süratli şekilde seyrederken yağmurdan dolayı kayganlaşan yolda direksiyon hakimiyetini kaybedip karşı şeride geçmiş ve karşı yönden gelen ancak KH 971 plakalı aracın geldiğini görüp yolun kenarında duran Osman Özduman yönetimindeki JD 246 plakalı biçerdövere çarpmıştı. Kaza sonucu hastaneye kaldırılan Mehmet Günsay, tüm çabalara rağmen kurtarılamamıştı.

Mahkeme, yapılan tahkikatı eksik buldu…

Yaklaşık 2 ay süren duruşmanın kararını okuyan Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Yargıcı Murat Soytaç, kararı boyunca meselenin olgularına, emarelere ve tanık şahadetlerine değindi. Soytaç, okuduğu kararda, İddia Makamının viraj tabelalarına dayanarak önemli iddialarda bulunduğu bu denli hayati bir davada viraj tabelalarının konumunun emare krokilerde açık bir şekilde belirtilmemiş olmasının veya bu konuda yeterli bir açıklamaya yer verilmemiş olmasının ciddi bir tahkikat eksikliği olduğu kanaatinde olduğunu açıkladı.

Müteveffa Günsay’ın ölümü ve kusurları incelendi…

Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Yargıcı Murat Soytaç, müteveffa Mehmet Günsay’ın ölümünü incelediklerini belirtti. Sanık Osman Özduman’ın kullanımındaki biçerdöver ile Mağusa istikametinden Karpaz istikametine seyrettiği sırada görüş mesafesinin açık olmasına rağmen karşıdan gelen araçların dikkatli olmaya sevk etmesi için yönetimindeki biçerdöverin tepesinde bulunan ikaz lambasının açık pozisyonda olduğunu belirten Soytaç, müteveffanın süratli bir şekilde ve yolun orta çizgisinin sanığa ait kısmını ihlal ederek seyrettiğini gören sanığın biçerdöverin ön tablasını bariyerlerin üzerine gelecek bir şekilde sol kısmında bulunan bariyerlere mümkün olan en yakın pozisyona kadar yaklaşarak biçerdöveri durdurduğunu söyledi. Soytaç, bu sırada biçerdöverin ön tablasının yolun orta çizgisinin sanığın şeridini geçmediğin ve müteveffanın geçişi için yeterli mesafe bulunduğunu belirterek, müteveffanın ölümünden sanığın herhangi bir tedbirsizliğinin olduğunu söylemenin mümkün olmadığı gibi sanığın alabileceği tüm tedbirleri aldığını rahatlıkla söyleyebileceklerini açıkladı. Müteveffanın kusurlu hareketlerine de değinen Soytaç, sanığın 15 Mayıs 2015 tarihinde verdiği gönüllü ifadesinde, viraja geldiği vakit karşıdan müteveffanın süratli bir şekilde geldiğini, müteveffanın araç içerisinde bir şeyler arar gibi hareketler yaptığını ve müteveffanın kendisini görmesi üzerine paniklediğini aktardığını belirtti. Soytaç, sanığın yeminli şahadetinde ise yolda seyrederken karşı taraftan ancak sanığın kendi şeridinde hızla gelen bir Mercedes Vito gördüğünü, aralarında 65 metre kadar bir mesafe bulunduğu sırada karşıdan gelen van aracın içinde kimseyi göremediğini çünkü aracın içine eğilmiş olduğunu aktardığını belirterek, sanığın yeminli şahadetine inandıklarını açıkladı. Müteveffanın kaza öncesindeki kusurlu hareketlerini kısaca özetleyen Soytaç, müteveffanın havanın yağmurlu, yolun ıslak ve kaygan olmasına rağmen hızını salim sürate indirmediğini, yolun sola virajlı olduğu ve 65 km hız süratinin bulunduğu bir mahalde süratini yasal sınırın altına indirmediğini, müteveffanın aracı ile seyrederken karşı şeridi ihlal edip mümkün mertebe yolun solunu tutmadığını, müteveffanın yola vermesi gereken dikkatini yola vermeyerek gözlerini yoldan ayırdığını açıkladı. Soytaç, 13 Mayıs 2015 tarihinde kazanın oluşumuna ve müteveffanın ölümüne, müteveffanın kendi hareketlerinin sebebiyet verdiğini de açıkladı.

Sanık Özduman’a para cezası…

Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Yargıcı Murat Soytaç, sanık Osman Özduman’ın “Tedbirsizlik sonucu ölüme sebep olma”, “Gereken azami dikkat ve ihtimamı göstermeksizin trafik kazası yapma”, “İhtiyatsızca, aceleyle ve halka tehlike teşkil edecek şekilde sürüp kaza yapma”, “Araç ile seyrederken mümkün mertebe yolun solunu tutmamak”, “Motorlu araçlar mukayyitliğine 7 gün zarfında haberdar etmeme” ve “Aracın tüm durumunun yoldaki diğer araç ve şahıslara tehlike teşkil edecek şekilde motorlu araç kullanma” davalarından beraat ettirildiğini,  “Hitam olmuş sürüş ehliyetiyle araç sürme”, “Seyrüsefer ruhsatsız araç sürme”  “Muayenesiz araç sürme”, “Sigortasız araç sürme” ve “Kanunsuz yolcu taşıma” davalarından ise suçlu bulunup mahkum edildiğini açıkladı. Sanık Osman Özduman’ın mahkum olduğu suçların Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Tüzüğü gereğince düzenlenen suçlar olduğunu belirten Soytaç, tüzüğe göre bu tür suçlara asgari ücretin 3 katına kadar para veya 1 yıla kadar hapislik cezası verilebileceğini açıkladı. Soytaç, sanığın işlemiş olduğu trafik kazasında herhangi bir tesiri olmasa dahi huzurlarındaki suçları hitam olmuş öğrenci ehliyetiyle işlemiş olmasının hafife alınamaz bir durum olduğunu belirtti. Sanığın işlemiş olduğu suçların en fazla 1 yıl hapis cezası öngörülen suçlar olduğunu yineleyen Soytaç, sanığın sadece bu davalardan itham edilmiş olması halinde Ağır Ceza Mahkemesi kapsamına girmeyen davalardan olduğunu açıkladı. Soytaç, sanığa verilecek en uygun ve adil cezasının ise para cezası olduğunu belirterek sanığı mahkum olduğu “Hitam olmuş sürüş ehliyetiyle araç sürme” davasından 3 bin TL, “Seyrüsefer ruhsatsız araç sürme”  davasından 250 TL, “Muayenesiz araç sürme” davasından 250 TL, “Sigortasız araç sürme” davasından 500 TL ve “Kanunsuz yolcu taşıma” davasından ise 250 TL para cezasına mahkum ettiklerini açıkladı.