ÖLÜMLÜ KAZAYA 6 YIL
Kamil Göktepe'nin ölümüne neden olmaktan yargılanan sanık Jeyhun Babayev 6 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Didem MENTEŞ
Girne-Güzelyurt anayolu üzerinde 8 Mart’ta meydana gelen kamyon kazasında hayatını kaybeden Kamil Göztepe’nin ölümüne neden olmaktan yargılanan sanık Jeyhun Babayev, 6 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Girne Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti, sanık Babayev’i 12 davadan suçlu bulup mahkum ederken, Babayev’in ehliyetsiz, tedbirsiz, dikkatsiz ve tehlikeli sürüşünün, acemice araç kullanmasının bu kazanın meydana gelmesinde ciddi bir faktör oluşturduğunu vurguladı.
Mahkeme Heyeti, sanığın işvereni tarafından yol güvenliği hakkındaki kurallara hiçbir önem verilmediğinin, yol güvenliğini tehlikeye atacak şekilde çalışanlarına araç teslim ettiğini vurgulayarak, bu yönde işverenin suçu ve ihmalinin hoşgörüyle karşılanmasının olanaklı olmadığını belirtti.
Mahkeme, ayrıca devlet mekanizmasının yol güvenliği açısından araç sahipleri ve işyeri sahipleri üzerinde genel önlem anlamında daha etkili bir tedbir alması gerektiğine de vurgu yaptı.
Bu arada işveren olan Aşanlar Ltd direktörlerinin trafik davası ise sürüyor…
12 davadan suçlu bulundu
Başkanlığı’nda Melek Esendağlı, üye yargıçlar Murat Soytaç ve Seran Bensen’den oluşan Girne Ağır Ceza Mahkeme Heyeti’nin baktığı davada, İddia Makamında Başsavcılık adına Kıdemli Savcı Erdinç Akyener ve sanık avukatı Barış Mamalı mahkemede hazır bulundu. Ölümü trafik kazasıyla ilgili kararı, Mahkeme Heyeti adına Başkan Melek Esendağlı okudu. Sanık Babeyev’in 10 Mart 2017 tarihinden beri Merkezi Cezaevi’nde hükümsüz tutuklu olarak bulunduğunu belirten Esendağlı, sanık aleyhine getirilen 12 davayı okudu. Kazayla ilgili olgulara ve ayrıntılara tek tek değinen Yargıç Esendağlı, sanık Jeyhun Babayev’i kendi ikrarı ve İddia Makamı’nın ileri sürdüğü olgular ve emareler ışığında aleyhine getirilen davalardan suçlu bulup, mahkum ettiklerini açıkladı.
“7 yıla kadar hapislik içeriyor”
Başkan Melek Esendağlı, sanığın mahkum olduğu birinci dava olan “tedbirsizlik sonucu veya ağır ihmal teşkil etmeyen aceleci veya dikkatsiz bir eylem sonucu istemeden veya kasti olmadan başka birinin ölümüne neden olma” suçunun 7 yıla kadar hapislik içerdiğini vurguladı. Ölümle neticelenen trafik cezalarının yaygın ve önün engellenemediğini, toplum nezdinde büyük üzüntüyle karşılanmakta olduğunu aktaran Esendağlı, Yargıtay karalarında da son yıllardaki ölümle neticelenen kazalardaki artışın, yargıya intikal eden davaların fazlalığından da gözlemlendiğini ve bu hususun halk nazarında derin bir üzüntü yarattığının ifade edildiğini anımsattı. Ölümle neticelenen kazalarda yıllardır düşüş yaşanmaması ve önün bir türlü alınamaması itibariyle bu tür suçların önlenmesine, toplumdaki herkesimin katkı koyması gerektiğinin vurgulandığına dikkat çekti.
Ölümle neticelenen kazalarda, suçu işleyen kişilere kamu yararı gereği, başkalarına da caydırıcı ve ibret verici cezalar verilmesi gerektiğini vurguladı.
“Sanık son derece kontrolsüz ve çok tehlikeli biçimde kamyonu kullandı”
Hukuki prensipler doğrultusunda kazanın geliş şekline dair değerlendirme yapan Başkan Esendağlı, “Sanık çalışmakta olduğu nakliyat şirketinin, taş yükünü kamyona aldıktan sonra onu sevk etmek için yola çıkmış, Girne istikametine doğru seyrederken viraj üzerinde sağ şeride geçmiş, karşı yönde gelen van araca çarparak kazaya sebebiyet vermiştir. Sanığın kullanımındaki aracın sağ şeride geçip, van araca çarptıktan sonra toprak alanda yine de duramayıp, en az 100 metre ilerde toprak sete çarparak durabildiğini gördüğümüzde, sanığın kullanımındaki aracın son derece kontrolsüz ve çok tehlikeli bir biçimde sevk ve idare ettiği neticesine ulaşırız. Kazanın meydana geliş şekli bu şekilde tespit edildiğinde, çarpmanın sanığı kullanımındaki araçla, şerit ihlali yapmasıyla meydana geldiği, sanığın kusur ve ihmali bakımından sanığın aleyhine ağırlaştırıcı bir faktör olarak dikkate alınır” dedi.
Ayrıca sanığın karşı şeride geçmesiyle meydana gelen kazada, müteveffa Kamil Göktepe’nin kazanın meydana gelmesinde katkısı olmadığını vurgulayan Esendağlı, bu hususu da sanık aleyhine bir faktör olarak cezada dikkate aldıklarını aktardı. Esendağlı, “sanığın kullanımındaki kamyon, kırılmamış kaya parçalarının olduğu ağır yükle doludur. Böylesi yüklü bir iş aracının sağ şeride geçip, müteveffanın aracına çarptıktan sonra toprak banket içerisinde duramayarak, 100 metre daha kontrolsüz bir şekilde gitmesi ve toprak sete çarparak toprağa gömülerek durabilmesi, aracın ne şekilde ciddi bir tehlike saçtığını göstermektedir. Tehlikeli sürüşün durumun vahameti bakımından sanık aleyhine değerlendirilir” dedi.
“Acemice araç kullanması ciddi bir faktör”
Yargıç, kararına şöyle devam etti: “Sanığın aracını yavaşlatmak için fren kullandığı, Çamlıbel’den yokuş aşağı gelirken sürekli fren yaptığı, bir noktadan sonra frenlerin yeterli olmadığı, sanığın gönüllü ifadesinde de belirtilmektedir. Sanığın kullandığı araçta kazaya etken mekanik bir arıza bulunmadığı olgularda sunulmuştur. Bu doğrultuda sanığın kullanımındaki ağır yüklü kamyon aracı, yokuş aşağı olan bir güzergahta frenle yavaşlatarak hakimiyet sağlamaya çalıştığı ancak arcı makul ve basiretli bir sürücü gibi sevk ve idare edemediği, aracın kontrolün kaybettiğini görmekteyiz. Sanığın tedbirsiz, dikkatsiz ve tehlikeli sürüşünün, acemice araç kullanmasının bu kazanın meydana gelmesinde ciddi bir faktör olduğu açıktır. Bu hususu da sanık aleyhine değerlendiririz.
“İşveren tarafından yol güvenliği kurallarına hiçbir önem verilmediği açık”
“Sanığın Türkmenistan’dan ehliyeti olduğu, KKTC’de çalışma izniyle şoförlük yapacaksa bu ehliyetinin olmadığı açıktır. Bu doğrultuda sanık KKTC’de ehliyet olmaksızın araç kullanmaktaydı. Sanığın ehliyeti olmaması halde, şoför olarak iş verilmesi, bunun da kalmayıp ağır yük taşıyan bir kamyonu sevk ve idare etmesi gereken bir iş verilmesi, işveren tarafından yol güvenliği hakkındaki kurallara hiçbir önem verilmediğinin, yol güvenliğini tehlikeye atacak şekilde çalışanlarına araç teslim ettiğinin açık bir göstergesidir. Bu yönde işverenin suçu ve ihmalinin hoşgörüyle karşılanması olanaklı değilse de bu davanın konusu değildir. İddia Makamı tarafından hazırlanan diğer dosyalarla görüşülüp karara bağlanacaktır.”
“Sanığın tecrübesiz olarak işe alınması, işverenin pervazsızlığın bir göstergesi”
“Sanığın dar gelirli bir kimse olarak ailesinin geçimini sağlamak için ülkesinden geldiği, çaresizlik ve sıkıntıyla iş ararken, işverenin, ülkemizdeki denetimsizliğin etkisiyle, kamyon şoförü olarak direksiyon başına geçmesi, sanığın suçu işlerken içinde bulunduğu koşullar ve olumsuzluk bakımından, sanığın kişisel durumu bakımından hesaba katılıp değerlendirilmesi adildir. Ancak yetisi, tecrübesi ve becerisi olmadan KKTC’de ehliyetsiz bir şekilde bu işi üstlenerek, tehlikeli araç kullanması ve bir kimsenin ölümüne sebebiyet vermesi göz ardı edilemez. Sanığın tecrübesiz olarak, ehliyetsiz olarak, eğitim almadan, işe alınması, işverenin pervazsızlığın bir göstergesiyse de bu hususta, sanığın kazaya sebebiyet vermesi, içinde bulunduğu durum ve ihmal hakkındaki sorumsuzluğu önemli şekilde azaltmayacağı kanaatindeyiz”
“3 kamyon birleştirilerek 1 kamyon haline getirilmiştir”
Bu davadaki olgular bakımından önemli bir konuya da vicdani açından dikkat çeken Yargıç Esendağlı, şunları söyledi: “Sanığın ehliyeti olmadan, tecrübesi olmadan ağır yük taşıyan bir kamyonu sürerek, kazaya sebebiyet vermesi, sanığın yol güvenliği bakımından ne şekilde tehlike saçtığının bir göstergesidir. Ancak tehlike bununla sınırlı değildir. Sanığın kullanımına verilen kamyonla ilgili tahkikat, bir başka vahim hususu da ortaya çıkarmıştır. Sanığın kullanımındaki kamyon GT 528 kayıt numaralı araca, GK 431 plakalı numarası takılmış, HA 548 plakalı aracın da motoru takılmış. Bu suretle adeta 3 kamyon birleştirilerek, bir kamyon haline getirilmiş, bununla ilgili yasal prosedür takip edilmemiştir. Ötesi GT 528 plakalı araç hakkındaki işletme izini 2008’de son bulmuş, satıldıktan sonra devri yapılmamış, 2008’den sonra seyrüsefer ruhsatı çıkarılmamış, sigortası olmayan, 2011’de kayıttan düşmüş bir araçtır. Kaza tarihi 2017 olduğu dikkate alındığında, bu koşullardaki aracın uzun yıllardır tehlike saçar bir vaziyette ve gayri yasal koşulları birden fazla olduğu halde, yollarda seyrettiği görülmektedir. Uzun yılardır süre gelen, yol güvenliğini tehlikeye atan bu hususlar, denetim yoluyla önüne geçebilecek, engellenebilecek hususlardır.
“Araç ve işletme sahipleri üzerinde devlet mekanizmasının daha etkin bir tedbir alması beklenir”
“Trafikte yol güvenliğini artırılması için engellenebilecek bu tehlikelerin önüne geçilmesinin acil olduğu, yakın zamanda meydana gelen ölümlü kazalarda, iş araçlarıyla yapılan kazaların etkisinin ne denli ağır olduğu görülmesiyle sabittir. Bu gibi trafik denetimleri tehlikenin önüne geçilmesi için kullanılacak yöntemlerden önemli bir tanesidir. Denetim seyir halinde olan, idari yapan kişilerin tespitiyle, tehlikenin önlenmesinde hizmet edeceği gibi denetimin yapılacağı bilinmesi ve hissedilmesi gibi tehlikeli veya ehliyetsiz olarak araç kullandırılmaması hakkında araç sahibi ve işletme sahipleri üzerinde genel önlem anlamında da etkili olur. Yol güvenliği ve insan sağlığı korumaya layık olduğu kadar değerinde, devlet mekanizmalarının daha etkin bir tedbir alması beklenir. Kamu vicdanın beklentisi de budur. Polis teşkilatının da olanaklarını seferber ederek bu yönde en erken zamanda tedbir alması, denetimleri artırması gerektiğini vurgularız.”
“Birden fazla trafik suçu işlemiştir”
Sanığın ehliyetsiz araç süreme dışında, seyrüsefersiz, muayenesiz ve sigortasız araç sürerek, işverenin suçlarına tabi olduğunu aktaran Yargıç, sanığın işverenle söz konusu suçlarla ilgili sorumluluğu paylaştığını ve bunu lehine bir durum olarak dikkate aldıklarını söyledi. Sanığın ihmal nedeniyle bir kişinin ölümüne neden olması ve trafik suçuyla birden fazla suçu işlemiş olduğuna değinen Yargıç, bu hususların sanık aleyhine değerlendirildiğini aktardı.
Sanığın 2 çocuk babası olup, geçimini sağlamak için ülkeye geldiğini, davalarını kabul edip adaletin erken tecellisine yardımcı olduğunu söyleyen Yargıç, sanığın temiz bir sicili olması, mahkeme süresince üzgün ve bitkin olması lehine değerlendirilen hususlar olduğunu vurguladı.
6 yıl hapis cezası
Tüm bu olgular ışığında sanık aleyhine ve lehine olan tüm hususları değerlendirdiklerini vurgulayan Mahkeme Başkanı Melek Esendağlı, öncelikle sanığın 2 yıl suretle araç kullanmaktan men edildiğini belirtti. Esendağlı, sanığa hürriyeti bağlayıcı bir ceza verilmesini uygun görerek, sanık Jeyhun Babayev’i aleyhine getirilen ‘tedbirsizlik ve dikkatsizlik kullanarak ölüme sebebiyet vermekten’ birinci davadan 6 yıl hapislik cezasına çarptırıldığını açıkladı.