Limasol'da köprülü camiye molotof atmışlar, Larnaka'da Tuzla camisine Bizans bayrağı asmışlardı ve çok çirkindi.
Denizin ötesine taşmıştı tepki, köpük köpük...
Dün gördüm Kormacit'te Ay Mavri Kilisesi tamamen yıkılmış.
Mum yakıyor Maronitler, taşların üzerinde...
Çirkin mi çirkin yine…
Tek farkla!
Dün bağıranlar, bugün sessiz…
 

***

Maronit açılımı dedikleri bu muydu sahi?
Hani sizin inançlara dair adaletiniz, nerede!
 

***

Tatil bitti, yeniden başlıyor azap günleri…
Dağ, taş, kıyı insan selinden geçilmiyordu.
Şimdi evli evine!

***

Yemeği geç pişirdi diye karısının başında süpürge sapını kıran adama hayret edeceğiz yeniden... Yine de seçili tepkilerle içimizde büyüttüğümüz şiddeti görmeyeceğiz çok fazla… “Nereye gidiyorsun sen, bir başına, yalnız bir yere gidemezsin” sorgusunun da aslında bir şiddet olduğunu kabullenmeyeceğiz örneğin…

***

Yol çizgilerinin yenilenmesine sevinecek kadar küçük beklentilerle avunacak, kıyılarımızın birer birer satılmasına ses etmeyeceğiz, alışacağız; fotoğraflar paylaşacağız, özel perdeli iskeleler üzerinden, bronz mu bronz, mavi mi mavi...

***

Baksanıza, yeni yurttaşlıklar verilmiş, yeni yeni yatırımcılara…
Otel yapmış adam…
Dünyanın en güzel toprağını, altın tepside sunmuşlar, talan fiyatına!
Üzerinden de ‘dünyanın en pahalı yurttaşlığını’ hak etmiştir pek tabii..
Acaba çalışanlarını bir günde kapı dışarı attığı zaman bu yurttaşlık geri alınacak mı?

***

İki merağım olmuştur.
‘Yurttaşlık’ almaya bu kadar meraklı yatırımcılarımız niye yanlarında yurttaş çalıştırmazlar?
Bir de…
Ne işe yarıyor bu ‘KKTC kimliği’ de böylesine rağbet görüyor sahi?

***

Tatilden eve dönerken bizler, Maronitler bekleyecek.
Bir de Maraş sakinleri…
Açıldı…
Açılacak…
Açılmak üzere…
Az kaldı!

***

Diyorum da hazır eliniz değişmişken, şu Girne’nin plajlarını da açsanız, denizlerin gerçek sahiplerine…

***

Olur mu?
Olmaz!
Şimdilik oraların derin sahipleri siyasetçilerin dahi üzerinde!