1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. “Ömrümüz faşizme ve emperyalizme karşı mücadeleyle geçti...” 1
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

“Ömrümüz faşizme ve emperyalizme karşı mücadeleyle geçti...” 1

A+A-

Kıbrıs’ın işçi sınıfı, öncülerinden birini, Mihalis Bumburis’i kaybetti…

 

Kıbrıs'ın işçi sınıfı, öncülerinden birini, Mihalis Bumburis'i kaybetti. 2005 yılında onunla tanışma ve onunla YENİDÜZEN adına çok geniş bir röportaj yapma onuruna erişmiştim... “Milliyetçiliğin Öksüz Bıraktıkları” başlıklı yazı dizimiz çerçevesinde yaptığımız röportajda Mihalis Bumburis bana toplumlarımızın geçmişteki ortak mücadelesini ve komünist Kıbrıslıtürkler'le Kıbrıslırumlar'ın 50li yıllarda uğradıkları baskıları ve nasıl öldürüldüklerini anlatmış, kitabını da imzalayıp vermişti... Ingiliz sömürge döneminde Mesarya köylerine su götürülmesi için verdikleri mücadeleyi, 74'te göçmenlere yardım için yaptıklarını da anlatmıştı... Bu adada barış, eşitlik ve insan hakları mücadelemizi, onun bir ömürlük mücadelesi her zaman aydınlatacak... Yıldızlar yoldaşı olsun...

31 Ağustos 2018’de 99 yaşında hayata gözlerini yuman, Kıbrıs’ta sol ve işçi sınıfı mücadelesinin önderlerinden Mihalis Bumburis, Maratovunolu’ydu…

Bumburis’in cenaze töreni bugün saat 16.00’da, Lefkoşa’nın Strovulos bölgesinde Hriseleusa Kilisesi’nde yapılacak.

Gazeddakıbrıs, Bumburis’in vefatıyla ilgili haberinde şöyle dedi:

“İkinci Dünya Savaşı’nda Hitler faşizmine karşı savaşan Kıbrıslılar arasında yer alan Mihalis Bumburis,  Kıbrıslı askerlerin terhis talebiyle başlattıkları mücadeleye aktif olarak katılması üzerine, diğer yüzlerce Kıbrıslıyla birlikte 1946 Mayıs’ına kadar İngilizler tarafından Mısır’ın çölündeki Hatatpa Kampı’na hapsedildi.

Bumburis adaya dönüşünün ardından AKEL Mağusa İlçesi’nin önemli isimlerinden biri oldu.

1955 yılında İngiliz Sömürge Yönetimi’nin AKEL’i yasadışı ilan etmesinin ardından 1957 yılına kadar yeniden hapsedildi.

Mihalis Bumburis’in hayata veda etmesinin ardından AKEL tarafından yapılan açıklamada “AKEL olarak Mihalis Pumburis’e veda ederken, onun bıraktığı emanete sahip çıkacağımıza ve yolunda ilerlemeye devam edeceğimize söz veriyoruz. Ailesine, yakınlarına ve tüm yoldaşlarına en içten taziyelerimizi sunuyoruz” denilerek, Bumburis’in özgeçmişi şu şekilde özetlendi:

“1919’da Marathovuno köyünde yoksul bir çiftçi ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Mihalis Pumburis, henüz 11 yaşında inşaatlarda ve madenlerde işçi olarak yaşam mücadelesine atıldı. 1941’de AKEL üyesi oldu. Aynı yıl askeri hastane inşaatında çalışan işçilerin grevinde yer aldı. 1943’te AKEL Merkez Komitesi’nin çağrısı üzerine Hitler faşizmine karşı savaşa gönüllü olarak katıldı. İkinci Dünya Savaşı’nın sonuna kadar İtalya cephesinde savaşan Bumburis, savaşın sona ermesinin ardından Kıbrıslı askerlerin terhis talebiyle başlattıkları mücadeleye aktif olarak katılması üzerine, diğer yüzlerce Kıbrıslıyla birlikte 1946 Mayıs’ına kadar İngilizler tarafından Mısır’ın çölündeki Hatatpa Kampı’na hapsedildi.

Kıbrıs’a dönmesinin ardından önce AKEL’in Marathovuno örgütü sekreterliği, sonra Lefkonuk Bölge Komitesi sekreterliği görevini üstlendi. Partinin 8. Kongresi’nde Merkez Komitesi üyeliğine seçildi ve 1955’te AKEL Mağusa İlçe Sekreterliğine seçildi. 1988’e kadar bu görevi yürüten Pumbiris, 1957’den 1987’e kadar partinin Politbüro üyesiydi. 1955’te sömürgeciler tarafından AKEL’in kara listeye alınmasıyla, partinin diğer onlarca lider kadrosuyla birlikte 1957’ye kadar hapsedildi. AKEL Mağusa Örgütü’nün lideri olarak Grivasçı aşırı sağın cani terörünü yaşayan Mihalis Bumburis, halkımızın örgütlenmesinde ve siyasi mücadelesinde oynadığı belirleyici rolle ülkenin iç savaşa sürüklenmemesi çabasına önemli katkı sağladı.

1981’den 1991’e kadar Mağusa milletvekili seçildiği dönemin son iki yılında AKEL’in Meclis Grubu Sözcülüğü görevinde bulunan Bumburis, 1990-1991 döneminde AKEL’in ideolojik ve örgütsel ilkelerinin savunulmasında belirleyici katkıda bulundu. Emekliye ayrılmasından sonra yazdığı kitaplar, AKEL ve Kıbrıs tarihi açısından değerli bilgi kaynaklarını teşkil etmektedir.

Mihalis Bumburis komünist ideolojiye sarsılmaz inancı ve partimize bağlılığıyla, dürüst ve mütevazı duruşuyla, yurdumuzun ve halkımızın mücadelelerine katkılarıyla AKEL’e ve Kıbrıs tarihine mührünü silinmez bir biçimde vurdu.”

Milliyetçiliğin öksüz bıraktıkları: Bumburis anlatıyor...

Mayıs 2005’te YENİDÜZEN’de “Milliyetçiliğin Öksüz Bıraktıkları” yazı dizimiz çerçevesinde Mihalis Bumburis’le yapmış olduğumuz röportajı onun mücadelesi anısına, bir kez daha yayınlamak istiyoruz. Röportajımız şöyleydi:

“Milliyetçiliğin öksüz bıraktıkları yalnızca Kıbrıslıtürkler değildi... Ortak yurdumuz Kıbrıs’ta, Kıbrıslırumlar da “kendi milliyetçilerinin” kurbanı oldular... 1950’li yılların sonlarında Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum yeraltı teşkilatları harekete geçtiğinde, öncelikle “kendi” solcularını, “kendi” komünistlerini, “kendi” demokratlarını susturma yolunu seçtiler... O günlerde TMT’nin Kıbrıslıtürk ilericilere ya da Kıbrıslıtürklerin Kıbrıslırumlarla yaşamasını isteyenlere yaptıklarını, Grivas önderliğindeki EOKA da Kıbrıslırum ilericilere yapmaktaydı: cinayetler, dövmeler, taşlanarak öldürmeler...

Tüm bunlara birinci elden tanık olan Mihalis Bumburis, oturup bir kitap kaleme aldı ve yaşamış olduklarını belgeledi...1955-62 döneminde Grivas’ın öldürttüğü solcu Kıbrıslırumlarla ilgili “Zor Günler” başlıklı bir kitap yazan Mihalis Bumburis, bu cinayetleri belgelemeye çalıştı...

bumburis.jpg

Mihalis Bumburis’le röportajımız şöyle:

Soru: Sayın Mihalis Bumburis, “Milliyetçiliğin öksüz bıraktıkları” yazı dizisi çerçevesinde bizimle konuşmayı kabul ettiğiniz için teşekkür ederim...  Öncelikle kendinizi bize birazcık tanıtabilir misiniz?
Mihalis Bumburis:
Ben de öncelikle, bu konuları gündeme getirdiğin için seni tebrik etmek isterim... Ben, Maratovuno’da (Ulukışla) doğdum... Çatoz’un (Serdarlı) yakınında bir köydür... Çocukluk yıllarım Çatoz’da (Serdarlı), Komokipos’ta (Görneç),   Konedra’da (Gönendere’de) geçti... Yapıcı ustalarının yanında çıraktım çocukluğumda...

Soru: Hangi yıl doğdunuz?
Mihalis Bumburis:
1919’da doğdum... O dönem saçta “bişşi” pişirirlerdi, bunu yediğimi hatırlarım... Sonra savaşa katıldım... İkinci Dünya Savaşı’na... O dönem, AKEL’in “Hitler faşizmine karşı savaşa katılın” çağrısı vardı, ben de gönüllü olarak savaşa katıldım...

Soru: Nereye gittiydiniz?
Mihalis Bumburis:
İtalya’ya gittiydim... Filistin’e de gittim... Bizimle birlikte çok Kıbrıslıtürk de vardı... Benim bölümümde yoktu ama genel olarak Kıbrıslıtürkler vardı...

Soru: Katırcı olarak mı katıldıydınız savaşa?
Mihalis Bumburis:
Ben mühendis olarak katıldıydım, mayın arama tarama işlemleriyle uğraşırdım savaşta. Bulduğumuz mayınları biz imha ederdik... Ordunun geçebilmesi için bölgeleri mayınlardan temizlerdik...

Soru: Hangi bölgesindeydiniz İtalya’nın?
Mihalis Bumburis:
Çeşitli bölgelerde yaptım... İtalya’nın ortasının üst bölümlerindeydik... Savaş sonrası Floransa’nın kuzeyindeydik... Savaş bitince İngilizler – o İngilizler ki hiç doğru dürüst insan değillerdi – bizim askerden çıkmamızı bırakmadılar. Askerden ayrılmak isteyenleri vurma yoluna dahi gittiler o zaman. Askerden ayrılmak istediğimiz için bizi, daha sonra, Mısır’a, çölün içine gönderdiler...

Soru: Niçin yani böyleydi?
Mihalis Bumburis:
Bir nedeni var bunun... Kıbrıs’ta o dönem, İngilizlere karşı bir hareket gelişiyordu... Gönüllü olarak savaşa katılan önemli sayıda solcu vardı, bunlar askerden çıkınca Kıbrıs’a döneceklerdi ve anti-İngiliz hareketin içinde yer alacaklardı. İngilizler bunu istemediği için bizim askerden çıkmamıza izin vermediler!

Soru: “Beyaz Grev” dedikleri bu döneme mi rastlardı? Hani Kıbrıslırumlar İngiliz malı almazlardı, boykot ederlerdi...
Mihalis Bumburis:
Hayır... Değildi... O dönem Kıbrıs’ta İngilizlere karşı hareket başlamıştı ama ürünlere boykot anlamında değil. Daha çok ücret artışı için grevler vardı...

Soru: Sendikal eylemler yani...
Mihalis Bumburis:
Ve İngilizlerin Kıbrıs’tan ayrılmasını talep eden bir hareket vardı... Bizi Mısır’a gönderdiler, çöle... Savaş 1945’te bittiydi... Biz bir sene askeri toplama kampında kaldık Mısır’da...

Soru: Yani o kamptan çıkamazdınız...
Mihalis Bumburis:
Hayır... Sonra askerden çıkınca, Kıbrıs’a döndük ve siyasi mücadelenin içine girdik. Ben geri döndüğüm zaman askerden, parti bana Mağusa’ya gitmemi söyledi... Beni parti kadrosu olarak görmeye başladılar. Ben o zaman tepki gösterdim: “Ben iyiyim ama parti kadrosu olabilir miyim?” diye... Gittim sonuçta... Belli bir süre sonra AKEL’in Mağusa İlçesi örgüt sekreteri oldum.

Soru: Maraş’tan bahsediyorsunuz herhalde...
Mihalis Bumburis:
Evet, Maraş’tan... Daha sonra 1955’te parti yasadışı ilan edildi ve hapse atıldım! 17 ay hapiste kaldım o dönem...

Soru: O dönem kaç kişi attıydılar hapse?
Mihalis Bumburis:
İlk tutuklamalarda 135 kişiydik... Daha sonra belli bir sayıda daha tutuklamalar oldu. 140’ı aştık...

Soru: Sendikayı da mı kapattıydılar o dönem?
Mihalis Bumburis:
Hayır, o dönem PEO’ya dokunmadılar. PEO’dan belli bir korkuları vardı, işçi sendikalarının üstüne gitmekten... Gazeteyi kapattılar, “Demokrat” gazetesi vardı o zaman... HARAVGİ daha sonra yayımlandı... Gençlik örgütü vardı o dönem, AON... Onu kapattılar... Köylü örgütü vardı, onu kapattılar. Hapisten çıkış dönemimiz, Grivas faşizminin yükseldiği bir dönemde oldu, ateşin içinde dışarıya çıktık...

Soru: Hangi seneydi?
Mihalis Bumburis:
1957’de... 1955’in Ekimi’nde girdim hapse, 1957’de çıktım... 1956 yılı boyunca hapisteydim... Sanırım 1957 yılı Nisanı’nda serbest bırakıldım. Tam ateşin içine düşmüştüm! Önce Hitler faşizmine karşı mücadele ettik, sonra İngilizlere karşı mücadele ettik, sonra da Grivas faşizmine karşı savaşa, mücadeleye başladık. O dönem partinin epeyi Kıbrıslıtürk üyesi de vardı. Kıbrıslıtürkler daha da çok sendikaya, PEO’ya üyeydi ama...

Soru: O dönem hapse atılanların içinde hiç Kıbrıslıtürk var mıydı?
Mihalis Bumburis:
Yoktu... Kıbrıslıtürkler’den de hapse gidenler vardı ama onlar daha çok PEO’da greve indikleri için hapsediliyordu. İngilizler o dönem zaten, çok kurnazca davrandılar aslında... Partinin Kıbrıslıtürk kadrosu vardı, onlara yönelmediler. Daha çok bizi karşı karşıya getirmeye çalıştılar...

Soru: “Akıllıca”, evet...
Mihalis
Bumburis: Beş-altı sene Grivas’a karşı mücadele ettik... Daha sonra ikinci bir Grivas dönemi daha var... Kıbrıs’a darbe yapmaya geldiğinde, gene onunla karşı karşıya geldik...

Soru: 1967 yılı mıydı?
Mihalis Bumburis:
Evet...

Soru: EOKA’ya karşı mıydı bu mücadele?
Mihalis Bumburis:
EOKA’nın faşistlerine karşıydı. Genel olarak EOKA’ya karşı değildik, tavrımız daha farklıydı. Çünkü EOKA’nın bazı üyeleri vardı, Grivas’ın davranış biçimlerini onaylamayan EOKA üyeleri de vardı. Biz diyalektik yaklaşıyorduk, Marksizmi diyalektik uyguluyorduk. Daha sonra Yunanistan’da cunta dönemi geldi...

 

DEVAM EDECEK

Bu yazı toplam 1771 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar