Ömür Alibaba: Penguenlerle selfie çekmek isterim
İçimizdekiler/ Ülviye Akın Uysal
(Piyano öğretmeni, müzik araştırmacısı ve yazarı, etnomuzikolog, piyanist, sanatçı/sanat isçisi)
Kendimi tek kelime ile tanımlayacak olsam… Güleç.
Genel olarak, beni tanıyan ya da yeni tanıştığım insanların ilk izlenimi, yüzümün sürekli gülümser olması..
'Çocuk ruhlu' da denilebilir benim için. 30 yaşında genç bir kadın birey olsam da, görüntüm, minyonluğum, güleçliğim, ses tonum ve hiç yaslanmayan ruhum, insanlara küçük bir kız çocuğunu andırabilir. Sanatçı ruhlu oluşumdan belki.
Şu an yaptığım işi yapmasaydım… Yine diğer sanat dalları olabilirdi. Mesela, dansçı. Ruhumu, bedenim ve duygularımla ifade edebilmek... Tüm hayatımı buna adayabilirdim.
Ressam olmak isteyebilirdim ya da heykeltıraş.. Her turlu el isi.. Zamanın nasıl geçtiğini hissetmeden, ellerinle sanat eseri üretebilmek. Hayat boyu terapi gibi.. Hayatimin daha yoğun olmadığı lise ve sonrasında değerli ressam hocalarımla, resimle uğraştım. Issız kalırım mantığıyla, resmi meslek olarak seçemedim.
(Hayatımda mesleğim olabilecek is, benim ruhumu tatmin edecek, bitmeyen bir arzuyla yapabileceğim, yaratıcı bir is olmalı. Bu yüzden müzik okudum sanırım. )
Ya da kesinlikle bir gezgin. Hiç durmadan yeni yerler görmek, farklı kültürlerle yoğrulmak, hayat boyu seyahat ve kesif... Sanırım bu yüzden uzun sure yurtdışında farklı ülkelerde yasadım ve hala yasama arzum var. Seyahat acentem olabilirdi.
Ya da bir psikolog. İnsanların iç dünyalarında yasadıkları huzursuzlukları, travmaları, çekinceleri minimuma indirgeyip, pozitife çevirmek, onları huzura kavuşturmak, bu şekilde kendilerini oldukları gibi kabullenmelerini ve bundan haz almalarını sağlayıp, onları özgürleştirmek ve hayat kalitelerini yükseltebilmek.. İnsan ruhunu iyileştirmek, tatmin edici bir meslek olabilirdi benim için.
Benim gündemimi en fazla meşgul eden… Müzik eğitimlerim, müzikle yapabileceğim planlarım. Piyanom ve öğrencilerim. Tabii ki, ailem, sevdiklerim. Toplumumdaki sorunlar. İnsan hakları, özellikle kadın hakları ve bu konudaki adaletsizlikleri sorgulamak ve değiştirmek. Feminizm.
Kayıtsız kalamadığım şey… Kesinlikle, her konuda adaletsizlik. Olayların manipüle edilmesi.
En büyük pişmanlığım… Yok. Bir gün yapamadıklarımdan pişmanlık duymamak için, dilediklerimi yanlış da olsa yapmayı ve yasamayı tercih ediyorum.
En büyük sevincim… Bir gün ülkemde ve dünyada barış ve her konuda özgürlük sağlandığını görebilmek olurdu. İhtiyaçlı birilerinin hayatına bir nebze dokunabilmek ve kendimi yararlı hissedebilmek.
Hayatımın dönüm noktası… 2012 yılında, Avustralya'daki Monash Üniversitesi’nin, Sir Zelman Konservatuarı’nda piyano bölümüne kabul alıp, her şeyi geride bırakıp kilometrelerce uzakta, Melbourne şehrinde yasamaya başlamak.
Beni en çok etkileyen yazar… 'Dr. Love' Leo Buscaglia, Jim Samson (Ünlü Chopin yazarı ve Kıbrıs müziği dahil ,Orta Doğu tarihiyle birçok araştırması ve kitabi var) ve şiirleriyle büyüdüğüm, Nazım Hikmet.
Başucumdaki kitap… Su an başucumdaki kitap, Suç ve Ceza, Dostoyevski.
En keyif aldığım müzik… Doğru anda, ruhumu okşayan tüm müzikler. Pharell Williams- Happy,
James Brown- I feel good
En son izlediğim film… Daha önce defalarca izlediğim, her seferinde beni etkileyen, I Origins
Kendim için son aldığım şey… Sabah kahvaltım olan, krossan.
Dolabımdaki en gereksiz şey… Bir gün giyerim diye her mevsim tekrar tekrar sıraladığım tüm kıyafetlerim..
Benim için alınabilecek en güzel hediye… Tüm müzik aksesuarları ve sevgiyle seçilmiş ya da yapılmış minik el yapımı her şey veya evcil hayvan.
Kendimle ilgili değiştirmek istediğim şey… Kararsızlığım
Kendimde beğendiğim özellik… Pozitif oluşum, her yaptığım işi tutkuyla yapmak
Olmasa da olur… Üzücü anılar, kötü kalpliler, çıkarcı insanlar
Olmazsa olmaz… Sanat, müzik, tutku, annem, ailem
En iyi yaptığım yemek… Genel olarak yemek yapmak ayrı bir zevktir benim için.
Yurtdışında, her yeni tanıştığım farklı kültürdeki arkadaşlarıma yaptığım, fırın makarnası. :) Vazgeçilmezdi.
Sevdiklerime pazar kahvaltısı..