1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Ona da mı maraz?..
Ona da mı maraz?..

Ona da mı maraz?..

Ona da mı maraz?..

A+A-


Gürkan GÖKAŞAN

Bilinen en eski teselli methodu olan, ‘maraz çıkarma’yı incelemek gerekirse; bir sorunu olan veya çıkmazın içine girmiş bireyi, bir nevî en kestirme yoldan refaha çıkarmayı hedefleyen bir telkin biçimi olarak ele alınabilir. Farz-ı mahâl; “Allah’dan eyilik, hökümetten aylık” sözünün aksine, hükümet seni ödemedi ve ayın ortasına geldin. Hepimizin kredi borcu olduğu gibi senin de bankalara ve kredi kartlarına ödeyeceğin miktarlar bulunuyor. Yarın bir de elektrikleri keserlerse, bu havada kış kıyamette ne yaparım diye düşünürken bu durumu angonisi ilkokul arkadaşın olan Ahmet Dayı ile paylaştın. Ahmet Dayı senin bu durumuna üzülecektir pek tabii… Ama üzüntünün yetersiz kaldığı noktada ise sana o meşhur soruyu sormayacak mı sandın?.. “E, ona da mı maraz?.. Allah eyilik versin da…”

Gazlı soba

Elektrik kesintileri o kadar normal geliyor ki artık, her mutfak dolabının üstünde naylonla kaplanmış ‘luks’ların yanısıra, ısınmak için de gazlı sobalarımız evlerimizin vazgeçilmezleri arasındadır. Bir önceki diyaloğu düşündüğümüzde, aslında Ahmet Dayı’nın söylediklerini bir kenara bırakıp, gerçek hayatın ‘soğuk yüzünü’ görmeye başladığınızda-ki bu genellikle para kazanmaya başlarken oluyor-aslında üzüldüğünüz şeyler konusunda bir diyete gitmenizi kaçınılmaz kılıyor. Mesela gazlı soba ile yaşamaya alışmak, içme suyuna yıllardır para ödeyip tüketebilmek, her an elektrik kesilir diye luksu evde mutlaka bulundurmak gibi… Bunları size yaşatan olumsuzlukların üzerine daha fazla olumsuzluk ekleyip, üç çıkan sonuçtan da iki çıkarınca, elde ne kalıyor diye hiç düşündünüz mü?..

Marazlı Deve

Devenin biri birgün diğer deveye sormuş ki; “Neden boynun eğri?” Deve de demiş ki; “Ona da mı maraz?!.” Sonra belli zamanlar içerisinde birbirlerine bu soruyu sorup aynı cevabı vermişler defalarca. Halen daha soruyorlar hatta ve bu kısır döngünün içerisinden bir türlü çıkamamışlar… Aslında bir de “İyilikten maraz doğar” diye bir söz vardı. Bildiğim birşey varsa, iyilik yapan iyilik bulmaz. Duruma göre değişir aslında ama çok iyilik yapıyor ve aslında karşılığında mutlak iyilik bekliyorsan suç sende abi…

İyilik, karşılık beklemeden yapıldığında hedefine ulaşır. Yoksa sırf ağaçlar da maksat yeşillik olsun diye ormanı oluşturmuyor değil mi? E böyle düşünüyorsan, yeryüzünde senin varlığın da çok yer kaplamıyor mu sence? Bence deveyi örnek al biraz, maraz ediyor ama yine de sorguluyor en azından. Yok, ben sorgulamam diyorsan, ağaçları da keserlerse umrumda olmaz, dünya yansa umrumda olmayacak diye kendini avutuyorsan; emin ol ki senin harcadığın oksijen, insanlığın sonunu getirecektir.

Bu haber toplam 1658 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 248. Sayısı

Adres Kıbrıs 248. Sayısı