Önal: ‘Herkes parasını iyi yönetebilmeli...’
Sadece okur yazar değil “Finansal Okuryazar” gençler yetiştirmeliyiz.
İktisatbank Genel Müdürü Olgun Önal, KKTC’de özellikle gelecek nesillerin finansal okur yazarlık seviyesini yükseltmek için şimdiden finansal eğitime önem vermek zorunda olduğumuzu vurgulayarak, ‘herşeyden önce paramızı iyi yönetebilmeliyiz. Finansal sistemin işleyişini anlayabilmeli, aylık ve yıllık gelir ve harcama bütçeleri oluşturabilmeli, uzun vadeli planlar yapabilmeliyiz’ şeklinde konuştu.
Önal, eğer basit yada bileşik faiz kavramını biliyorsanız, faiz-enflasyon yada risk-getiri gibi ilişkileri anlayabiliyorsanız, finansal ürün ve hizmetler hakkında bilgili iseniz yada bir başka açıdan davranış olarak zorunlu harcamalarınızı yaptıktan sonra elinizde para kalıyorsa, tüm bunların finansal okur yazarlığımızın iyi bir seviyede olduğunun göstergesini teşkil ettiğini vurguladı.
İktisatbank Genel Müdürü Olgun Önal’ın konu ile ilgili röportajı şöyle:
Okuryazar olmak ne demek biliyoruz ancak son günlerde “Finansal Okuryazar Olmak” kavramını çok duyuyoruz. Finansal Okuryazarlık ne demek?
Finansal okuryazarlık konusu artık ülkelelerin politika ve stratejilerinde yer verilen önemli bir kavram haline geldi. Finansal okur yazarlık en geniş tanımı ile Finansal kavramlar ve riskleri bilmek, anlamak ve finansal tercihleri bu bilgiler ışığında yapmak şeklinde özetleyebiliriz. Bir başka açıdan finansal okur yazarlık; Bireylerin finans konusunda bilgi temelli kararlar almasını sağlayan yeterlilik düzeyidir şeklinde tanımlamak da yanlış olmaz. Yine başka bir ifade ile finansal okuryazarlık, bireylerin gelirlerini, birikim ve yatırımlarını akıllıca değerlendirip, bütçelerini doğru yönetebilme yetkinliğine sahip olabilme durumudur. “Finansal okuryazar” olarak adlandırdığımız bir kişi, ana finansal kavramlar hakkında bazı temel bilgilere sahip olmalıdır. Bu temel bilgiler arasında enflasyon, kur riski, bölme, paranın zaman değeri, ödenen faiz, basit faiz, bileşik faiz, risk ve getiri ile finansal varlıkların çeşitlendirilmesi gibi kavramlar yer almaktadır. Bizler de KKTC’de özellikle gelecek nesillerin finansal okur yazarlık seviyesini yükseltmek için şimdiden finansal eğitime önem vermek zorundayız.
Finansal okuryazar olmak neden önemli?
Günümüz dünyasında artık her bireyin finansal okur yazar olması gerekiyor. İhtiyaçlarımız neredeyse sınırsız, ihtiyaçlarımız için sahip olduğumuz kaynaklar ise sınırlı. Hepimiz farklı işler yapıyoruz, farklı cinsiyetlerimiz, mesleklerimiz, statülerimiz, gelirlerimiz ve giderlerimiz var. Ancak tek bir gerçek var ki istesek de istemesek de sürekli olarak bizi çevreleyen finansal ürünleri yada hizmetleri kullanıyoruz. Hergün hepimiz farkında olalım yada olmayalım çok sayıda finansal tercihler yapıyor ve çeşitli önemli finansal kararlar veriyoruz. Tasarruf ediyoruz, borçlanıyoruz yada kazandıklarımızı tüketiyoruz. Günlük yaşamda karmaşık finansal araçlar kullanıyoruz. Örneğin kredi kartı kullanırken alternatifleri veya kampanyaları karşılaştırıyoruz, satın alma süreçlerinde önünümüze çıkan ödeme yöntemleri arasında tercih yapıyoruz, bazen peşin ödüyoruz bazen taksitli ödüyoruz, pos cihazlarına şifre giriyoruz, telefonumuzdan kredi kartımız ile uygulama satın alıyoruz, puan biriktiriyoruz, faiz ödüyoruz, tasarruf edecek paramız varsa döviz mi TL mi tasarruf edeceğimize karar veriyoruz, bazen bu tercihlerimizden dolayı para kaybediyoruz, bazen yüksek getirili ve aynı zamanda yüksek riskli finansal ürünler ile çok para kazanıyoruz, araba alıyoruz, konut alıyoruz, borç verip bazen borç alıyoruz. Bir kredi alacaksak vadesini, masrafını faiz oranını vergilerini bilmek istiyoruz. Öte yandan dijital bir çağda yaşıyoruz. Her an hızlı dönüşümlerin, yeniliklerin ve büyük bir veri akışının yaşandığı günümüz şartlarında daha karmaşık finansal ürünler, hizmetler ve sistemler ile karşı karşıyayız. Dijital dünyada pek çok fırsatın yanı sıra finansal riskler de var. Teknoloji bize iyiliği de kötülüğü de gelişmiş bilgisayar yada mobil cihazlar ile evimizin, salonumuzun ortasına kadar getiriyor. Örneğin facebook’ta her gün bir yakınımızın hesabının çalındığını ve kötü niyetli kişilerin bu hesap üzerinden birilerini dolandırmaya çalıştığını duyuyoruz. Bu nedenle herkes finansal risklerin ve aynı zamanda faydaların farkında olmak durumunda. Bilginin ve teknolojinin çok gelişmiş olduğu bu çağda artık herkes finansal okur yazar olmalı ve sağlıklı finansal kararlar üretebilmelidir. Ayrıca bireylerin tek tek ulaştığı finansal okur yazarlık düzeyi makro düzeyde toplumun daha sağlıklı bir finansal kültüre ve sisteme ulaşmasını da sağlayacaktır.
Finansal okur yazarlığın özellikleri nelerdir?
Bir bireyin finansal okur yazar olması o kişinin bankacı yada borsacı gibi uzman biri olması anlamına gelmez. Finansal okur yazarların en büyük özelliklerini şöyle sıralayabilirim; Herşeyden önce parasını iyi yönetebilmelidir. Finansal sistemin işleyişini anlayabilmeli, aylık ve yıllık gelir ve harcama bütçeleri oluşturabilmeli, uzun vadeli planlar yapabilmelidir. Ayrıca finansal kurum ve kişilerle iletişim kurabilmelidir. Eğer basit yada bileşik faiz kavramını biliyorsanız, faiz-enflasyon yada risk-getiri gibi ilişkileri anlayabiliyorsanız, finansal ürün ve hizmetler hakkında bilgili iseniz yada bir başka açıdan davranış olarak zorunlu harcamalarınızı yaptıktan sonra elinizde para kalıyorsa, zorunlu durumlarda ve doğru zamanda doğru fiyatlar ile borç kullanabiliyorsanız, bir yıldan uzun ekonomik planlar yapabiliyorsanız ve ileri yaşlarınızdaki harcamalarınız için endişeleniyorsanız finansal okur yazar olduğunuzu söylemek mümkün.
Finansal Okur Yazarların ortak davranış şekli var mı?
Finansal okur yazarlar genellikle kendilerini belli başlı ortak davranış şekilleri ile ifade ediyorlar. Örneğin çok dikkatli alışveriş yapıyorlar, faturalarını zamanında ödüyorlar ve gecikme cezası gibi ilave maliyetlerden kaçınıyorlar, ekstrelerini kontrol ediyorlar, kişisel olarak mali durumlarını, borçluluk ve gelir gider durumlarını yakın takip ediyorlar daha doğrusu ayaklarını yorganlarına göre uzatıyorlar. Diğer yandan kendilerine uzun vadeli finansal hedefler oluşturuyorlar. Kendilerine bütçe oluşturup yönetebiliyorlar. Zorunlu harcamalarından sonra mutlaka aktif şekilde tasarruf etmeye çalışıyorlar. Zorunlu durumlarda doğru vadelerde ve doğru fiyatlar ile borçlanıyorlar.
Finansal Okuryazarlık ölçülebiliyor mu?
Finansal bilgi, finansal erişim, finansal tabana yagınlık, finansal tutum ve tavırlar ile finansal davranışları ölçen çalışmalar ve bu çalışmaların yıllar içerisindeki gelişimini gösteren endeksleme metodları yurtdışında uygulama alanı buluyor. Bu çalışmalar ile finansal okuyarzarlık seviyesi düzenli olarak ölçümlenebiliyor, yıllar içindeki gelişimi izlenebiliyor ve geliştirilmesi gereken alanlar tespit edilebiliyor. Ülkemizde de bu tür ölçümleme çalışmalarının üniversitelerimizin aracılığıyla yapılmaya başlanması gereklidir. Nüfusu her geçen gün artmakta olan dünyamızda doğal kaynaklarda yaşanan yetersizlikler sonucu, toplumların finansal okuryazarlık düzeylerini yükseltmek ve tasarruf bilincinin yayılması tüm ülkelerin ekonomik ve sosyal politikaları arasında ön sıralarda yer almaktadır. OECD ülkelerinde ve OECD dışı bazı ülkelerde yapılan anketler, tüketicilerin sadece finansal konularda doğru karar vermelerine yarayacak finansal bilgi, beceri ve farkındalığa sahip olmadıklarını göstermek ile kalmayıp aynı zamanda varolan bilgi, beceri ve farkındalıklarını çoğunlukla abarttıklarını da göstermektedir. Bu nedenle bireyleri eğiterek paralarını nasıl yönetmeleri gerektiğini bilmelerini sağlamak oldukça önemlidir.
Finansal okuryazarların çoğalması neden hedef olmalı?
Tek tek bireyler aileleri, aileler ise toplumu oluşturuyor. Bireyler ve onların oluşturdukları aileler doğru finansal kararlar ürettiklerinde, bütçe yaparak bütçelerine ve hedeflerine uygun şekilde yaşadıklarında sosyal açıdan çok daha mutlu, ekonomik açıdan ise çok daha başarılı ve rasyonel bir toplum oluştururlar. Ekonomimizin daha güçlü bir zeminde büyümesine katkı sağlamak için finansal okuryazarlık seviyemizin yükseltilmesi olmazsa olmaz bir koşuldur. Biz bireyler, aile bütçelerimizi yönetiyor olmamızın yanında yönetici, amir, direktör, mali müşavir ve bunlara benzer etkili pozisyonlara sahip kişiler olarak çok sayıda çalışanı olan işletmelerin ve hatta kamu kurumlarımızın verdikleri mali, finansal sonuçlar içeren kararların da içerisindeyiz. Verdiğimiz doğru finansal kararlar Şirketimizin çok başarılı olmasını sağlayabileceği gibi yanlış kararlarımız Şirketimizin zarar etmesini, hatta iflas etmesini, biz dahil birçoğumuzun işsiz kalmasına da yolaçabilir. O yüzden, finansal okuryazar bireylerden oluşan bir toplum yaratmak zorundayız.
Finansal okuryazarlık eğitimi ne zaman başlamalı?
Finansal okuryazarlık çocuktan başlayıp, ölene kadar devam eden bir süreç. Evde başlayarak çocuklarımıza paranın ne olduğunu, neyi satın alıp neyi almayacağını, paranın nasıl kazanıldığını, ihtiyaçlarımızı, neyin ihtiyaç neyin ihtiyaç olmadığını, ihtiyaçlarımızı önceliklendirmeyi, harcamalarımızı kontrol etme alışkanlığını, tasarruf bilincini, aile bütçesinin ne olduğunu, kendisine bir bütçe oluşturmayı ve bütçesini yönetmeyi, temel finansal kavramların anlamlarını ve buna benzer konuları yavaş yavaş anlatmalı, onları bilinçlendirmeliyiz. İlkokul’dan başlayarak okullarımızda da bu eğitimleri vermeliyiz. Avrupa’da artık ilkokuldan başlayarak finansal eğitim vermeye başlamayan ülke kalmadı. Okullardaki eğitim programları yanında dijital kanallar da çok yoğun şekilde kullanılıyor, farkındalık yaratmak için web tabanlı oyunlar geliştiriliyor. Hollanda, Finlandiya, Almanya, İngiltere, Macaristan, Letonya ve Türkiye’yi birçok iyi örneklerin bulunabildiği ülkeler arasında sayabiliriz.