1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Önce denk bütçe, sonra stabil para birimi”
“Önce denk bütçe, sonra stabil para birimi”

“Önce denk bütçe, sonra stabil para birimi”

Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu, ülkede Türk Lirası kullanılmasından dolayı yaşanan dezavantajlar olduğunu söyledi.

A+A-

Ayşe GÜLER

Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu, ülkede Türk Lirası kullanılmasından dolayı yaşanan dezavantajlar olduğunu söyledi, buna rağmen stabil para birimine geçiş tartışmaları öncesinde ‘denk bütçe, kendi gelirlerimizle kendimizi yönetme, bütçe açığını yok noktasına getirme’nin sağlanması gerektiğine işaret etti.

 “Siyaset yapacağım diye hayal satmıyorum” diyen Amcaoğlu, “Başka arkadaşların hayal sattığını gördüm, rakamlarla da ispat ettim. İsteyenle istediği platformda bunu tartışmaya hazırım” değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Amcaoğlu, alım gücünde yaşanan gerilemenin önüne geçilebilmesi için bu yıl hayat pahalılığı ödeneğinin 6 ay yerine minimum 4 ayda bir verilmesi konusunda Bakanlar Kurulu’nda öneri sunduğunu ancak kabul edilmediğini de aktardı. 

“Bakanlar Kurulu’nda 11 kişi var. Oy birliğiyle bir karar çıktı, hayat pahalılığının 6 ayda bir uygulanmasına karar verdiler” diyen Amcaoğlu, “Bugün gelinen noktada; hayat pahalılığı uygulaması 4 ayda bir yapılmış olsaydı, kur farklılıklarından dolayı yaşananları en aza indirirdik” dedi.

Amcaoğlu, akaryakıt fiyatlarında ardı ardına zam yapılmasına yönelik eleştirileri de yanıtladı,

“1 yılda Dolar kurunda yüzde 41’lik fark oldu. Ama 1 yılda akaryakıta yapılan zam yüzde 17. Geçtiğimiz yılki kur farkını yansıtsaydık akaryakıt fiyatları 42 TL’yi geçerdi” değerlendirmesi yaptı, toplumda bu yönde yapılan eleştirilerin de bilgisizlikten kaynaklandığını ifade etti.

2022 yılında aylık 20-25 milyon litre olan akaryakıt tüketiminin şu an 35 milyon litre seviyelerine çıktığını dile getiren Amcaoğlu, “Otomasyon sistemine geçildi. Artık benzin istasyonlarındaki stoku görebiliyoruz. Artık benzin istasyonlarında kuyruk olmayacak” dedi.

Amcaoğlu, elinde yakıt olmasına rağmen satış yapmayan akaryakıt istasyonlarıyla ilgili yaptırım uygulanacağını dile getirdi, sektörde ödülü de cezayı da birlikte çalıştıracaklarını kaydetti.

Türkiye’den kablo ile elektrik konusuna da değinen Amcaoğlu, enterkonnekte ile ilgili projenin nasıl yürüyeceğine yönelik teknik toplantıların önümüzdeki hafta başlayacağını söyledi.

‘Kıbrıs’ın kuzeyinin Türkiye’ye enterkonnekte şekilde bağlanabilmesi için, Türkiye’nin ‘gözlemci’ üyesi olduğu ENTSOE’den onay alması gerekliliği’ sorusunu ise “TC Cumhurbaşkanı Erdoğan, kararlılığını ortaya koyacaklarını söyledi. Erdoğan izinleri vereceğini, bedelinin ne olursa olsun ödeyeceğini söylüyor. Bu söyleniyorsa, bunun gailesi değil, bayramı yapılmalı” şeklinde cevapladı.

Amcaoğlu, piyasa denetimlerine ilişkin bilgi vererek, denetimli mal kapsamındaki 30’un üzerindeki ürünün denetlenebildiğini söyledi, bugünlerde somun ekmek fiyatlarına yönelik çalışma yapılacağını açıkladı.


Piyasa denetimleri…

“Denetimli mal kapsamında olmayan ürünlerle ilgili fiyat kontrolü yapamıyoruz”

Denetimli mal kapsamındaki 30’un üzerindeki ürünün denetlenebildiğini söyleyen Amcaoğlu, bugünlerde somun ekmek fiyatlarına yönelik çalışma yapılacağını açıkladı.

Piyasa denetimleri ne durumda? Bu denetimlerin çerçevesi nedir?

“365 gün denetimlerimiz devam ediyor. 24 denetim memurlarımız, aldığı yetki ile denetimlerini yapıyor. Her ay plan, program çıkar, onlar da bu denetimleri yapar. 1 yılda ne kadar denetim yapıldığını kısa süre önce paylaşmıştım. Örneğin; et fiyatları gündeme gelmişti. Et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri, yaş sebze ve meyveden Tarım Bakanlığı sorumludur. Maliyetleri yapan Tarım Bakanlığı’dır. Canlı hayvan fiyatını, satış fiyatını belirler, benim denetmenlerimin yanı da Veteriner Dairesi’nden görevli birini yollar. Onlar da gider denetimini yapar. Üretim tarafında ciddi sıkıntılar var.

Serbest piyasa ekonomisi diyerek, denetim yapmadığımızı söylerler. Ancak bizim denetimle ilgili bir sıkıntımız yoktur. Yetkilerimizi biliyoruz, dışına çıkmıyoruz. Bakanlık, gıda güvenliği, insan sağlığı, haksız rekabeti önleme noktasında denetim yapar. Etiketi olmayan ürünlerle ilgili gerekli adım atılıyor.”

 

Peki fiyatlarla ilgili denetim ne noktada?

“Denetimli mal kapsamında olmayan ürünlerle ilgili fiyat kontrolü yapamıyoruz.”

 

Bu kapsamda kaç ürün var?

“Eskiden yayınlanmış 11 emirnamede 30’un üzerinde ürün var. Ama hiçbiri başarıyla yapılamamış, tamamlanamamış. Bu konuda yapılmış hazırlıklar var. Örneğin; bugünlerde Fırıncılar Birliği ile toplantımız olacak. Asgari ücretin tam anlamıyla belirlenmesini bekledik. Somun ekmek satışı bazı yerlerde 10 TL, bazı yerlerde ise 7.5 TL. Taban fiyatını çıkartacağız. Tavan fiyatı ve maliyet analizlerine yönelik çalışmalar tamamlandı. Gerekli fiyatın açıklanması için emirnameyi yayınlayacağız.”

 

Bu denetimleri 24 kişinin yapması yeterli mi?

“Artık manuel denetimden uzaklaşmamız gerekiyor. Elektronik denetime geçmeliyiz.”

 

Bir tüketici olarak şunu merak ediyorum; örneğin bazı şirketlerin ürünlerinin satış fiyatı her markette aynı. Bu uygulama her ürün için yapılamaz mı?

“ Kooperatifin ürünlerini alırsınız. Aynı üretimi yapan yerli firmaların yaptığı ürünleri alırsınız. Çok daha az kar marjıyla fiyatlara satıldığını görürsünüz. Ben bunları Bakanlar Kurulu toplantılarında dile getirdim. Biri yüzde 40 marjıyla üretim yapıp, satış yaparken, aynı ürünü üreten yerli firmalar neden %12-15 kar marjıyla satabiliyorken, onlar yapamıyor? Kıbrıs Türk Kooperarif Merkez Bankası’nın Süt Fabrikası öz kuruluşumuz. Yetkililer tarafından onların maliyetlerinin daha yüksek olduğu söyleniyor. Siyaset, kooperatif nezdinde, maliyetleri düşürücü unsurları yıllardır başaramadı. Memleketin kendine özgü kurumu çok daha yüksek fiyatla üretim yapıp satış yaparken, özel sektördeki bir kurum ise çok daha düşük fiyatla aynı şeyi üretip satabiliyorsa bunu o noktaya getirmek gerekiyor. Ben 1974’ten sonra kurulan hükümetlerin listesini alıp baktım. Birileri birilerini itham edip, suçlarken, hangi parti isterse olsun, hemen hemen hepsi yeteri kadar görev almış, o bakanlıklarda görev almış isimler… Ama hiçbiri bu sorunlara çözüm üretememiş. Demek ki bu sorunları çözmek lazım… Örneğin geçen yıl satılan motorlu araç sayısı 11 bin 568’di. Bu yıl 6 ayda 12 bin araç satıldı. Bunun da nedeni, toplu taşıma olmaması.”


Akaryakıt sektörü…

“1 yılda kurda yüzde 41 fark yaşandı, fiyatlara yüzde 17 yansıttık. Ancak yine de tepki alıyoruz”

“1 yılda Dolar kurunda yüzde 41’lik fark oldu. Ama 1 yılda akaryakıta yapılan zam yüzde 17” diyen Amcaoğlu, yapılan eleştirilerin nedenini ‘bilgisizliğe’ bağladı.

Akaryakıtta 1 ayda 5 kez fiyat değişikliği yapıldı. Bu konuda Hükümet’e ciddi eleştiriler var…

“Akaryakıt fiyatlarının sürekli zamlandığıyla ilgili şikayet var. Geçtiğimiz yıl 9 Haziran’daki Dolar kuru 16.73 TL. Euro Diesel’in satış fiyatı 27 TL… 26 Haziran’daki kurlara bakıldığında Dolar 26 TL, Euro Diesel’in satış fiyatı ise 22.14 TL. Son düzenlemeyle 24.11 TL… 1 yılda Dolar kurunda yüzde 41’lik fark var. Ama 1 yılda yapılan zam yüzde 17. Aralık ayından İstanbul Ekonomi Zirvesi’ne gittik. 3 ay sonrası için akaryakıt ve enerji fiyatlarıyla ilgili öngörüde bulunamayacaklarını söylediler. Biz ona rağmen, 1 yıl önce Euro Diesel fiyatı 27 TL iken şu anda 24 TL’ye satıyoruz. Buna rağmen herkes akaryakıt fiyatlarının çok pahalı olduğunu söylüyor. Oysa önceki günkü kurlara göre Euro Diesel’e yapılması gereken artış 1.64 TL’ydi. Biz elimizdeki imkanları kullanarak, Euro Diesel’e 97 kuruş, benzine ise 55 kuruş artış yaptık.”

 

Aradaki farkı Bakanlık mı karşıladı?

“Elimizdeki fon imkanlarını kullanıyoruz. Akaryakıt ve enerjiye yapılan zamlar direkt maliyet unsurudur. Ardından da hayat pahalılığı artırıcı unsur… Biz hayat pahalılaşmasın diyoruz. Klasik bir anlayışla, kontrol edemediğimiz akaryakıt piyasasında hareket etmeyi yeğlemiyoruz. Aylık kayıp yüzde 22 civarındaydı, bunun da karşılığı 25-30 milyon TL’ydi. Akaryakıt piyasasında kayıt dışılığı, kayıt altına almayı, tedarikte yaşanması muhtemel sıkıntıları ortadan kaldırabilecek noktaya getirdik. Artık benzin istasyonlarında kuyruk olmayacak. Hiçbir istasyon vatandaşa ‘Ben size 200 TL akaryakıt verebilirim’ deme şansında olamayacak. Çünkü otomasyonla artık istasyon bazında, bire bir verilerini görebileceğiz.”

 

Yani bundan sonra benzin istasyonlarında uzun kuyruklar görülmeyecek mi?

➢ “Akaryakıtta 142 istasyon, 2 tane de tedarikçi firmamız var. Yıllardır, sektördeki kayıt dışılık konuşulur. Gümrük otomasyonunun hayata geçmesi çok uğraşlarım oldu. Şu anda akaryakıt sektöründe bir memur, istediği bir belgeyi sistemden çağırıp, görebiliyor. 30 dakika da bir veriler güncelleniyor. Sistem, 29 Mart’ta devreye girdi. Bu sistemin hayata geçmesi için 2009’dan beridir uğraşıyoruz. İki ithalatçı firmanın tank yoğunluğuna kadar görebiliyoruz. Otomasyonu tamamlanmayan 7 işletme kalmıştı. Bugün, tamamına yakının onayı geldi. Aslında en son tarih Haziran’dı. Ama istişareli şekilde sıkıntı yaratmadan son noktaya geldik. Geçtiğimiz yıl aylık 20-25 milyon litre olan akaryakıt tüketimi şu an 35 milyon litre seviyelerinde.

Eğer istasyonlarda yakıt verilmezse, ALO 171’e şikayet geldiğinde, sistemden bakıp gerekli kontrolleri yapacağız. Eğer elinde yakıt var ve satış yapmıyorsa bu konudaki yaptırım uygulanacak. Artık bu sektörde ödülü de cezayı da birlikte çalıştıracağız. Burada bizden kaynaklı bir sıkıntı olmayacak. Bu ürün, uluslararası piyasadan tedarik edilerek, satışa sunulur. Güneyde Euro Diesel’in litresi 43 TL’ye denk geliyor, bizde ise 24 TL… Güneyde yüzde 48 daha pahalı…”

 

Akaryakıt fiyatlarında geçtiğimiz yıla göre daha düşük olduğunu söylediniz. Ancak toplumda bu konudaki tepkinin nedeni nedir?

➢ “Bilgisizlik…1 yılda yüzde 41 kur farkı varsa, bizde yüzde 17 yansıtıyorsak, bununla birlikte otomasyonla ilgili sistem tamamlanıyorsa, bu önemli bir şeydir. Geçtiğimiz yılki kur farkını yansıtsaydık akaryakıt fiyatları 42 TL’yi geçerdi. Bunu yapmadık…”

 

Peki, tedarik noktasındaki sıkıntı nasıl çözülecek?

“Hem LPG hem de akaryakıtta stokları göremiyorduk. Şu anda K-Pet’teki LPG stoku 1 milyon 995 bin litre… Tanklardaki doluluk oranları göremiyorduk, bu nedenle de sıkıntı yaşamıştık. Elimizdeki ürünün bizi ne kadar idare edeceği şu anda mevcut… Hiçbir şeyi öngöremediğimiz durumlarda bazı gecikmeler olabilir. Plansızlık, kontrolsüzlük ve öngörememezlikten bir sıkıntı olmayacak.”

olgun-amcaoglu-2.jpg


Euro’ya geçiş…

“Siyaset yapacağım diye hayal satmıyorum”

Bakan Amcaoğlu, “İlk önce denk bütçenizi yerleştireceksiniz, kendi mahalli gelirlerinizle kendinizi yönetebilecek noktaya geleceksiniz, bütçe açığınızı ‘yok’ noktasına getireceksiniz ondan sonra stabil para birimi tartışmalarına başlayacaksınız” dedi,  “Ben, siyaset yapacağım diye hayal satmıyorum” değerlendirmesinde bulundu.

Bir süredir Euro’ya geçiş, stabil para birimine endeksli muhasebe sistemi dile getiriliyor. TL’deki değer kaybı nedeniyle Oto Tamirciler Birliği, emeğini dövize endeksleme kararı aldı. Bu adımı nasıl değerlendiriyorsunuz?

“Oto Tamirciler Birliği’ne buradan soruyorum, yanında çalışan kişilerin maaşlarını Euro olarak verecekler mi? Yıllardır gayrı menkul, beyaz eşya, araba gibi şeylerin hep döviz karşılığı hesaplanarak, TL olarak fatura edilmedi mi? Bu memlekette alışılagelmiş döviz uygulaması vardır. Yüzde 94’ü ithalatla geçinen bu ülkenin tamamına yakınının faturaları Dolarla hesaplanıp, TL karşılığında düzenlenmektedir. Maliye gelirlerinde her ay yüzde 300’lere varan gelir farklılığı var. 2022 Bütçesinde aylık gelir 598 milyon TL tahmin edilerek yapılmıştı. 2023 Bütçesi ise aylık 2 milyar TL aylık gelir tahmini ile yapıldı. Kurlardaki farklılıktan dolayı gümrük gelirlerinde yüzde 254’e, sonrasında yüzde 300’e varan artış yaşandı. 598 milyon TL olarak tahmin edilen gelirler Haziran’da 1 milyon 500 milyon TL’ye, Aralık’ta 2 milyon TL’ye çıkmıştı. 3 ay önce Ticaret Odası’nda bir toplantı yapıldı. ülkenin tüm ekonomistleri o toplantıya gitti, benim müsteşarım da katıldı. Toplantı sonucunda alım gücünün korunması kararı çıktı. Tüm dünya bunu yapıyor, alım gücünü korumak için gayret ediyor.”

 

Ama bizde yeni asgari ücret 24 saat geçmeden, Sterlin karşısında yüzde 1 eridi. Bunun önüne nasıl geçeceğiz?

“Bu yıl minimum 4 ayda bir hayat pahalılığı uygulamasının verilmesi konusunda Bakanlar Kurulu’nda öneri sundum. Bunu yaparken de üreticilere, küçük-orta ölçekli işletmelere girdi destekleri sağlanması konusunda çalışmalarımı ilettim. Bakanlar Kurulu’nda 11 kişi var. Oy birliğiyle bir karar çıktı, hayat pahalılığının 6 ayda bir uygulanmasına karar verdiler. Bugün gelinen noktada; hayat pahalılığı uygulaması 4 ayda bir yapılmış olsaydı, kur farklılıklarından dolayı yaşanan azalışları en aza indirirsiniz. Türk Lirası kullanmamızdan dolayı yaşanan dezavantajlar vardır. Ben hiçbir zaman olmadığını söylemedim. 35 milyar TL’lik bütçenin %34’ü ‘noksan’ olarak görülürken, stabil para birimine geçme gibi hayali, denk bütçeyi yapmadan söyleme şansına sahip değilsiniz. İlk önce denk bütçenizi yerleştireceksiniz, kendi mahalli gelirlerinizle kendinizi yönetebilecek noktaya geleceksiniz, bütçe açığınızı ‘yok’ noktasına getireceksiniz ondan sonra stabil para birimi tartışmalarına başlayacaksınız. Siyaset yapacağım diye hayal satmıyorum. Başka arkadaşların hayal sattığını gördüm, rakamlarla da ispat ettim. İsteyenle istediği platformda bunu tartışmaya hazırım.”


Türkiye’den kablo…

Erdoğan, izinleri vereceğini, bedelinin ne olursa olsun ödeyeceğini söylüyor”

Bakan Amcaoğlu, Kıbrıs’ın kuzeyinin Türkiye’ye enterkonnekte şekilde bağlanabilmesi için, Türkiye’nin ‘gözlemci’ üyesi olduğu ENTSOE’den onay alması gerekliliği sorusunu yanıtladı, “TC Cumhurbaşkanı Erdoğan, Erdoğan izinleri vereceğini, bedelinin ne olursa olsun ödeyeceğini söylüyor. Bu söyleniyorsa, bunun gailesi değil, bayramı yapılmalı” 

“Elektrikle ilgili kablo ve enterkonnekte projesi Asrın ikinci projesi… Bunu beraberce yürüyerek, çok da fazla birbirimizi eleştirmeden, doğru şekilde hayata geçirmenin yollarını bulmak zorundayız. Bu memleket hepimizin… Kıb-Tek’le ilgili özerklikle alakalı mevzuatı hayata geçirmenin koşullarını zorlayacağız. Elektrik Kurumu’nu elimine ederek, bu süreci tamamlayamayız, ayakta kalmasını sağlamalıyız.”

 

Türkiye’den kablo ile elektrik konusunda TC’deki yetkililer açıklama yaptı ama detay verilmedi. Nasıl bir çerçeve olacak? AKSA ile sözleşme 2024’te sona eriyor. Bu konuda süreci bakanlık mı yürüyor?

“Biz şu anda sözleşmeyle ilgili taslağı hazırlıyoruz. İlgili taraflar, şirketle görüşüyoruz. Sözleşmenin içerisinde yer aldığı gibi ki TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’da ifade etti, önümüzdeki hafta ilgili bakanlar görüşmeye başlayacak. Enterkonnekte ile ilgili projenin nasıl yürüyeceğine yönelik teknik toplantılar başlayıp, devam edecek. Yetkili Başbakanlık gözüküyor. Oradaki taslağın içerisinde yazılı olan; tüm imzalar atıldıktan sonra 1 yıl içinde bütün fizibilite çalışmalarının detaylı şekilde tamamlanacak. Bu çalışmalar tamamlanmadan iki ülke arasında uluslararası anlamda yetki verilmesine olanak sağlayacak anlaşma imzalanacak. Projenin inşa edilmesi için tercihler açıklanacak. Maksimum 5 yıllık sürede de inşaat ve enterkonnekte süreci tamamlanacak. 6 yılda bunlar yapıldıktan sonra 2029-2030 süreç tamamlanacak, enterkonnekte tamamlanacak. KIB-TEK yatırımlarına devam edecek. Minimum 35 megavatlık yatırım yapacak, bunun yanında özel sektör tarafı da 35 megavatlık yatırım yapacak.

Maksimum yüzde 49’u geçmeyecek şekilde bu konuda özel sektör tarafından yatırım yapılacak. Dominant kurum özel sektör değil, KIB-TEK olacak.”

 

 

Kıbrıs’ın kuzeyinin Türkiye’ye enterkonnekte şekilde bağlanabilmesi için, Türkiye’nin ‘gözlemci’ üyesi olduğu ENTSOE’den onay alması gerekiyor. Ancak ENTSOE’nin üyeleri arasında Kıbrıs Cumhuriyeti ve Yunanistan da var. Eğer ENTSOE’den izin alınamazsa, bağlantı hangi şekle bürünecek?

“TC Cumhurbaşkanı Erdoğan, kararlılığını ortaya koyacaklarını söyledi. Enterkonnekte sistem, Türkiye’nin yüzde 2.5’ine denk geliyor. Bunun da sorun olamayacağını söyledi. Erdoğan izinleri vereceğini, bedelinin ne olursa olsun ödeyeceğini söylüyor. Bu söyleniyorsa, bunun gailesi değil, bayramı yapılmalı.”

yd-destek-gorseli-2-20230717105000.jpg

Bu haber toplam 5499 defa okunmuştur