“Önce İngiliz askeriydiler, sonra komünist partizan oldular…”
Ulus Irkad
Yıllardan 1996 yılıydı. Üç dilde yayın yapan “Hade” dergisini çıkarmak için devamlı Pile’de toplanmakta, arada sırada derginin konularından fırsat bulduk mu politik veya tarih konuları üzerinde de Kıbrıslırum arkadaşlarla sohbet etmekteydik.
İkinci Dünya Savaşı konusu ve bu savaşa katılan Kıbrıs Alayı benim ilgilendiğim enteresan bir konuydu. Kıbrıslırum arkadaşlara, bu konuda, onların da ilgi duydukları yaptığım araştırmaları anlatmaya başlamıştım. Onların ilgisini gördükçe ben de sizlere aktardığım bilgileri onlara da aktarmaya başlamıştım. Bu savaşa Kıbrıslırum ve Kıbrıslıtürk gençler Nazi faşizmine karşı hep birlikte katılmışlardı. Elbette ilk başlarda ekonomik nedenlerden dolayı katılanlar olmuştu çünkü o dönemlerde savaşa katılanların ailelerine para ve yiyecek yardımı yapılıyordu. Fakat araştırdık sonra başka ilginç olaylara da erişmiştim. Örneğin Arodezli Mehmet Uludağ sadece macera için katılmıştı bu savaşa. Köyde bayağı malları vardı. O savaşa katılıp Nazilere karşı mücadele etmek istemiş ve İngiliz Ordusu’na katırcı olarak girmişti. Hatta yaşı küçük olmasına rağmen yaşını yalan söyleyerek büyültmüştü de.
İngiliz Ordusu’nda katırcı görevini alan Mehmet Uludağ, Filistin, Mısır, Suriye ve Lübnan’da görev almıştı. Bu arada Etiyopya’da İtalyan Ordularının püskürtülmesinde Kıbrıslı katırcıların önemli görevleri olduğunu anlatmıştı bana. Mehmet Uludağ Kıbrıs Alayı’nda katırcı olarak görev yaparken, birkaç defa İtalyan ve Alman uçak filolarının saldırısına da şahit olduğunu belirtiyordu anılarında.
Murad Özad dayım akrabamdı. Kıbrıs İngiliz Sömürge Hükümeti’nde başarılı bir polis çavuşuydu. Daha 30’lu yaşlarının başlarındaydı. İngiliz Askeri olduğu günlerde İngiliz Hükümeti o güne kadar katırcı olarak hizmete aldığı Kıbrıslıları artık Nazi Ordularına karşı elde silah savaşmaları için silah altına almakta ve onları Limasol yakınlarındaki Polemitya kampında eğitmekteydi. Murad Dayım, gene annemin öz dayısı Ahmet Hamdi Kılıç Dayım da Murad dayımla birlikte askere katılmışlardı. Baf Susuz köyünden Kemal Susuzlu da hem tarım hem de ticaretle uğraşmaktaydı ama o da İngiliz Ordusu’na katılmıştı.
Bu saydıklarım hepsi de aynı birlik içinde bulunuyordu. Onlarla birlikte olan Ali Adataş da Kıbrıs Alayı’na katılacaktı. Adataş’ın da yaşı küçüktü ama yaşını bir iki yaş büyülterek birliğe girmişti. Gene ek bir bilgi vereyim, Aslında Girit’in düşmesiyle PEO sendikası da Kıbrıslırum ve Kıbrıslıtürklere tehlikenin yakınlara geldiğini ve herkesin faşizme karşı mücadeleye katılması gerektiğini politik olarak vurgulamaya başlamıştı. Bu yüzden Kıbrıslılar daha da fazla insanla bu savaşa gönüllü olmaya başlamışlardı. Aslında bu noktadan sonra katılımlar gönüllü olarak faşizme karşı siyasal bir katılımdırlar. Savaş sırasında Yunan dağlarında Nazilere esir düşen Murad Özad ve Ahmet Hamdi Kılıç dayımlarla, Kemal Susuzlu daha sonra Selanik’ten trenlerle, Çekoslovakya Almanya sınırındaki Nazi toplama kampına gidecekler ve Murad Özad’la Kemal Susuzlu oradaki esirlerin sorumlu başkanlığını ele alacaklardı. Oraya gittikten kısa bir süre sonra gelen genç bir Kıbrıslırum üniversite talebesi Kıbrıslırumlar tarafından tezahüratla karşılanır.
Kendisi İngiltere’de hukuk öğrenimi gören Kıbrıs Cumhuriyeti Kıbrıslırum eski cumhurbaşkanı Glafkos Klerides’tir. Klerides İngiliz Ordusu’nda pilot görevi yaparken Almanya üzerinde uçağı düşürülür ve Almanlara esir düşer. Gittiği toplama kamplarından kaçmaya çalıştığı için Stalag’a sürgün gelir.
Murad Dayımla Kemal Susuzlu, o kampa gelince, esirlerin sorumlu başkanlıklarından çekilerek hukuk öğrencisi olduğu için başkanlığı ona verirler. Kendileri de onun yardımcıları olurlar. Bu üçlü arasında artık ömür boyunca sürecek bir kardeşlik ilişkisi başlayacak ve sönmeyecektir. İşte bu kardeşliktir ki Glafkos Klerides’i liberal olamaya iter. Kıbrıslı tanıdıklarına hayatı boyunca,”Ben ekmeğimi İkinci Dünya Savaşı’nda Kıbrıslıtürk arkadaşlarımla bölüştüm, onlara nasıl düşman olabilirdim ki?” diyecekti.
Kıbrıs Alayı’nın sayısının 20-30 binlere vardığı ve Kıbrıslıtürklerle Kıbrıslırumların katılımlarının yarı yarıya olduğu bilinmektedir. Önce Mısır çölleri, Kuzey Afrika ve Etyopya’da Nazi faşistlerine karşı göğüs göğüse savaş veren Kıbrıslılar, daha sonra Yunanistan’ın İtalya tarafından saldırıya uğramasıyla yavaş yavaş Mısır üzerinden Yunanistan’a kaydırılırlar. Birlerce Kıbrıslı, İngiliz birlikleriyle, artık Yunanistan’da Nazilere karşı mücadeleye hazırdırlar. Beklenen an gelir ve Nazi saldırısı başlar. Lakin İngiliz ve Yunan kuvvetleri Nazilerin, havadan, karadan ve denizden saldırılarına karşı savunma yapamaz ve Almanların meşhur yıldırım taarruzlarıyla Yunanistan kısa zamanda düşer. Kıbrıs Alayı’na ait binlerce asker esir düşerken gene aynı birlikten yüzlerce Kıbrıslırum ve Kıbrıslıtürk asker Yunan dağlarına çekilmeye ve orada Nazilere karşı Komünist partizanlarla birlikte mücadele etmeye başlar. Murad Hüsnü Özad ve Kemal Susuzlu Selanik’teki Nazi Toplama kampına götürülürler.