1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Öncelikler doğru belirlenmeli ve sağlık birinci sıraya konmalı”
“Öncelikler doğru belirlenmeli ve sağlık birinci sıraya konmalı”

“Öncelikler doğru belirlenmeli ve sağlık birinci sıraya konmalı”

Sağlık Dernekleri Platformu Sözcüsü, Kıbrıs Türk Ortopedik Özürlüler Derneği Başkanı Günay Kibrit, devletin en temel insan haklarından biri olan sağlık hakkını sağlayamadığını söyledi.

A+A-

Ödül Aşık ÜLKER

Sağlık Dernekleri Platformu Sözcüsü, Kıbrıs Türk Ortopedik Özürlüler Derneği Başkanı Günay Kibrit, devletin en temel insan haklarından biri olan sağlık hakkının sağlayamadığını söyleyerek, sağlığa ayrılacak bütçenin önemine vurgu yaptı.

Kibrit, “İki yıldır, özellikle sağlık konusunda yaşadığımız sıkıntıları hepimiz gördük. Bu nedenle bütçeyi geçirecek olanlar bunu mutlaka ve mutlaka göz önünde bulundurmalıdır. Ekonomi önemlidir ama şu anda en önemli konu sağlıktır. Bu bütçe hazırlanırken öncelikler doğru belirlenmeli ve israf edilen kalemleri masaya koyup, öncelikleri belirlemede toplum sağlığı birinci sıraya konmalıdır” diye konuştu.

Sağlık sisteminin, çağdaş, eşit, adil ve ulaşılabilir olması gerektiğinin altını çizen Kibrit, “Bağımsız, özgür, egemen bir ülkeden bahsediyorsak, bunların olması lazım” dedi.

 

Soru: Sağlıkla ilgili sivil toplum örgütleri ne zaman bir araya gelip Sağlık Dernekleri Platformu’nu oluşturdu? Buna neden ihtiyaç duyuldu?

Kibrit: 2017’de organize şekilde, düzenli toplantılar yapılmaya başlandı, aslında öncesinde de bir kaç dernek bir araya gelip birlikte mücadele veriyordu. İlk dönemde her sivil toplum örgütünün kendi sorunlarını aktarabileceği, birbirimize destek verebileceğimiz mantığıyla yola çıktık. 2017’den bugüne geçen süreçte her sivil toplum örgütünün ilgili mercilere kendi sorunlarını aktarabildiğini ama çözüm bulma noktasında maalesef yeterli geri dönüşü alamadığını gördük. Bu nedenle platform olarak sorunlarımızı seslendirmenin daha etkili olabileceğini düşündük. Sağlık Dernekleri Platformu’nu oluşturan dernekler Alzheimer Derneği, Diyaliz ve Böbrek Hastaları Dayanışma Derneği, Engelliler Dayanışma Derneği, Evrensel Hasta Hakları Derneği, Kanser Hastalarına Yardım Derneği, Kemal Saraçoğlu Lösemili Çocuklar ve Kanserle Savaş Vakfı, Kıbrıs İşitme Konuşma Engellileri Vakfı, Kıbrıs Türk MS Derneği, Kıbrıs Türk Ortopedik Özürlüler Derneği, Thalassemia Derneği, Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği’dir.

 

“Eylem yaptık, olumlu veya olumsuz bir dönüş olmadı”

Soru: Pandemi döneminde COVİD-19 dışındaki hastalar unutuldu. Siz de 8 Eylül’de isyan ettiniz ve platform olarak bir eylem yaptınız. Bu eylem sonrasında yetkililerden dönüş oldu mu?

Kibrit: Pandemi döneminde platform olarak uzun süre toplanamadık, zaten kimse dışarı çıkamıyordu, toplanamadığı için de herhangi bir karar üretemedik, bir eylem yapamadık. O dönemde her örgüt kendi dertlerini anlatmaya çaba gösterdi ama gördük ki tek başına mücadelede ihtiyaçları karşılayamaz duruma geldik. Örneğin pandeminin başladığı noktada, 2020 yılında bizim derneğimizin talep ettiği tıbbi malzemelerin sadece üçte biri alındı. Elimizde de bir miktar vardı, bir süre idare ettik, o seneyi atlattık. 2021’de yeni ihale dönemi geldiğinde taleplerimizi yeniden ilettik, bu defa bize sadece beşte birinin alınabileceği söylendi. Ancak daha sonra Sağlık Bakanlığı’na Maliye Bakanlığı’ndan verilen bilgi ışığında sadece ve sadece onkoloji hastalarının ihtiyaç duyduğu ilaçların alınabileceği, bunun için bütçenin açıldığı bize bildirildi. Özellikle engelli arkadaşlarımız elzem tıbbi malzemeler olmayınca tamamen evde kapalı kalmak zorunda kaldı. “Bütçe yok” denilerek ihalelerin gerçekleşmemesi nedeniyle sadece engelliler değil, diğer kronik hastalar da büyük sıkıntılar yaşadı. Bunun üstüne bıçak kemiğe dayandı ve platform olarak ses vermeye karar verdik ve 8 Eylül’de platformdaki 8 sivil toplum örgütü eylem yaptık. 8 örgüt Başbakanlık ve Sağlık Bakanlığı önünde bildirilerimizi okuduk, her örgüt kendi sıkıntılarını, taleplerini dile getiren mektupları yetkililere iletti. Herhangi bir dönüş oldu mu diye sordunuz, hayır hiç bir örgüte olumlu veya olumsuz bir dönüş yapılmadı.

 

“İlaç sorunu devam ediyor”

Sadece  eylemden sonra Ortopedik Özürlüler Derneği’nin talep ettiği malzemelerin bir kısmı alındı, bize gönderildi, biz de arkadaşlarımıza dağıtıyoruz. Ancak sadece en fazla 3 aylık bir süre için sorunu ötelemiş olduk, peki ama bundan sonra ne olacak?

Genel anlamda ilaç sorunu hala devam ediyor. Zaman zaman palyatif çözümler üretiliyor. Hastalar ilaçlar gelene kadar ellerindeki ilaçları birbirleriyle paylaşıp idare etmeye çalışıyor ama bu sağlık değildir. Sağlık bir haktır. Sağlık sistemi bir ülkede en önemli unsurdur. Bunu devlet sağlamak zorundadır. Bu malzemelerin ve ilaçların çoğu eczanelerde satılmıyor. Bunu devlet karşılamıyorsa, en temel insan hakkı olan sağlığı sağlayamıyorsa, Maliye Bakanlığı ile hastaları karşı karşıya getiriyorsa bu bizi kahreder. Sağlık Bakanlığı hastaları Maliye Bakanlığı’na gönderiyorsa, o zaman Sağlık Bakanlığı’na gerek yoktur.

 

Soru: 9 Eylül’deki eylemde taleplerinize cevap alamazsanız başka eylemler yapacağınızı da söylemiştiniz. Platformun ne tür eylemler yapma planı var?

Kibrit: O gün de söylediğimiz gibi, sorunlara çözüm bulunamıyorsa, aramıza dıştan da paydaşlar alarak bu eylemleri farklı alanlarda, farklı mecralarda devam ettirme kararı almıştık. Platform olarak yakın zamanda bir toplantı ayarlayıp, bunu ele alacağız ve bu sıkıntıları en kısa zamanda ortaya koyacağımıza inanıyorum.

 

“Çağdaş sağlık sistemini getirebileceğine inandığımız partileri destekleyelim”

Soru: Yasal eksiklikler de zaman zaman gündeme getiriliyor. Örneğin Hasta Hakları Yasası 20 yıldır bekliyor, ki bu bütün toplumun dokunacak bir yasadır. Sizin de eylemde yeniden gündeme getirdiğiniz Yaşlılar Yasası, Bakımevleri Yasası, Ruh Sağlığı Yasası da yok. Yine bir hükümet değişikliği var, ardından bir erken seçim gündemde. Bu süreçte siyasi partilerle temas yapıp taleplerimizi dile getirme gibi bir düşünceniz var mı ya da partilerden beklentiniz nedir?

Kibrit: Bu yasal eksikliklerin ortadan kaldırılabilmek için bizim talep etmemizin ötesinde artık siyasi partilerin bu konuları programlarına alması gerekir. Halkımız artık partilerin programlarını didik didik edip, çağdaş sağlık sistemini getirebileceğine inandığı kişileri veya siyasi partileri desteklemeli. Siyasi partilere önerim, gerçekten yapabileceklerse bu konuyu programlarına koysunlar, palyatif çözümlerle, “günü geçirelim. yarına Allah kerim” noktasında olmasınlar.

 

“Sağlık sistemi çökmüştür”

Bu ülkede sağlık sistemi çökmüştür. Pandemi döneminde sıkıntıları, sağlık sistemindeki eksiklerimizi çok net gördük. Kral çıplaktır. Ancak şunu da vurgulamak isterim, doktorların ve sağlık çalışanlarının imkansızlıklar ve sistemsizlik içindeki özverili çabaları asla yadsınamaz.

 

“Bağımsız, özgür, egemen bir ülkeden bahsediyorsak...”

Kamu sağlık hizmetlerine herkesin ne kadar ihtiyacı olduğunu pandemide gördük. Sistemin, çağdaş, eşit, adil ve ulaşılabilir olması çok önemlidir. Bağımsız, özgür, egemen bir ülkeden bahsediyorsak, bunların olması lazım. İdare başkasından destek isteyecekse istesin, devletin halkına hizmet sunmak görevidir.

Sağlık sigortası da hasta haklarıyla birlikte yıllardır konuşuluyor. Bunun da acilen hayata geçmesi lazım. Hasta Hakları Yasası, doktorların haklarıyla çelişiyormuş gibi algılansa da bu ikisi hiç bir zaman birbirine tezat değildir. Diğer taraftan ne kadar acıdır ki, bu ülkede yaşlınızı götürdüğünüz bakımevlerinden kimin sorumlu olduğu belli değildir. Böyle bir ülkede yaşamak çok üzücü. Pandemi döneminde bakımevlerindeki bir çok yaşlımızı koronadan kaybettik. Bu konunun düzene girmesi kime ne kaybettirir?

Engelli haklarına gelince, eğitimde, sağlıkta, sosyal hayatta haklarımıza ne kadar ulaşabiliyoruz? 2006 yılından beri bir tek engellinin istihdam edilmediği bir düzende hangi insan haklarından bahsedebilirsiniz?

 

“Örgütler devlete daha ne kadar destek olabilecek?”

Soru: Kemal Saraçoğlu Lösemili Çocuklar ve Kanserle Savaş Vakfı geçtiğimiz günlerde lösemili çocuklar ve ailelerine tedavi, ilaç, tetkik, eğitim gibi ihtiyaçlar için yaptığı katkıların miktarını açıkladı. Başka sivil toplum örgütleri de benzer desteklerle aslında devletin yapması gerekenleri yapıyor. Platform olarak toplamda ne kadar harcama yapıldığına dair bir çalışma yaptınız mı?

Kibrit: Bunu platformda masaya yatırmadık ama sivil toplum örgütleri olarak farklı alanlara yapabileceğimiz yatırımları, ilaç ve malzeme eksikliği gibi acil alanlara kaydırıyoruz. Dernekler, hayır kurumları tamamen bağışlarla ayakta duran bir kurumsal yapıya sahiptir.  Son iki yıllık süreçte büyük bir ekonomik sıkıntı var. Bu örgütler devlete daha ne kadar destek olabilecek? Özelde Kıbrıs Türk Ortopedik Özürlüler Derneği’nden bahsedersem, biz varız diye, devlet veya hükümet üstüne düşen görevleri yapmıyor. Örneğin bakanlık telefonu kaldırıp, “Bülent Ecevit Rehabilitasyon Merkezi’nde 4 tekerlekli sandalyeye ihtiyacımız var, sizde vardır, gönderin” diyorsa, bu devletin sorumluluklarını yerine getirmediği anlamına gelir. Devletin bize herhangi bir desteği yok, tamamen halkımızın, duyarlı insanlarımızın bağışlarıyla ayakta duruyoruz. Bizim derneğimizin dışarıda satılan hiç bir kartı, bileti, gazetesi de yoktur. Sadece makbuz karşılığı bağış alıyoruz. Halkımız destek verdikleri sivil toplum örgütlerini takip etsinler ve verdikleri her kuruşun da nereye harcandığının peşine düşsünler.

 

“Pandemi döneminde engelliye, hastaya, yaşlıya belediyeler elini uzattı”

Soru: Sağlık Dernekleri Platformu olarak, halk sağlığını koruma hizmetlerinin güçlendirilmesi ve yerel yönetimlerin hizmet kalitesinin sürdürülebilir olması için Belediyeler Yasası’nda bazı değişiklikler yapılmasını da talep ediyorsunuz...

Kibrit: Bazı belediyeler sağlık konusunda bazı hizmetleri veriyor ve pandemi döneminde belediyeler bu konuda çok ciddi anlamda sorumluluk üstlendi. Devlet katkısının belediyelere 10-15 sene önceki nüfusa göre verildiğini de biliyoruz. Ama gördük ki, pandemi döneminde belediyeler canla başla, gerek engelliye, gerek hastaya, gerek yaşlıya elini uzattı, alışverişini yaptı, ilacını evine götürdü. Hepsine çok çok teşekkür ederim. Belediyeler Yasası’nın halk sağlığının sürdürülebilir olmasını sağlama noktasında bir an önce geçmesi çok önemlidir.

 

“Engellinin tek ihtiyacı maaş değildir”

Soru: 2018 yılında, Başbakanlık altında sizin de başına getirildiğiniz bir birim kurulmuştu. O birim şu anda ne yapıyor, ne durumdadır?

Kibrit: Uzun yıllardır, engellilerle devlet arasındaki tek köprü Çalışma Bakanlığı’nın Engelliler Birimi’dir. %40 ve üzerinde engelli olduğunuzu belgeleyen raporla bu birime gidiyorsunuz ve size asgari ücretin %60’ı kadar bir maaş bağlanıyor. Bu önemli bir destektir ama engellinin tek ihtiyacı bu değildir.

Biz, Kıbrıs Türk Ortopedik Özürlüler Derneği olarak, çok uzun zamandır bu konuyu tartıştık, konuştuk, talep ettik, istedik. Dörtlü hükümette, Sayın Tufan Erhürman Başbakanlığı döneminde engellilere sadece maaş bağlama değil, engellilerin herhangi bir dairedeki sorunlarını ortadan kaldırabilmek için bir oluşuma gidilmesini istedik. Temelde amaç bir Engelliler Dairesi’nin oluşmasıydı, başlangıç olarak Engelli Hizmetleri Koordinasyon Kurulu oluşturuldu ve başına ben atandım. Kurula engellinin ihtiyaç duyabileceği dairelerin tümünden temsilciler atandı ve çalışmalarımıza başladık.  Kurulun altında 15 ayrı çalışma grubu vardı ve 160’a yakın insanımız bu çalışmalara emek verdi, mesai harcadı. Örneğin fi tarihinden kalma bir Sağlık Kurulu Değerlendirme Tüzüğü var, bugün kalbinize takılan stend o tüzükte yoktur çünkü o zaman öyle bir şey yoktu. Onun yenilenmesi için çalışmalar yaptık. Devlete bağlı 5 tane özel eğitim okulumuz var ama verdiğimiz eğitimin yasası yok. Ben her şeyin eğitimle başladığına inanıyorum, özel çocuklarımıza ihtiyaçlarına göre eğitim verebilirsek önlerini açabiliriz ve hayata daha adil bir şekilde katılabilirler.

 

“Engelli Hizmetleri Koordinasyon Kurulu çalışamaz duruma getirildi”

Engelli Hizmetleri Koordinasyon Kurulu, dörtlü hükümetin görevde olduğu sürede bu çalışmaları yaptık, yasalardaki değişikliklerin nasıl olması gerektiğini hazırladı. Bunlar Bakanlar Kurulu’na gidecekti, belki de bir hafta sonra hayatımızda olacaktı ama hükümet değişti. Hükümet değiştikten sonra görevde kalıp kalmayacağımı bilmiyordum, şimdiki Cumhurbaşkanı, o dönemin Başbakanı Sayın Tatar’dan görüşme talep ettim. Ziyarete gittim, çok olumlu karşıladım ama bir ay geçmeden Başbakanlık’a çağrıldım ve elime görevden alınma kağıdım verildi. Bir süre sonra da kurul pasifize edildi, çalışamaz duruma getirildi. İlk başta kurulun çalışmaları için bir bütçe ayrılmıştı ama sonraki dönemde herhangi bir bütçe de ayrılmadı. Şimdi ise Cumhurbaşkanlığı’nda Engelliler Komitesi oluşturuldu. düşüncelerimizi, fikirlerimizi oraya aktarıyoruz ama orada olay farklıdır, o komiteden çıkacak olan sonuçlar sadece tavsiye niteliğindedir. Kaldı ki birçok engelli sivil toplum örgütü komiteye davet edildiği halde kendilerince ortaya koydukları nedenler yüzünden bu komitede yer almayı kabul etmemiştir.

 

“Bütçe hazırlanırken öncelikler doğru belirlenmeli”

Soru: Bütçenin meclisten geçirilmesi ve ardından erken seçime gidilmesi gündemde... Bugüne kadar sağlığa ayrılan bütçesinin yetersiz olduğu hep ortaya kondu. 2022 bütçesinde sağlığa ayrılacak miktar konusunda bir endişeniz var mı?

Kibrit: Şu anda miktarla ilgili bir bilgimiz yok. Seçim sonrasında göreve gelecek olan hükümet bu bütçeyi kucağında bulacak. İki yıldır, özellikle sağlık konusunda yaşadığımız sıkıntıları hepimiz gördük. Bu nedenle bütçeyi geçirecek olanlar bunu mutlaka ve mutlaka göz önünde bulundurmalıdır. Ekonomi önemlidir ama şu anda en önemli konu sağlıktır. Bu bütçe hazırlanırken öncelikler doğru belirlenmeli ve israf edilen kalemleri masaya koyup, öncelikleri belirlemede toplum sağlığı birinci sıraya konmalıdır.

yd-destek-gorseli-254.jpg

Bu haber toplam 3025 defa okunmuştur