Öncelikler ve dua
Avrupa Birliği ülkelerinde yaşayanlar için üç siyasi öncelik var:
1- Halk Sağlığı.
2- Ekonomi ve istihdam.
3- Yoksulluk ve sosyal dışlanmayla mücadele.
Yeni yayınlanan “Eurobarometer” araştırma sonuçları bu verileri ortaya çıkarıyor. Kıbrıs’ın güneyinde de öncelikler hemen hemen aynı... Bana sorarsanız kuzeyde de öyle...
***
Avrupa ortalamasından farklı olarak, ada yarısı için ilk sıraya “demokrasi, irade, nüfus” gibi öncelikler de eklerim. Çünkü bir ülkeyi kendiniz yönetemiyor, sizi yönetecek kişileri demokratik ve özgür iradenizle seçemiyorsanız, çözüm planlarını üretme şansınız da olmaz.
Bir başkası, uzaklardan, sizin yerinize öncelikleri belirler.
***
“Halk Sağlığı” pek çok anlamda bizim de siyasi önceliğimiz olmalı...
Olamıyor!
Ciddi bir "eylem planı" çıkmıyor ortaya...
Hastaneden randevu isteyiniz örneğin, pek çok branşta ancak bir ay sonrasına gün bulursunuz.
Buna rağmen “saat 13.00’ten sonra neden doktor ve muayene yok” sorusu yanıtsız kalır.
Mesai saatinde “hizmet” üretilmez ama bunun hesabını da soramazsınız!
Toplum daha enteresandır.
Onca vergi, harç, fon öder ama sağlık hizmeti almak için yeniden elini cebine atar.
Kendisine ücretsiz hizmet vermesi gereken kamu görevlisine de hem yeniden öder, hem de yanında teşekkür için bir poşet mandalin ya da bir şişe limonata götürür (!)
Bir dönem okullarda kız çocuklarına “HPV aşısı” başlatılmıştı, kaldırıldı, bir daha da gündem olmadı. Gıda güvenliğinden çevreye, erken tanıdan ilaç ve personel eksikliğine genelde hep sorunlar gündeme gelir ama çözümler konuşulmaz.
***
İstihdam ya da yoksullukla mücadele diğer bir önemli başlık…
Buralarda sistem, orta üst sınıfın konforunu korumak ve kollamak, zenginlerin de gönlünü kazanmak üzerine şekillenir.
***
Bir sorunu “öncelikli” görmeniz, bütçede ona ayırdığınız “pay”la doğrudan ilgilidir.
Ne halk sağlığı ne de yoksullukla mücadele için bütçemizde pay vardır!
Bir bakınız bütçeye, önceliği görürsünüz…
***
Kanserden gencecik yitirdiğimiz insanların ardından yas tutmak hiçbir samimiyet içermez… Halk sağlığına dair ciddi bir eylem planınız, bütçeniz, ön görünüz yoksa eğer… Yoksullukla mücadele için de aynı…
Sloganlar göstermeliktir, adil gelir paylaşımı olmaz, yoksulluğun üzerine gidilmezse…
***
Şimdilik dışarıdan dayatılan öncelik net: Daha fazla dua etmek!
Kıbrıslı Türklerin oyları ile 2 Avrupa Parlamenteri çıkartma şansı
Avrupa Parlamentosu seçimlerinde 83 bin Kıbrıslı Türk’ün oy hakkı var. Kıbrıslı Türkler, kendi oyları ile 2 parlamenteri Avrupa Birliği’ne gönderme şansına sahip görünüyor.
En son seçimlerde örneğin Edek / Yeşiller partisi 29 bin 715 oyla bir milletvekilini Avrupa Parlamentosu’na göndermişti. AKEL aynı seçimde 77 bin 241 oyla iki milletvekili çıkarmıştı.
***
2019’daki son Avrupa Parlamentosu seçimlerinde 5 bin 604 Kıbrıslı Türk oy kullanmıştı.
Kıbrıslı Türklerden 4 binin üzerinde oy alan AKEL adayı Niyazi Kızılyürek seçimi kazanan isimlerden biri olmuştu. Ancak sonucu Kıbrıslı Rumların oyları belirlemişti.
***
Evet, 1960 Kıbrıs Anayasası’nda Avrupa Parlamentosu’ndaki 6 koltuktan 2’sinin Kıbrıslı Türklere ait olması ve her toplumun, kendi temsilcisini, ayrı seçimlerle belirlemesi yer alıyor.
Öyle de…
1960 Anayasası’nda daha neler yazıyor neler…
Ortada bir “sorun” var.
Bir de “fırsat.”
Çözümsüzlük koşullarında Avrupa’da görünür olmamız son derece önemli…
Kıbrıslı Türkleri, Avrupa’dan uzaklaştırmak için nasıl bir organize çalışma olduğu malum…
İşte o nedenle 83 bin Kıbrıslı Türkün oy hakkını iyi değerlendirmek şart…
***
Kıbrıslı Türkler, Avrupa Parlamentosu seçimleri için “seçmen listesi”ne otomatik kaydedilecek. Seçimler 9 Haziran 2024’te…
Eurobarometer’in dün açıklanan son araştırmasına göre Avrupa seçimleri bugün yapılsaydı, Kıbrıslı Rumların katılım oranı % 50’yle sınırlı kalacaktı.
Kıbrıslı Rumların yarısı sandığa gitmeyi düşünmüyor, görüldüğü gibi…
İşte bu noktada, Kıbrıslı Türklerin seçime katılımı çok daha “belirleyici” olabiliyor.
Hellimde 67’ye 2
“Yeşil Hat Ticareti”ni yazmış, hellim başlığını özellikle sonraya bırakmıştım.
Son dört yılda Yeşil Hat Ticareti sayesinde 40 milyon Euro gibi önemli bir katma değer yarattık. Bu yılın ilk 8 ayında güneye 11 milyon Euro değerinde satış yapıldı, doğrusu bu rakam, iyi bir organizasyonla ikiye hatta üçe katlanabilir.
Gelelim hellime…
Avrupa Komisyonu Kıbrıs Destek Birimi Başkanı Björnsson, Yeşil Hat üzerinden hellim ticareti için hedef tarihi Haziran 2024 olarak açıkladı.
450 milyon tüketici kapasitesine sahip dünyanın en önemli pazarından söz ediyoruz.
Avrupa pazarına açılmak geleneksel ürünümüz hellimle mümkün olacak ve bu süreci çok daha ciddiye almalıyız.
Hem üretim hem de istihdam anlamında büyük bir potansiyel var.
Bunu geliştirmek için elbette planlama ve destek gerekiyor.
***
Adanın kuzeyinde hellim üretimi yapan "kayıtlı" 28 üretici firma var.
Şimdiye kadar yalnızca 2 firma “Menşe İsmi Korumalı Ürün” (PDO) belgesi aldı.
1 firmanın da yakında bu belgeyi alması bekleniyor.
Yavaş ilerliyoruz.
Örneğin güneyde 67 firma bu belgeyi aldı.
***
“Unutmayalım, güneyde süreç çok önceden başladı, o nedenle olumlu bir noktada ilerlediğimizi düşünüyorum” demişti, Ticaret Odası Genel Sekreteri Aysun Önet İleri…
İyimser…
Haklı olabilir...
Yine de unutulmasın, Avrupa Birliği, "Hellim"e coğrafi tescili 2021'de vermişti ve aslında, bu süreç, yıllar önceden başlamıştı.
***
İki firmamız sertifika alsa da henüz Avrupa'ya ürün satamadık.
“Yeşil Hat” üzerinden hellim ticaretinin gerçekleşebilmesi için hayvansal hastalıklar denetim sürecinin de tamamlanması gerekiyor.
“Bir sorun yok, bu denetim sürecini de başarıyla aşacağız ve 2024’ta Avrupa’ya ilk ticareti yapacağız, Avrupa Birliği yetkilileri ile birlikte ortak hedefimiz bu” diyor, Aysun Önet İleri...
Bu önemli adımı heyecanla bekliyoruz.