“Önemli olan değiştirebilme inancıdır”
Kıbrıs’ın bölünmüşlüğüne meydan okuyan insanları seviyor, destekliyor, seslerini çoğaltmaktan mutlu oluyorum. Ortak bir gelecek yüzümüzü güldürecek, yaşam kalitemizi artıracak, bizi dünyayla buluşturacak. Buna yürekten inanıyorum.
En önemli “garanti” adadaki işbirliğimizdir, dayanışmamızdır, ne kadar barikat varsa yıkabilme isteğimizdir. Kıbrıs’ı bütünüyle benimsemek, düşmanlık yerine kardeşliği çoğaltmaktır yurt sevgisi…
Kıbrıs’ı ortak yurt olarak hisseden ciddi bir çoğunluk var halen… Biliyorum… Kimliğine, kişiliğine, yurduna ve değerlerine sahip çıkıyor bu çoğunluk… Onca baskıya, dayatmaya, korkuya, mühendisliğe rağmen… Evet, ortak bir Kıbrıs düşü, gailesi, farkındalığı olmayan yeni de bir nüfus var… İkna etmek gerekiyor, bu düzen sürdürülebilir değil…
***
Gözde Akyel, 1989 doğumlu, 19 Mayıs Türk Maarif Koleji’nde Biyoloji öğretmeni… Winds of Change (Değişim Rüzgarları) proje ekibinin gönüllülerinden de biri…
Bu sayfanın sürekli takipçileri anımsayacak, ‘Değişim Rüzgarları’ projesini yazmıştık, Kıbrıslı gençlerden iki toplumlu bir grup, adanın tümünü turlayan ilk yelken takımı olmuştu. “Yolculuğumuz sadece adamızın etrafını dolaşmak değildi, bu bir gönül yolculuğuydu, bu maceraya bireysel olarak çıktık ama birleşmiş bir aile olarak geri dönüyoruz” demişlerdi. Barışın anlayış, güven ve iletişimle başladığını hepimize yeniden anımsatmıştı bu proje…
“Neden tek bir yürek olmayalım…”
“Çocukluğumuzdan beri ailemizin Baf’tan göç hikayeleri ile büyüdük” diyor, Gözde…
Hüzün anlatıldı çok…
Çatışma anlatıldı…
Ölüm anlatıldı…
Şimdi yaşam alanımız olabildiğince sıkıştı ada yarısında…
Kıbrıs’ta hiç savaş görmemiş bireyler bugün elli yaşındadır.
Yeniden karşılıklı geçişlerin başladığı günlerde doğanlar 20’li yaşlara geldi.
O hınç yıllarını yaşayanlar tek tek toprakla buluşuyor…
Yine yine tek tek toprakla buluşuyor, Kıbrıs’ta birlikte yaşayan, üreten, dayanışan iki toplumdan insanlar…
Gözde Akyel bir eğitimci olarak şu sözleriyle canlı tutuyor umudumu…
“Neden tek bir ülke, tek bir yürek olmayalım. Barış içimizde hiç sönmeyen bir umut…”
İki toplumlu projelere her zaman önem veren eğitimcilerden birisi olduğunu söylüyor, Gözde Akyel… Öğrencilerini de böylesi aktivitelere yönlendirdiğini anlatıyor ve yeni kuşaklara güveniyor. “Bir şeyleri başaracaksa yeni neslin başaracağı inancındayım” diyor.
"Hızlı gitmek istiyorsanız yalnız gidiniz ama uzağa gitmek istiyorsanız birlikte ilerleyiniz” sözleri ile aklıma kazınan, Kıbrıs’ın en önemli olimpiyat sporcularından, doktor Sophia Papamichalopoulos’un projesinde yer alan isimlerden biri Gözde Akyel…
“Nasıl bir deneyimdi” diye soruyorum.
“Herkesin ortaya koyduğu küçük eforun günün sonunda büyük bir başarıya dönüşmesi inanılmazdı. Hiç bir yelken tecrübem olmamasına rağmen sırf projenin amacı için kendimi konfor alanımın dışına çıkmaya zorlayarak unutulmaz anlara şahitlik etmiş olmak paha biçilemez.”
“Korku insanın içini kemiren çok büyük bir düşmandır.”
“Ülkemiz nereye doğru yol alıyor, Kıbrıs’a neler oluyor?” diye Sophia’ya da sormuştum, bu kez Gözde Akyel’in düşüncelerini alıyorum…
“Çocukluğumuzdan beri geleceğimizden endişe ederek büyüdük ama yeni neslin bir şeyleri değiştirebileceği umudu içimde hep var. Ve bir öğretmen olarak bunun için çabalıyorum.
Korku insanın içini kemiren çok büyük bir düşmandır. Bu adada her dönem engeller, çatışmalar oldu. Önemli olan bir şeyleri değiştirebilme inancıdır. Öğrencilerime değişimden ve yenilikten korkmamaları gerektiğini, toplumlararası platformlarda işbirliği yaparak proje ve çalışmalara katılımın önemini anlatmaya çalışıyorum.”
Neredeyse 69 saat boyunca sürekli yelken açtı iki toplumdan gönüllüler…
“Birbirimizle geçirdiğimiz uzun süre zarfında aslında ne kadar benzer bir kültürü paylaştığımızı daha yakından gördük. Günlük hayata yansıyan deyimlerimiz bile aynıydı. Sanırım tek farkımız konuştuğumuz dil, onu da İngilizce konuşup ortak noktada buluşarak çözüyoruz.”
“Unutulmaz anlar…”
Unutamadığı anlar…
“Yelkenlide en unutulmaz anılarım doğa olaylarıydı. Gece ve gündüz vardiyalı olarak çalışıyorduk. Gecenin karanlığında denizin ortasında yıldızları ve ayı izlemek harikaydı. Aynı şekilde birlikte şahit olduğumuz birçok gündoğumu ve gün batımı olayları benim için unutulmazdı…”
Ve biraz da siyaset…
Politikacılar başaramıyor, garantörler ayrılığı ve bölünmeyi körüklüyor, ülkemizi nasıl birleştireceğiz yeniden…
“İki toplumun politikacılarının tek başına büyük değişimler başarabileceğine inanmıyorum çünkü önlerinde dış güçler gibi daha büyük engeller olduğunu düşünüyorum. Ancak tabii ki daha barışçıl ve huzurlu bir toplum için bizlere destek olabilirler. Gençler çok daha güçlü işbirliği, güven ve ortaklıkla başarabilir…”
Elbette genelleme yapmak doğru değil…
“Politikacılar” derken, statükoya sımsıkı sarılan, menfaat üleşen, talan düzenini milliyetçilikle örten ve çözümsüzlükten beslenen profilleri anlatıyoruz. Yoksa barışı, yakınlaşmayı, uluslararası toplumla buluşmayı, demokratik değerleri, federal kültürü, işbirliğini destekleyenleri değil…
“Gençlere tavsiyen nedir” diyerek Gözde Akyel’le sohbetimizi noktalıyorum.
“Gençlere her zaman hayallerinden vazgeçmemelerini ve cesaretli olmalarını söylerim. Umut her zaman vardır ama oturup seyirci kalmakla değil adım atma cesareti ile başlar her şey...”