“Önlem alınmazsa Kıbrıs’taki ilaç ve ecza sektörü çökme noktasına gelecek”
Kıbrıs Türk Eczacılar Birliği eski Yönetim Kurulu üyesi, eczacı Dicle Tekiner, Kanal SİM’de yayınlanan ‘Haber Toplantısı’ programına katılarak, ilaç ve ecza sektöründe yaşanılan sorunlar hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Lema GÖZAY
Kıbrıs Türk Eczacılar Birliği eski Yönetim Kurulu üyesi, eczacı Dicle Tekiner, Ertuğrul Senova ve Mert Özdağ’ın hazırlayıp sunduğu, Kanal SİM’de yayınlanan ‘Haber Toplantısı’ programına katılarak, ilaç ve ecza sektöründe yaşanılan sorunlar hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Eczacı Dicle Tekiner, TÜİK’in yüzde 47 olarak açıkladığı enflasyon verilerine işaret ederek, ‘gerçek dışı’ olan bu verilere rağmen ilaca yapılan zammın yüzde 23.5 olduğunu belirtirken, 2021-22 yılından itibaren iyileştirme yapılmadığını buna bağlı olarak da sektörün ‘her geçen gün daha kötüye gittiğini’ ifade etti.
“Türkiye’nin yaşadığı ekonomik sıkıntıların birebir etkilerini bizler hissediyoruz”
KKTC’deki ecza ve ilaç sektörünün üzerinde çeşitli etkenler olduğunu belirten Tekiner, bu etkenleri şu şekilde sıraladı:
“İlaç sanayimizin olmaması, devletin teşvikinin olmaması ve ilaç konusunda yurtdışına bağımlı olmamız ve bağımlı olduğumuz pazarında Türkiye pazarı olması bizler için çok büyük bir sıkıntı. Çünkü Türkiye’nin son dönemlerde yaşadığı ekonomik sıkıntıların birebir etkilerini bizler hissediyoruz. Hatta Türkiye iç piyasasından daha çok hissediyoruz çünkü dış piyasa olarak kabul ediliyoruz. Türkiye iç piyasasını doyuramadığı sürece dış piyasaya da ilaç gönderemiyor. Türkiye’de de ilaç eksiklikleri yaşanıyor ancak bizde yaşanılan ilaç eksiklikleri Türkiye’ye kıyasla daha ciddi boyuttadır. Çünkü önce iç piyasa doyuruluyor sonrasında da KKTC’ye ilaçların ulaşamaması gibi durumlar ortaya çıkıyor”
Ekim ayı sonunda ilaçlara getirilen zammı değerlendiren Tekiner, bu zammın ‘çok cüzi bir miktarda’ olduğunu belirterek detaylarını paylaştı: “23.50 oranında bir zam yapıldı. Bugün ise TÜİK’in açıkladığı yüzde 47’lik enflasyon rakamlarına ve ENAG’ın açıkladığı reel enflasyon rakamı olan yüzde 76.86’ya baktığımız zaman yapılan zammın ENAG’ın verilerinin dörtte biri, TÜİK’in açıkladığı verilerin yarısı kadar olduğunu görüyoruz. Bu da ilaç sektörünü doğrudan etkiliyor. Çünkü ilaç serbest piyasada değildir. Devletin belirlediği fiyatlardan satışlar yapılıyor. Devlette herhangi bir zam yapmadığı zaman ilaç sektöründe ciddi sıkıntılar yaşanıyor”
İlaç sektöründeki krize işaret eden Tekiner, antibiyotik, kalp ilaçlarında eksiklikler olduğunu, göz damlası, soğuk algınlığı ve grip ilaçlarının piyasada bulunmadığını belirtirken, mevcut ilaçlarda da ‘etkinlik’ noktasında sıkıntılar yaşandığını kaydederek “Avrupa’dan aldığımız hiçbir ilacın fiyatı Türkiye’den aldığımız fiyatla aynı değil. Avrupa’dan alınan ilacın fiyatı Türkiye’den alınan ilacın iki katı fiyatıysa Türkiye’de üretilen ilaçlar da etkinlik ve içerik anlamında sıkıntıları ortaya çıkıyor” dedi.
“Devletin, ilaca ciddi bir bütçe ayırması gerekiyor”
2023 yılı başında oluşturulan İlaç Kriz Masası’nın toplantılarında sunulan önerileri aktaran Tekiner, 2023 Şubat ayında yaşanılan Kahramanmaraş merkezli depremlerle gündemin dramatik şekilde değiştiğini ve ilaç konusunun geride kaldığını, süreç ilerledikçe de konuya geri dönülmediğini belirtti.
İlaç ve ecza sektöründe yaşanılan sorunların giderilmesi için yapılması gerekenlere değinen Tekiner, çözüm yollarının alternatif ilaç kaynaklarının bulunması, ilaç sektöründeki vergilendirmelerde değişikliğe gidilmesi ve ilaç sektörüne ciddi bütçelerin ayrılması gerektiği olduğunu aktardı.
Alternatif ilaç kaynakları bulunurken dövizin dikkate alınması gerektiğine işaret eden Tekiner, “İlaca çok ciddi bir bütçe ayrılması gerekiyor. Çünkü halkın 100 TL’ye aldığı ilaç Avrupa’dan geldiği zaman nakliye ve gümrüklenme süreçleriyle 200-300 TL’yi bulabiliyor. Kimsenin de aylık ilaç bütçesini 2-3 katına çıkaracak gücü yoktur. Bu yüzden sağlığa bütçe ayrılırken bunların göz önünde bulundurulması gerekiyor.” dedi.
“2025 yılı bütçesinde sağlık bütçesinin arttırılmasına yönelik bir çaba yok”
Sigorta kapsamına giren Avrupa ilaçlarının sayısının da arttırılmasının bir diğer çözüm yöntemi olabileceğini aktaran Tekiner, bu noktada ise vergilendirmede değişikliğe gidilmesi ve devletin sağlığa ayırdığı bütçeyi ciddi şekilde arttırarak sektörü de darbeye uğratmaması gerektiğini belirterek şunları söyledi:
“Gerekirse sigorta kapsamına giren Avrupa ilaçlarının sayısının arttırılması gerekiyor. Gerekirse vergilendirmede değişikliğe gidilmesi, azaltılması veya hiç alınmaması gerekiyor. Özellikle bu tür kriz dönemlerini atlatmaya çalışırken bunun uygulanması gerekiyor. Çünkü bunlar hayati giderlerdir. Lüks giderlerden vergiyi alırsınız alabilirsiniz ancak gıda ve ilaç giderlerinden vergiyi olabildiğince kısarak halkın üzerindeki yükü azaltmanız gerekiyor. Bunun içinde sektörü düşünerek çok ciddi kaynak ayrılması gerekiyor. Sosyal Sigorta kapsamına giren ilaçların sayısının bir anda iki katına çıkartabilmek, eczacılık sektörünü de çok fazla darbeye uğratmamak için devletin sağlığa ayırdığı bütçeyi ciddi şekilde arttırması gerekiyor. Ancak ben 2025 yılı bütçesinde böyle bir çaba görmedim”
Tekiner, ilaçları Türkiye piyasasından ısrarla almaya devam ettiğimizi belirten Tekiner, Türkiye’de Ekim ayında yapılan zam sırasında 2025 yılı için ‘ek bir zam beklenmediği ve düşünülmediğinin’ belirtildiğine dikkat çekerken, “Bize gösteriyor ki 2025 yılında da mevcut satış fiyatları devam edecek. Bu da ilaç sektörünün çok daha ciddi sıkıntılar yaşanmasına neden olacak” ifadelerini kullandı.
Tekiner, 2025 yılına girilmesiyle birlikte dövizde beklenilen artışa işaret ederken, “Beklenen artış gerçekleşirse KKTC'deki ilaç ve ecza sektörü çökme noktasına gelecek” dedi.