“Online eğitim kaygı bozukluğu getirdi”
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Doktor Ayşe Zeki, pandemi süreci ve ‘online eğitim’in çocuklardaki korku ve kaygı düzeyini artırdığına işaret etti.
Devrim DEMİR
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Doktor Ayşe Zeki, Coronavirüs (Covid-19) salgınının çocuk ve ergenlerdeki korku ve kaygı düzeylerini artırdığına işaret etti.
Pandeminin ülkede görülmeye başlamasından itibaren çocuk ve ergenlerdeki kaygı ve korku düzeylerinde artış gözlendiğine değinen Zeki, pandemi öncesinde zaten kaygıya yatkın olan çocuk ve ergenlerde bu seviyenin daha da yükseldiğini belirtti.
Uzaktan eğitim kavramının dünyada çok yeni bir durum olmadığını, ancak ülkede bununla ilgili bir deneyim olmadığı için zor bir süreçten geçildiğini ifade eden Zeki, özellikle küçük yaş gruplarında ‘online’ eğitimin ciddi sıkıntılara yola açtığını kaydetti.
Mart ayında hazırlıksız bir sürece girildiğini, öğretmen ve öğrencilerin kendilerini ‘Online’ eğitimin içinde bulduklarını ifade eden Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Doktor Ayşe Zeki, süreci YENİDÜZEN’e değerlendirdi.
“Odada kapalı olmak depresyona neden oldu”
Doktor Ayşe Zeki, çocuk ve ergen gruplarla bu süreçte iletişim kurduğunu belirtti, özellikle ergen grupların konuştuklarının oldukça şaşırtıcı olduğunun altını çizdi.
Zeki, “Bu süreçte özellikle ergen grupların konuşmaları benim için oldukça şaşırtıcı oldu. Onlar bilgisayar dönemi çocukları, her şeylerini bilgisayar üzerinde yapıyorlar, arkadaş grupları tüm görüşmeleri hatta araştırma ödevleri bile. Fiziksel olarak okulda bulunmama yoksunluğu kendilerini izole etme, yalnız hissetme duygusunu yaşatırken, onlar için kapalı bir odada derse katılmak depresyon ve kaygı bozukluğu oluşturdu” dedi.
“Küçük çocuklarda ‘kaygı bozukluğu’ oluştu…”
Pandemi sürecinin görülmesi ile ‘Online’ eğitime geçildikten sonra ergenlerde olduğu kadar küçük çocuklarda da ciddi sıkıntılar gözlemlendiğini ifade eden Doktor Ayşe Zeki’nin ifadeleri şöyle:
“Küçük çocuklarla yaptığım konuşmalarda özellikle ‘internet koparsa, öğretmen bana o anda söz verirse ve ben duymam ne olur’ soruları sıklaştı. Bu sorular küçük çocuklarda kaygı bozukluğu oluşturdu. Dünya bu hastalıkla farklı bir sürece girdi, küçük çocukları masa başında tutmak çok kolay değil, çünkü dikkatleri kısıtlı. Sınıf ortamında en hareketli çocuk öğretmenin göz teması veya bir dokunuşu ile daha çabuk toparlanırken, bunu evde başarmak biraz daha zor olabilmekte”.
‘Çocuklar kendini yalnız hissediyor’
Özellikle çalışmak zorunda olan anne ve babaları nedeniyle evde yalnız kalan çocukların çok ciddi sıkıntılarla gündeme geldiğini kaydeden Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Doktor Ayşe Zeki, uzaktan eğitimin başlaması ile sorunların arttığına değindi.
Birçok evde bilgisayar olmadığı için derse katılamayanların olduğuna, çok çocuklu ailelerde bir çocuğun derse katılabildiğine işaret eden Zeki, eğitimde fırsat eşitsizliğinin de ortaya çıktığını söyledi.
Gelişmiş ülkeleri işaret eden Doktor Ayşe Zeki, “Pandemi başlarken başka ülkelerde, bu sorunlar daha hızlı ele alındı ve aşıldı. Eğitim yılının bizde nasıl devam edeceği ise pandeminin kontrol altında olup olmadığı belirleyecek. Uzun süre evde kalındığı için yeme bozuklukları çok ciddi bir şekilde artış gösterdi. Eskiden aileler çocukların bilgisayar başında uzun süre zaman geçirmemesi için sınır koyarken, şimdi bunu yapamıyor. Bir kısım çocukta depresyon etkileri ortaya çıkarken, online eğitimden dolayı kendini izole ve yalnız hisseden çocuk ve ergenlerin şikayetleri arttı. Okullar yüz yüze eğitime başlayacağı zamanda sıkıntılar devam edecek” şeklinde konuştu.
“Öğretmenlerin en büyük şikâyeti göz temasımız yok”
Yüz yüze eğitimin de en az çevrimiçi eğitim kadar sıkıntılı geçeceğine değinen Doktor Zeki, bir ailede vaka çıkması ile bu kez ergen ve çocuklarda travmatik bozukluk, stres belirtileri, kaygılar ve depresyonların oluşabileceğini ifade etti.
Öğrenci ve veliler kadar öğretmenlerin de stres altında olduğuna dikkati çeken Zeki, “Çocuklar öğretmenlerden teknoloji yönünde daha iyi ve öğretmeni aldatıcı şeyler yapabiliyor. Öğretmenlerin en büyük şikayeti ise ‘online eğitimde göz temasımız yok, sanki dersi bir boşluğa anlatıyoruz. Kim derste kim değil dikkatler nerede ayırt etmek mümkün değil’ şikâyetlerini dinliyoruz. İki taraf açısından adaptasyon, uyum sorunu yaşanan bir süreçten geçiyoruz” ifadelerini kullandı.
Kliniğe talep arttı…
Dünyanın bir salgınla mücadele içinde olduğunu hatırlatan Doktor Zeki, insanların bu hastalığa uyum sağlayarak süreci daha kolay atlatılabileceğini kaydetti.
Eski dönemde sabah randevularının dolu dolu geçtiğini ancak bu süreçte öğleden sonralarının da aynı şekilde seyrettiğini ifade eden Zeki, “Bu süreçte eve geç gidebiliyorum, kliniklere talep arttı. Her şeyi pandemiye de bağlamak yanlış olur, ülkede ruhsal sorunlar, psikolojik sorunlar azımsanmayacak boyutta. Yardıma ihtiyacı olan insan sayısının görünen yüzü kadar görünmeyen yüzü de var. Kaygı bozukluğuna yatkın bir genetiğimiz var, sadece bu salgın sürecinde bu sıkıntılar daha görünür oldu” dedi.
“Süreç iyi yönetilmezse artçı psikiyatri pandemisi başlayacak”
Salgın sürecinde ekonomik sıkıntılar ile beraber işsiz sayısının da arttığını ifade eden Doktor Ayşe Zeki, bu sürecin akıllıca yönetilmesi gerektiğini vurguladı. Devlet kanadında alınan kararların günlük değişebildiğini ifade eden Zeki, sürecin daha stabil daha akıllıca yürütülmesi gerektiğini kaydetti.
Bu süreçte kontrolün dağılması durumunda pandemi bitse de ciddi sorunların baş göstereceğini kaydeden Zeki, “Süreç akıllıca yönetilmezse artçılı psikiyatri pandemisi başlayacak. Pandemi bitecek ama onun enkazını toplamak gerekecek. Yaşanan belirsizliklerde insanları ruhsal sıkıntılara sokabilir, bu sadece çocuk değil ergen ve yetişkinlerde de aynı sorun doğacak” dedi.