1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. Ormanlarımızı Bekleyen Gelecek
Ormanlarımızı Bekleyen Gelecek

Ormanlarımızı Bekleyen Gelecek

Ormanları etkileyen iklim değişikliği ve çam kese böceği istilası gibi diğer faktörler de göz önünde bulundurulduğunda, gün geçtikçe adamızda ormanlarımızı kaybetmemiz gerçek bir tehdit.

A+A-

Havalar ısınıp günler uzadıkça, çevremiz yeniden yeşeriyor ve birçoğumuz, hem göz kamaştırıcı güzelliğiyle hem de serin gölgesiyle piknik yapmak, spor yapmak veya sadece hoş vakit geçirmek için ormanlarımızı tercih etmeye başlıyoruz. Baharla birlikte ormanlarımız daha güzel ve cazip hale gelirken, çevreci bir gözle bakıldığında, onları tehdit eden bir tehlike de göze batmaya başlıyor; orman yangınları. Birçok konuda olduğu gibi, her yıl yaşadığımız ve yaşayacağımızı bildiğimiz bu probleme de ya önlem almıyoruz, ya da almakta çok geç kalıyoruz. Ormanlarımızın yangına yatkın olduğu bilimsel bir gerçek. Ülkemizdeki ormanların da bir kısmını kapsayan bazı orman çeşitleri, belli aralıklarla yanarak kendi kendini yenilemeye evrilmiş ormanlar. İklim değişikliği nedeniyle sıcak dönemlerin daha şiddetli ve uzun yaşandığı ve orman yangınlarını başlatabilecek insan hataları da göz önünde bulundurulduğunda, önlemlere rağmen her sene orman yangını riskinin gerçek olacağını savunmak uçuk bir öngörü değil. Fakat her sene haberlerden takip edebildiğimiz üzere, yangınların önlenmesi, önlenemeyen yangınlara ise müdahalede sınıfta kalıyoruz. Özellikle etkili bir müdahale aracı olan yangın helikopteri ülkede bulunmuyor veya yeterli gelmiyorsa, yangına müdahale ciddi şekilde aksıyor. Dahası, Güney’den teklif edilen yardımların -kimi zaman şovenizmden ileri gidemeyen nedenlerle- reddedildiğine de tanık oluyoruz. Yanan orman arazilerinin yanlış ve eksik rehabilite edilmesi de yanan arazide kısa sürede yeniden orman ekosisteminin oluşabilmesi umudunu köreltiyor. Ormanları etkileyen iklim değişikliği ve çam kese böceği istilası gibi diğer faktörler de göz önünde bulundurulduğunda, gün geçtikçe adamızda ormanlarımızı kaybetmemiz gerçek bir tehdit. Ormanlarımız, adamızdaki biyolojik çeşitliliğin önemli bir kısmını barındırmak ile birlikte günbegün şehirleşen insanlığa doğayla baş başa kalma fırsatı yaratıyor; dolayısıyla orman yangınları ile biyolojik ve toplumsal miraslarımızı da kaybediyoruz. Ağaçlandırma çabaları kendi içinde değerli ve bilinçlendirici olsa da, bin yıllardır evrilerek günümüzdeki haline ulaşmış ormanların desteklediği biyolojik çeşitliliği, bitki, hayvan ve mikroorganizma komünitelerini barındırması çoğu zaman mümkün olamıyor. Dolayısıyla, özellikle sıcak ve kurak günler henüz varmadan, hükümete ormanın önemini hatırlatıp ormanları bekleyen tehdide daha sıkı önlem almaya itmek çevrecilerin önemli ödevlerinden. Karar merciindekiler unutmamalı ki, ormanlar, alınıp satılabilecek ürünler değiller; eğer toplumlar ve hükümetler işbirliği içinde onları korur ve yaşatırlarsa var olurlar, ve toplum da ormanın sunduğu zenginliklerden faydalanır, eğer korunmasız kalırlar ise yavaşça yok olurlar, ve toplum da yeşilsiz bir coğrafyaya mahkum kalır.

Bu haber toplam 919 defa okunmuştur