Orta vadeli program çare olacak mı?
KKTC’de, 2025-2027 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Programı (OVP) geçtiğimiz hafta resmi gazetede yayınlandı. 5 yıldan sonra yapılsa bile, elbette ki önemlidir. DPÖ yetkililerini ve uzmanları kutluyor ve yazılan hedeflerin hayata geçmesini temenni ediyorum.
Orta Vadeli Programın, resmi gazetede yayınlanmadan önce, Sosyal Ekonomik Konsey’in toplanması ve son taslağına, ekonomik örgütler, Sendikalar, sivil toplum örgütleri ve tüm siyasi partilerin katkı koyması, öneri sunması sağlanmalıydı. Maalesef, bu süreç yaşanmamıştır. Bu şekilde ancak, plan veya programın tüm toplum tarafından sahiplenilmesi, aidiyet duyulması ve desteklenmesi sağlanabilecektir.
Bugünkü yazımda, bu programın içeriği ile ilgili görüşlerimi sizlerle paylaşacağım.
OVP, ülke ekonomisinin gelecek yıllarda istikrarlı bir şekilde büyümesi ve halkın refahının artırılması hedeflerine ulaşmak için, gerekli atılımları yapmak üzere tasarlanmalıdır.
OVP, yapısal reformları ortaya koymalı, belirsizlikleri azaltmalı, öngörülebilir olmalıdır. Uygulanacak politikalar birbiriyle uyumlu ve tutarlı olmalıdır. Kaynakların, verimli alanlara tahsis edilmesi sağlanmalıdır. Örnek teşkil etmesi açısından, Kamuda tasarruf ve verimlilik öncelikli olmalıdır.
KKTC Orta Vadeli Programı'nda, 2025-2027 dönemine ilişkin temel amaçlar ve ana sektörleri kapsayan politikalar ile, özellikle GSYH büyümesi, kişi başına milli gelir, enflasyon, bütçe dengesi, dış ticaret, ödemeler dengesi, işsizlik, istihdam, yatırımlar gibi temel makro ekonomik göstergelere ilişkin 3 yıllık hedefler ve tahminler de yer alıyor.
Programda hedeflenen bazı makroekonomik hedeflere bakacak olursak, Kişi başı milli gelirin 14 bin 599 dolardan, 2027 sonunda da yaklaşık 18,350 dolar olması hedefleniyor. 2023'te yüzde 7,3 olan Ekonomik büyümenin, 2027'de yüzde 7 olması öngörülüyor.
2023 yılında işsizlik yüzde 5.1 iken, program sonunda(2027) işsizlik oranının yüzde 5.5 olması hedeflenmektedir. 2024 yılında yüzde 53.3 olarak gerçekleşen enflasyon oranının, 2027 yılında yüzde 12 olması hedeflenmektedir.
İhracat rakamının ise, 176 milyon dolardan, program sonunda 250 milyon olarak çıkması öngörülmektedir. Bu hedeflerin bazılarının önümüzdeki 3 yıl içinde gerçekleşmesi pek mümkün görülmemektedir.
OVP’ nin beklentileri karşılaması önemlidir. Gerçekçi olup, her kesime güven vermelidir. Raflarda kalmamalı, uygulamaya geçmelidir. Önemli olan, OVP’ de gösterilen hedeflerin gerçekleşmesidir.
Son 5 yılda, OVP‘ler olmadığı için, ekonomik protokollerdeki ve Hükümet programlarındaki hedefleri takip ediyoruz ve pek çoğunun gerçekleşmediğini görüyoruz. Bu bağlamda, OVP’ de bütçesi olmayan hedefler olmamalıdır. Nüfus gelişmeleri dikkate alınarak hedefler ve yatırımlar belirlenmelidir.
Son 5 yıl içinde, KKTC’ de Hükümetler’ in en önemli icraatlarından biri de, kendisine yol haritası olacak, ülkenin ekonomik ve sosyal hayatına yön verecek plan veya program yapmak olmalıydı. Maalesef 5 yıldır, Hükümetler OVP hazırlamıyordu.
Bu durum, ülkemiz için büyük eksikliktir. Plan veya programı olmayan bir Hükümet, başarısız olmaya mahkumdur. Nitekim de, son 5 yıldır bir çok sorun çözülememektedir.
Hükümet’ in elinde plan, program ve yeterli bilgi yoksa, ülke nüfusunu bilmezse, enerji, su, konut, okul, hastane, ilaç, yol ve diğer ihtiyaçlarını, yapılacak yatırımları nasıl planlayacaktır?
En son OVP, 2019 yılında Dörtlü koalisyon Hükümetinde, benim de Müsteşar olduğum dönemde, DPÖ tarafından hazırlanmıştı. Elbette, ondan önceki yıllarda da OVP’ler ve yıllık programlar hazırlamıştık.
İş dünyası ve piyasalar, OVP’ deki hedef ve politikalar doğrultusunda önlerindeki 3 yılı görmekte, Hükümetler de, disiplin içinde hedef ve politikalarını uygulamaktadırlar.
Bizde ise, son 5 yılda OVP olmadığı için, ne piyasalar önünü görmekte, ne de Hükümetler, disiplin içinde bir yol haritasına göre gitmekteydi.
Hükümet, Kalkınma Planı ve Orta Vadeli programda, birçok hedef, yatırım ve politikaya yer verebilir. Ama önemli olan, bu yazılanların hayata geçirilmesidir. Elbette plan program yapmak önemlidir.
Ama, yazılanların gerçekleşmesi daha da önemlidir. Zira, Türkiye ile yapılan potokollerdeki ve Hükümet programındaki birçok hedefin gerçekleşmediğini görüyoruz.
Umarım, bundan sonra yapılan plan ve programlarla ve bunların hayata geçmesi ile, sorunların çözümü hızlanır.
Sonuç olarak, Halkın, sektörlerin ve iş dünyasının esas beklentileri, Hükümet’ in, pahalılık ve enflasyonla mücadele, bütçe disiplini, sürdürülebilir ekonomik büyüme, işsizliğin azaltılması, gelir dağılımının iyileştirilmesi, kayıt dışılığın azaltılması, Kamuda verimliliğin artırılması, yoksullukla mücadele, turizm, eğitim, sağlık, tarım, sanayi, bilişim, elektrik, yol güvenliği ve trafik başta olmak üzere tüm sektörlerin sorunlarını çözecek politikaları öncelik olarak görmesi ve bu doğrultuda çalışmasıdır.
Yani, Plan ve programlarda yazılanların önemi, hayata geçmesi ve gerçekleşmesi ile anlam kazanmaktadır.