Ortada ne devlet var ne de hükümet!
Sarayımız Maşaallah Osmanlı ve Bizans saraylarındaki skandalları aratmayan alengirili işlerle çalkalanıyormuş!
Dedikodu yapmayalım mı?
Özele mi girer bu meseleler?
Bizi DAÜ’den ya da öteki üniversitelerden kovarken özele girmiyor muydu o işler?
-*-*-
Neyse!
Boş verin!
Seviye yerlerde, çamurun, çirkefin içinde cirileniyor!
Cirilenenler düşünsün!
-*-*-
Bir kaç haftadan beri bir çok uzman, olası su baskınları ve hatta ciddi deprem riski ile ilgili uyarılarda bulunuyor…
-*-*-
Evet, sağlık çöktü, eğitim çöktü, nüfus bilinmezleri oynuyor, çok güvenilen inşaat sektörüne değil karlar yağmış olması; yapılan salakça düzenlemeler gereği bu sektör resmen çığ altında!
-*-*-
Faşistlerimiz Simon Aykut’u Rum faşistlere sattı; şimdi adamı yapayalınız bıraktılar!
Hatta kendi deyişiyle unuttular!
-*-*-
Daha fazla yazmaya bilmem gerek var mı ama gözler ve kulaklar bu gibi durumlarda devleti arar, hükümeti sorar!
Hani anlı şanlı devletiniz?
Hani basın toplantılarında kükreyen hükümetiniz?
-*-*-
Bayrakları daha yükseğe çekerek, ezan sesini yükselterek, nutuk sallayarak ve Anavatan’a yalakalık ederek olası sel tehlikesine karşı tedbir alınabileceğini; hele hele de deprem riskini azaltabileceğimizi hiç sanmıyorum!
-*-*-
Neyse, biraz ıslanalım, biraz da sallanalım hallederik!
Ateş var ki dumanı görüyoruz!
DİKO’nun Avrupa Parlamentosu Milletvekili Costas Mavrides’i dinledim…
Parlamento’da yaptığı konuşmadan söz ediyorum…
Türkiye’yi yerden yere vurdu ve Avrupa Parlamentosu’ndan “sessiz kalmamasını” istedi.
-*-*-
Neler mi söyledi?
Türkiye’nin Hamas’a finans desteği sağladığını ve sığınma şansı verdiğini öne sürdü…
-*-*-
Türkiye’nin, Kuzey Kıbrıs’ta, Rus oligarkların kara parasının aklandığı bir rejim kurduğunu ve desteklediğini öne sürdü…
Mavrides’e göre, Türkiye’nin işgal ettiği Kuzey Kıbrıs’ta bu kara para aklama işi gayet alışılmış bir iş haline getirildi..
-*-*-
Mavrides, “Rusya’yı kara listeye alıp Türkiye’yi almamak sadece hipokrasi değildir, Avrupa değerlerine ve çıkarlarımıza aykırıdır” dedi…
-*-*-
Mavrides bu konuşmayı yaparken, Amerika’da Donald Trump yeni dışişleri bakanını açıkladı…
Marco Rubio…
Rubio, 19 Temmuz 2024’te, Amerikan Başkanı Joe Biden’e Maraş’la ilgili mektup yazan senatörlerden biriydi…
Tabii ki “Rum yanlısı” diye nitelenebilecek bir mektuptan söz ediyoruz…
-*-*-
Peki bu esnada başka neler oldu?
Türkiye Dışişleri Bakanı en az üç kez Kıbrıslı Rum lider ve Kıbrıslı Rum dışişleri bakanı ile sohbet etti…
Bu arada Türkiye Dışişleri Bakanı, “federal çözüm olmayacak, mümkün değil” dedi…
-*-*-
Kimse, çözümün adıyla uğraşmıyor…
Ama kimse “KKTC eşit egemen ve bağımsız bir devlet olarak ilelebet devam edecek” de demiyor!
-*-*-
Haaa Cevdet Yılmaz “KKTC Ada’daki tek yasal devlettir” mi demişti?
O’nu iç tirbünlere oley çektirmek için söylenmiş “çok boş bir slogan” kabul etmek zorundasınız!
-*-*-
Öte yandan çok dikkat çekici bir şey söylemem lazım; Rum orta ve lise öğrencileri biz KKTC’yi kutlarken, sınırda protesto eylemi gerçekleştirdiler…
Bu eylemde bir tek Yunan Bayrağı’nın olmaması, her öğrencinin eline bir Kıbrıs Cumhuriyeti Bayrağı verilmiş olması bile başlı başına bir “siyaset”tir ve “mesaj” içermektedir!
Alana ve anlayana!
-*-*-
Ne demiş büyüklerimiz?
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz!
Kısacası bir yerlerde bir ateş yakıldı, bir şeyler pişiriliyor ki biz dumanını görüyoruz!
Yok canım ne işgali?
Kıbrıs Türk Sanayi Odası ve Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası 20 Kasım 2024 Çarşamba günü büyük bir eylem yapacak…
Tüm ülkeyi Başbakanlık civarına bekliyorlar…
-*-*-
Neden eylem yapılıyor?
Çünkü hükümetin yürüttüğü politikalar sebebiyle sanayici ve esnafın üretim maliyetleri katlanarak arttı…
Sanayici ve esnaf tükenmek istemiyor…
Evlatlarımızın göç edip de yurda bir daha gelmemesini önlemek istiyor…
-*-*-
Ayrıntılı haberi okuyacaksınız; dün bu konuda Sanayi Odası’nda düzenlenen basın toplantısına katıldım…
-*-*-
Sanayici ve esnaf ve hatta otelci, kendi elektriğini üretmek istiyor…
Hükümet ya da “Devlet” bu doğrultuda otelcilerle sanayicilere bir arazi tahsis etmiş…
Ama sanayiciler ve otelciler araziyi alamadığı için bu konudaki yatırım bekliyor…
Hatta proje de hazır falan…
-*-*-
Sordum; “devletin başka arazisi yok mu?”…
Öğrendim ki, arazi yüksek gerilim hattı üzerinde olmalıymış…
“Dedim ki, neden arazi verilmiyor?”
Ve yine öğrendim ki, arazi askere aitmiş!!!
-*-*-
Ben şok!
Şok şok şok!
Dayanamadım bir daha sordum, “Yunan askeri mi?”…
-*-*-
Bu arada bir soru daha geldi…
Kimin sorduğunu tam anlayamadım ama soru içerisinde, “… AKSA bu yatırımı engelliyor dedikodusu söz konusu…” ifadesini işittim!
-*-*-
Yani, KKTC sanayicisi ve otelcisi elektrikle alakalı kendi parası ile yatırım yapacak ama arazi askere ait olduğu için verilemeyecek!
Ve bir de, AKSA adlı şirket, bu yatırımı engelliyor olacak!
-*-*-
Dedim ki kendi kendime, yok canım, ne işgali!
Hain olmaktan vallahi usandım!
Eski Kıbrıs kahvesi açmak istiyorum!
Biraz kahve biraz zivaniya!
Bu işi bırakacağım!
Anlayacağımız dille yazarsak, işte Rumların yeni torpili… Donald Trump’ın yanında gördüğünüz bu arkadaş, Amerika’nın yeni Dışişleri Bakanı olacak… Adı Marco Rubio… Nikos Christodoulides Rubio'nun "Kıbrıs Cumhuriyeti'nin rolünün çok iyi farkında olduğunu" söyledi. Rubio'nun 2019'da Kıbrıs'ta ABD'nin silah ambargosunu sona erdiren yasaya imza atanlar arasında olduğunu söyledi… Bir de biliyoruz, aynı Rubio, Maraş konusunda Türkiye’yi suçlayan bir mektubun da imzacıları arasında… Christodoulides’e göre, Kıbrıs Cumhuriyeti ile Amerika arasındaki ilişkiler son yıllarda gelişmektedir ve bu gelişen işbirliği daha da gelişerek devam edecek… Ersin Tatar bu konuda ne mi düşünüyor? Canı çok sıkkın! Ama bu konuyla alakalı değil! Başka bir konu! Ayrıca Türkiye kararını verdi, Tatar’ın defteri dürüldü… Yeter artık yani durumları!