Ortadoğu kaynıyor. Dünyada herkes, bölgedeki bir yerleri kurtarma (!!!) adına elinden geleni ardına koymuyor.  Bombalar yağıyor, kurşunlar uçuşuyor, insanlar ölüyor, yerinden yurdundan oluyor.  Ne uğruna ? ‘Kurtarma’ (!!!) uğruna.
Ortadoğudaki ‘kurtarma’ (!!!) çabaları, sonunda  büyük mü büyük bir savaşa neden olabilir mi ?  Hiç şaşırmam.... İnsanoğlu kendi kendini yok etmek için var gücüyle çabalamakta. Sonunda becerecek mi ?  Sonrasında da birileri çıkıp “Tanrı böyle istedi” diyecek mi ?

***

Türkiye de girdabın içinde. Gırtlağına kadar girmek üzere hem de.   Komşu ülkelerde askeri de var tankı da. Uçakları da iş başında. İşin ilginç tarafı, Türk halkında ne bir heyecan var ne de telaş.   Darbe’dir FETÖ’dür gürültüsü içinde  ama farkında olmadan savaş hali yaşamakta ülke. Ve de hiç kimse, daha işin başında olunduğunun  ve ciddiyetinin farkında bile değil. Kaç yıllar sürürp gidebileceğinin de... Herhalde,  askerler ölmeye, tanklar imha edilmeye, uçaklar düşürülmeye başlayınca uyanacaktır herkes.  Umarım yanılırım...
***
Bölgedeki bu gürültü patırdı ve karmaşa içinde, Akıncı ile Anastasiadis ‘çözüm’ arıyor Kıbrıs için.  Sonunda aradıklarını bulurlar mı ? O konuda da soru çok.  Sabırla bekleşirken, bir yandan da,  “Ortadoğu’da kıyamet koparsa biz burada nasıl etkileniriz  ?” sorusunun cevabını da verebilen var mı acaba buralarda ?

   
Su – Elektrik derken
‘Su’ konusundaki tartışmalar devam ederken, şimdi de  ‘Elektrik’ meselesi ön plana geçiverdi. Doğal olarak  Elektrik Kurumu’muzun geleceği de....
Bu filmi daha önce görmüş gibiyiz sanki... Daha öncekiler bir yana,  koskoca  KTHY’nin nasıl batırıldığının ‘filmi’ gibi... 
Sanayi Holding’in batırılışını da hasır altı ettik, KTHY’nin batırılışını da... Kim batırdı ? Nasıl batırdı ? Neden batırdı ? Cevap yok....
Kendimize özgü bir ülkenin garip insanlarıyız galiba.  Önce kıyamet koparır gibi yapar sonra hiçbirşey olmamış gibi herşeyi kabullenir otururuz... Eskiden kalma alışkanlıklarla  ‘sorma’, ‘soruşturma’, ‘sorgulama’,  ‘gerekirse cezalandırma gibi bir huyumuz yok. Genellikle kapı arkalarında konuşur, kapı önüne çıktığımızda sesimizi keseriz. Çok uysal bir toplum muyuz ? Yoksa çok aptal mı ?
    

Bob Dylan
Protest müziğin en önemli isimlerinden biri olarak kabul edilen efsane  ‘şarkıcı-besteci-söz yazarı’ Bob Dylan’a Nobel Ödülü’ne  değer bulundu.  Resmi açıklama sonrasında  Bob Dylan, dünyanın gündemindeydi. Türkiye medyasının da. 
Bob Dylan’nın nenesi ve dedesi, Türkiye-Kars-Kağızman’lıydı.  Soyadları da Kırgız’dı... Neden bilmem ama, zamanında,  doğdukları büyüdükleri Kağızmanı terketmeye karar vermişlerdi. Önce Trabzon’a oradan da deniz yoluyla Odessa’ya kaçmışlar,  Odessa’dan da ABD’ye... Çoğu kaynağa göre, Dylan’nın ailesi,  Yahudi kökenli.  Tek bir soru kalıyor geriye...Yahudi iseydiler neden soyadları Kırgız’dı ?

***

Nobel haberini duyar duymaz “Hah” dedim. “Şimdi Türk Medyası Bob Dylan’ı Türk asıllı veya Türk ilan edecek...”.   Dikkatle izledim. Allahtan öyle birşey olmadı  bu sefer.  “Türk...” diyen çıkmadı yani. Hatta adamın kökeninden bile söz eden çok az oldu.  Neden mi ?   Bilemem.... Belki de Yahudi asıllı olduğundan... Belki de,  ‘zamansız’ buldukları için... Belki de işin aslının karıştırılmasından korktukları için...

-------------------

Sokak Ağzı
• Meclisimizin, AB Uyum Yasa Tasarısı için oluşturduğu ‘Özel Komite’ çalışmalara başlamış.  Tasarı yasallaşınca ülkede herşey mükemmel olacak. Endişelenmeye hiç gerek yok.
• Yerli üretimlerimizin çoğunda limit üstü ilaç bulunmuş.  Şimdi anladıg domadezlerin dışının neden gırmızı içinin ise rengarenk olduğunu... Şimdi anladıg hıyarların neden hıyar kogmadığını....Biz da çok merag ederdig ülkede hastalıklar neden arttı diye...
• Devlet hastaneleri dökülür. Sorsanız  “para bulur bulmaz herşey düzelecek” diyecekler. Mercedeslere para var ama hastalara para yok....
• Rumlar tutturdu ‘garantilere hayır’ diye....  Garantiler vardı da yapmadığınız kalmadı. Olmayınca neler yapacaksınız çok merak ederim. Kötü bir niyetiniz yoksa, kağıt üstünde garantör varmış veya yokmuş ne farkeder ki ....
• Bob Dylan’a Nobel Ödülü layık görüldü.  Ama Dylan kayıplarda. Bu da Nobel tarihinde bir ilk... Bana kalırsa Bob Dylan   bu ödülü almayacak. Yani reddedecek.