Ortadoğu’da büyük savaş endişesi
Kıbrıs adası Ortadoğu’da yaşanan ve daha büyük bir coğrafyaya yayılma eğilimi gösteren gerginliğin ve çatışma çemberinin içinde kaldı...
▶ Kıbrıs adası Ortadoğu’da yaşanan ve daha büyük bir coğrafyaya yayılma eğilimi gösteren gerginliğin ve çatışma çemberinin içinde kaldı.
Serap ŞAHİN
Kıbrıs adası Ortadoğu’da yaşanan ve daha büyük bir coğrafyaya yayılma eğilimi gösteren gerginliğin ve çatışma çemberinin içinde kaldı. İsrail’in Gazze savaşı sürerken hem Lübnan’ın başkenti Beyrut’u bombalaması, akabinde de İran’ın başkenti Tahran’da Hamas liderini öldürmesi büyük savaş endişesini gündeme taşıdı. İngiliz üsleri, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Hizbullah’a ilişkin tutumu ve Türkiye-İsrail gerginliği adayı yeni bir ataşe yaklaştırdı.
Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, İsrail'le topyekûn bir savaşa hazır olduğunu ayrıca Lübnan’a olası bir saldırıda İsrail uçaklarına üslerini açması halinde Kıbrıs Cumhuriyeti’ni hedef alacakları uyarısında bulunmuştu.
Ortadoğu’da devam eden çatışmalarla ilgili YENİDÜZEN’e konuşan uluslararası ilişkiler uzmanları, Türk ve İsrail ilişkilerinin gerileceğini ancak Hizbullah’ın Kıbrıs’a saldıracak kapasitesinin olmadığını söyledi.
Kıbrıs Cumhuriyeti yönetiminin kontrolünde olmayan adadaki iki İngiliz üs (Ağrotur ve Dikelya) nedeniyle, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yapılacak herhangi bir saldırının Avrupa Birliği’ne saldırı anlamına geldiğini belirten uzmanlar, İngiltere’nin bu yönde hazırlıklı olduğunu belirttiler.
YENİDÜZEN’e konuşan Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Özker Kocadal, Hizbullah’ın Kıbrıs’ı daha önce tehdit ettiğini ancak saldıracak tam kapasiteleri olmadığını ifade etti.
Kocadal, “Ayrıca cepheyi genişletmek de istemezler. Hizbullah'ın da şöyle bir durumu da var. Buradaki hava hâkimiyeti Kraliyet Hava Kuvvetleri'nde Royal Air Force'da ve Türk Hava Kuvvetleri'nde. Burada insansız hava araçları var. İngiltere'nin de bu konuda gerekli tedbirleri aldığını düşünüyorum.” açıklamalarında bulundu.
Güneydeki yönetimin söz konusu çatışmalardan uzak durduğunu ifade eden Bahçeşehir Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Uzmanı Yrd. Doç. Dr. İlksoy Aslım da Hizbullah'ın kendi alanı dışında Kıbrıs’ı hedeflemeyeceğini belirtti “İngilizleri de bu işin içine doğrudan çekmeyi istemeyecektir.” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Kanal SİM’de Serhat İncirli’nin programına katılan Lefke Avrupa Üniversitesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Muhittin Özsağlam, Ortadoğu’da yaşanan çatışmalarla ilgili Kıbrıs’ın tehdit altında olmadığını ancak hedef haline geldiğini söyledi.
Yrd. Doç. Dr. Özker Kocadal:
“Türk-İsrail ilişkileri gerilecek gibi görünüyor”
Orta Doğu'da yaşanan gerginliğin büyük çaplı savaş olacağını düşünmediğini ifade eden Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Özker Kocadal, “Muhtemelen İran bir karşı saldırıda bulunacak ama daha çok sembolik bir saldırı olur” ifadelerini kullandı.
İran’ın büyük bir savaşa hazır olmadığını dile getiren Kocadal, “İran'ın bölgedeki çeşitli kullandığı örgütler var, Hamas, Hizbullah gibi. Onlar bazı saldırılar yapabilir. Sonra durulacak diye tahmin ediyorum” yorumunu yaptı.
“Risk var ama büyük ihtimal bu şekilde olur” diyen Kocadal, Hizbullah’ın Kıbrıs’ı daha önce tehdit ettiğini ancak saldıracak tam kapasiteleri olmadığını ifade etti.
Kocadal,“Ayrıca cepheyi genişletmek de istemezler. Hizbullah'ın da şöyle bir durumu da var. Buradaki hava hâkimiyeti Kraliyet Hava Kuvvetleri'nde Royal Air Force'da ve Türk Hava Kuvvetleri'nde. Burada insansız hava araçları var. İngiltere'nin de bu konuda gerekli tedbirleri aldığını düşünüyorum.” açıklamalarında bulundu.
Türkiye'nin İsrail'e karşı olan sert tutumunun dolaylı olarak Kıbrıs’ı da etkilediğine işaret eden Kocadal, “Açık olarak olmasa da İsrail hükümetinin Türk tarafına nispeten yakın olduğu durumlar var. Sonuçta burada İsrail vatandaşlarının yatırımları da var. Hemen bir sonuç olur mu bilmiyorum ancak direkt etkileyen bir sonuç. Ama Türk-İsrail ilişkileri gerilecek görünüyor.” dedi.
Yrd. Doç. Dr. İlksoy Aslım:
“Güneydeki yönetimin bu çatışma ortamına girmek istemeyeceğini düşünüyorum”
İsrail’in bölgesel savaşa çevirmek için elinden geleni yaptığını söyleyen Bahçeşehir Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Uzmanı Yrd. Doç. Dr. İlksoy Aslım, “İki tane suikastı arka arkaya yapması bölgeyi çok kırdı” dedi.
İran’ın bu yönde karşı saldırıda bulunamayacağını ancak olayların Hizbullah'ı ve Yemen'deki grupları hareket ettirdiğini ifade eden Aslım, bölgesel bir savaşın yakınlarda olmayacağını, İran’ın bunu kaldıracak durumda olmadığını kaydetti.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Orta Doğu'daki gerginlikten uzak durma politikasını güttüğünü dile getiren Aslım, “Kıbrıs Cumhuriyeti yöneticilerinin de zaten İngiliz üsleri dolayısıyla Kıbrıs'ın gerginliğe sürüklenmemesi gerektiğini, İngiliz üslerinin egemen üsleri olduğunu, Kıbrıs Cumhuriyeti ile herhangi bir ilişkisi olmadığı şeklinde bir söylem geliştirmişti. Güneydeki yönetimin bu çatışma ortamına girmek istemeyeceğini düşünüyorum.” şeklinde konuştu.
“Golan tepelerinde kimin vurduğu belli olmayan ve çocukların öldüğü bir vaka yaşandı geçen hafta.. Kıbrıs'a da zaman zaman insansız hava araçları düşüyor. Ancak bundan dolayı Kıbrıs'ın bir savaş hattı olacağını düşünmüyorum.” diyen Aslım, “Hizbullah zaten Kıbrıs'ın yedek olabileceğini söylemişti. Hizbullah'ın zaten şu anda İsrail'le başı büyük ölçüde dertte” dedi.
Hizbullah'ın kendi alanı dışında Kıbrıs’ı hedeflemeyeceğini belirten Aslım, “İngilizleri de bu işin içine doğrudan çekmeyi istemeyecektir.” ifadelerini kullandı.
“Zaten Amerika Birleşik Devletleri'nin de bölgede bir savaş çıkmasını istemeyeceğini biliyoruz. Bu nedenden dolayı Kıbrıs'ta bir çatışma çıkabileceğini ön görmüyorum.” açıklamalarında bulundu.
Türkiye'nin İsrail'e karşı olan sert tutumunun Kıbrıs’ı etkilemeyeceğini söyleyen İlksoy Aslım,
“İsrail ve Türkiye bir gerginlik yaşıyor. Türkiye’nin İsrail'e ekonomik ambargo uyguladı belli konularda. Ancak enerji konusunda hala daha bir şey var. Türkiye'nin geleceği de düşünerek bütün köprüleri atmak isteyebileceğini düşünmüyorum. Türkiye'yle İsrail'in karşı karşıya geleceğini, savaş ortamına sürükleneceğini düşünmüyorum. Bu anlamda Kıbrıs o konuda etkilenmeyecektir”
Doç. Dr. Muhittin Tolga Özsağlam
“Kıbrıs tehdit altında değil ama hedef haline geldik”
Kanal SİM’de Serhat İncirli’nin programına katılan Lefke Avrupa Üniversitesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Muhittin Tolga Özsağlam, Ortadoğu’da yaşanan çatışmalarla ilgili Kıbrıs’ın tehdit altında olmadığını ancak hedef haline geldiğini söyledi.
“Kıbrıs tehdit altında değil ama hedef haline geldik” ifadelerini kullanan Lefke Avrupa Üniversitesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Muhittin Tolga Özsağlam, bunun sebebinin bir tanesinin Birleşik Krallığın buradaki egemen toprakları olduğunu belirtti.
Söz konusu topraklardan İsrail’e lojistik destek sağlandığına işaret eden Özsağlam, İsrail’in operasyonel anlamda başarı kazanmasının en büyük sebeplerinden birinin ABD’den teknolojik destek alması olduğunu söyledi.
ABD’nin de yalnız olmadığını batının bazı ülkelerinin İsrail’e destek verdiğini dile getiren Özsağlam, toplumun o yönde destek vermediğini vurguladı.
Olayın soykırım düzeyine geldiğine işaret eden Özsağlam, İsrail’in otokratik ülke yapısına sahip olduğunu; bu gibi ülkelerin iktidarı sallandığında dışta düşman aradığını, hedef gösterdiğini ve tüm dikkati oraya çektiğini ifade etti.
İsrail Başbakanı Netanyahu’nun son dönemde yaptığının iç iktidarını güçlendirmek için dışta hedef gösterdiğine dikkat çeken Özsağlam, olayın bununla sınırlı olmadığını kaydetti.
Gazze bölgesinin stratejik anlamda İsrail için önemli olduğunu ve orada yaptığı bir kanal projesi olduğunu belirten Doç. Dr. Muhittin Özsağlam, kanal projesinden yararlanacak olan Çin ve Hindistan olduğunu söyledi.
İsrail’e kayıtsız şartsız destek veren Hindistan ve Azerbaycan olduğunu anlatan Özsağlam, Gazze’de bir soykırım olduğunu tüm dünyanın bildiğini ifade etti.
İsrail’in akaryakıt ihtiyacını Azerbaycan’ın karşıladığını dile getiren Özsağlam, Azerbaycan’ın bu petrolü Türkiye üzerinden taşıdığını söyledi.