Ortak hayalimiz halen barıştır!
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, BRT’de katıldığı özel yayında oldukça önemli açıklamalarda bulundu. Oktay, çeşitli konuların altını çizerek, net vurgularla konuştu. Ekonomiden sosyal yaşama, Kıbrıs Sorunundan devletin yeniden yapılandırılmasına kadar epeyce geniş bir yelpazede ele aldı konuları.
Her ne kadar ekonomiyle ilgili yaptığı açıklamalar kamuoyunda daha öne çıksa da Kıbrıs Sorunuyla bağlantılı olarak ele aldığı konular oldukça önemliydi.
Kapalı Maraş konusunda “burası bizim malımız” derken, yönetimin Birleşmiş Milletlere devredilmesi fikrine sert bir biçimde karşı çıktı. BM’nin Maraş ile ilgili kararlarının tavsiye nitelikli olduğunu ifade ettikten sonra, “BM bugüne kadar nereyi iyi yönetmiş ki burayı yönetecek?” diye sordu. Ardından Doğu Akdeniz ile ilgili Türkiye’nin bilindik tezlerini sıraladı. Geçmişten daha net vurgularla…
Röportajın ilerleyen bölümlerinde Oktay, Kıbrıs’ın kuzeyi ile ilgili hayallerini de paylaştı. “Biz” derken Kıbrıslı Türkleri ve Türkiye’yi birlikte kastettiğini söyleyerek; “biz istersek Kuzey Kıbrıs’ı bölgenin Singapur’u yapabiliriz” dedi.
***
Bu röportajdaki vurgular bana nedense 2000’li yılların başında Türkiye’deki Bülent Ecevit başkanlığındaki üçlü koalisyon hükümetinin Kıbrıs’a dair vurgularını hatırlattı. O dönemde de Türkiye’de yaşayanlar ile Kuzey Kıbrıs’ta yaşayanların karşılıklı ziyaretlerde bulunmasının önemi vurgulanıyordu. Hatta karşılıklı öğretmen değişimleri yapılmasının yararlarından bahsediliyordu bir pakette.
Şimdi de Fuat Oktay’ın vurgularına bakıldığında konuları o döneme benzer bir yaklaşımla ele aldığını gözlemledim. Kıbrıs’taki gençlerin Türkiye’deki kampları daha çok ziyaret etmesinden, Türkiye’de yaşayanlarınsa Kuzey Kıbrıs’ı gezip daha iyi tanımasından bahsediyor en genelinde.
Açıkçası gözden kaçırılan noktanın Kıbrıslı Türklerle Türkiyelilerin birbirini tanımaması değil, birbirini anlamaması olduğunu düşünüyorum! Daha açık bir ifadeyle Kıbrıs’ın kuzeyine dair kurulan hayallerin, 2000’li yılların başındakine benzer bir biçimde Kıbrıslı Türklerin hayalleriyle örtüşmediğini düşünüyorum. Bu sebeple de bu hayallerin yukarıdan dayatılan eğreti projeler olarak kaldığını, toplumun geneli tarafından benimsenmediğini...
Yoksa karşılıklı ziyaretler yapmakta da birbirini daha iyi tanımakta da bence hiçbir mahsur yok! Yeter ki ortak hayallerimizin oturtulduğu zemin doğru tanımlansın.
***
Kıbrıslı Türkler, yurtlarına dair hayallerini 2004 referandumunda geniş bir toplumsal temele oturtmuştu aslında. O temel, birleşik bir Kıbrıs’ta, gerilimlerden ve çatışmalardan uzak, barış içerisinde bir bölgede yaşamaktı. Türkiye’nin o yıllarda görüntüde bile olsa paylaştığı ve sonrasında bunun nimetlerinden yararlandığı temel de buydu. Sonradan Türkiye, yaşadığı çeşitli gelişmelerin etkisiyle bu temelden uzaklaşıp başka bir noktaya vardı. Fakat Kıbrıslı Türkler bugün ekonomik sorunların etkisiyle bunu bir parça geri plana atmış gibi görünse de bence bu hayallerinden hiç vazgeçmedi!
Ülkesini Singapur gibi hayal eden Kıbrıslı Türklerin oranı ne kadardır gerçekten bilmiyorum! Ancak birleşik bir Kıbrıs’ta, belirsizliklerden kurtularak yaşamak isteyen Kıbrıslı Türklerin sayısının halen yüzde ellinin üzerinde olduğuna eminim.