Ortak ‘öfke’ye OYNAMAK
Girne’de bir ‘cinayet’ olmuştu!
Gazetecilikte henüz yeniydim…
Bir kadına önce tecavüz edilmiş, ardından öldürülmüştü…
Tüyler ürperten bir cinayetti…
Epeyce yaşlı bir kadındı…
Sevilen biriydi…
Bir başına yaşıyordu…
Olay yerine gitmiştik…
Birisi “Terbiyesizler, ahlaksızlar, utanmazlar” diye bağırıyor, ortalığı birbirine katıyor, cinayet mahalline gelenlerin duygularına dokunarak, ortak öfkeye ses veriyordu.
Katil o çıktı!
***
Siyasette ve toplumsal yaşamda çok sık görüyorum bunu!
En fazla bağıranlar, en kusurlular arasından çıkıyorlar bazen!
Sesiyle kendini örtüyor!
Suçunu bastırıyor!
Kendi ayıbını görünmez yaparak, “ortak öfke”ye oynuyor.
Sisteme yükleniyor!
Siyasete yükleniyor!
Gündeme yükleniyor!
***
‘Ortak öfke’yi yanlarına alarak sesini yükseltenlerin bir kısmı, o ‘gürültü’ içinde öylesine ustalıkla silikleştiriyor ki yanlışlarını!
Böylece ‘haksızlığın’ çok olduğu bir girdapta binlerce ‘haklı’ çıkıyor karşınıza!
Giderek büyürken mağduriyetler, bu bozuk düzenin dişlileri hep ‘ak pak’ kalıyor…
“İstifa”ya çağırma kolaycılığının on yıllardır süregeldiği hayatımızda, kendi düzenini onaylayan herkes, “ortak düzensizliğe” isyan ediyor.
***
Gözümüzüm içerisine bakarak “kendilerinin de sorumlusu olduğu” nice adaletsizlik için başkalarını suçlayanlar öylesine bir psikolojik duvar örüyorlar ki, kimseler “senin rolün ne olacak” diyemiyor!
Büyük bir “eşitsizlik” kanlar içinde yerde yatırken, etrafına toplanmış kalabalık avazının çıktığı kadar bağırıyor.
- “Terbiyesizler, ahlaksızlar, utanmazlar.”
Ne acı ki bağıranların çoğu katil!
***
Agatha Christie’nin ‘şark treni’nde ilerliyoruz gibi adeta!
Cinayet var ortada…
Üstelik de tüm yolculukların ‘katil’ olma ihtimali epeyce güçlü!
Kimse üzerine almıyor!
Trene bir başkası da binmediğine göre!
Yolculara bağırmak düşüyor:
“Terbiyesizler, ahlaksızlar, utanmazlar.”