Ortalığı ateşe verecek olan kıvılcımı kim çakacak?
Elektriksizlik can yakıyor...
Geçtim zarar eden iş yerlerini; buzdolaplarında kokan altın değerindeki etleri ve tavukları...
Sıcaktan bunalmayı da bir kenara koydum; serin bir ağaç altı bulup oturdum da ama evinde elektrikli sağlık ekipmanlarından yaşam desteği alan insanların ölümle burun buruna gelmesi kabul edilir değildir...
-*-*-
Sorumlular derhal hesap vermelidir!
İlk hesap da istifadır...
Mevcut hükümet ya istifa etmeli, ya da sorumlu bakan görevden alınmalıdır...
-*-*-
Memlekette hangi yöne dönseniz, mutlaka büyük bir sorunla burun buruna gelirsiniz...
-*-*-
Bir yanda elektrikte yaşanan rezillik...
Öte yanda “söylentiler”...
Nedir bu söylentiler?
Vatandaş Kıb – Tek’ten nefret etsin, özelleştirmesi çok daha kolay olsun...
-*-*-
Yani birileri, bir yerlerden düğmeye basıyor; maliye bakanı ülkeden kaçıp, hacı olmaya gidiyor ve bu boşlukta, başbakan başka, Kıb – Tek müdür vekili başka konuşuyor...
Biri “yakıt var” diyor, öteki “bitti” diye açıklama yapıyor...
Çok küçük boyutta, bir gün yetecek kadar yakıt taşıyabilen korsan tankerlerle “adı bile ürkütücü” olan “Artık denizclik yakıtı” ülkeye getiriliyor...
Bir gün yetecekmiş!
Ama arkasından, bir günlük daha gelecekmiş!
-*-*-
Ve bu esnada 13 belediye basın toplantısı düzenliyor...
Ne diyor bu belediyelerin başkanları?
Diyorlar ki, belediyeler, devlet eliyle batırılıyor...
Örnekler veriyorlar...
Yine bir yerlerden birileri düğmeye basmış, protokoller hazırlanmış, imzalattırılmış, belediyeler de batırılacak - birleştirilecek!
Neden?
-*-*-
Kimdir bu birileri?
Hedefleri nedir?
Belediyeler batsın, Kıb – Tek de batsın...
Bu mudur?
-*-*-
Peki toplum ne yapıyor?
Toplum bir yanda sosyal medyada sövüp sayıyor; öte yanda ülkeden kaçma hesapları yapıyor...
-*-*-
Bilmem farkında mısınız ama toplumu uyandırıp sürükleyecek, ortalığı ateşe verdirtecek “kıvılcımı” çakacaklara ihtiyaç var!
Kıbrıs Türk toplumu tarihinin
en kötü günlerini yaşıyor
Kıbrıs Türk toplumu, o kadar canından bezdirildi ki bu seviyede küfür, hakaret ve bedduaya tanıklık etmemiştim...
Sanal medya, cumhurbaşkanı ve hükümete hakaret ve küfürle dop dolu...
Cumhurbaşkanı, bizzat kendisi açıkça itiraf ediyor kendisine yönelik olanları...
-*-*-
Hükümet ama özellikle de Maliye Bakanı’na “ağza alınamayacak” küfürler ediliyor...
-*-*-
Polis, sanal platformda hükümeti bidda badadez edenler için “hepsini toplayın” diye emir alsa, en az 3 bin polise daha ihtiyaç duyar!
-*-*-
Kıbrıs Türk toplumu her açıdan tarihinin en kötü günlerini yaşıyor.
Kıbrıs Türk toplumundan nefret eden üç beş memurun verdiği gazla, Türkiye’yi yönetenler resmen her kurumu bitirmek ama bundan da öteye, toplumsal varlığı ortadan kaldırmak için çalışıyor...
Kıbrıs Türk toplumu ile TC hükümetleri arasındaki ilişki, hiç bu seviyede kötü olmamıştı...
-*-*-
“Toplum lideri” diye seçilen kişi, neredeyse elalem masgarasına dönüştürüldü, abuk sabuk açıklamalar ve paylaşımlar yapmanın ötesine gidemiyor...
Hükümet, ne yaptığını resmen “bilmiyor”...
Elektrikte yaşanan akaryakıt krizi, bu hükümetin zavallı ötesi olduğunun açık kanıtı...
-*-*-
Lütfen bırakın ve gidin...
Toplum bir yana; kendinize bile hayrınız kalmadı artık!
Bir şüpheli ölüm haberi
Şerife Karabıyıklı isimli bir kadın, 3 Temmuz 2022 tarihinde Lefkoşa’daki Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde yaşamını yitirdi…
Gazetede bir ilan gördüm…
“5 Temmuz 2022 tarihinde Lefkoşa’da toprağa verilecek” deniyordu…
Sonra tüm digital medyamız, “… Şerife Karabıyıklı’nın ölümü şüpheli görüldü, Karabıyıklı'ya otopsi yapılacak” diye yazdı…
-*-*-
Ve bir de şu iki cümle vardı kısa haberde:
“… Şerife Karabıyıklı'nın cezaevinde beyin kanaması geçirdiği ancak çok sonra hastaneye götürüldüğü iddia edildi… Karabıyıklı'nın cenazesi ileri bir tarihe ertelendi.”
Evlatları başta, tüm sevenlerine başsağlığı dilerim…
-*-*-
Bu olay doğru, dürüst, düzgün, adil bir hukuk devletinde olmuş olsaydı...
Neyse, birileri tarafından kapatılmaz ve bahsedilen soruşturma sonuçlanırsa; lütfen bu sorumlu ya da sorumlular istifa denen kurumu çalıştırıversinler...
Tayyip Erdoğan 20 Temmuz’da gelecek mi? Geleceği söyleniyor... Ve deniyor ki, “bitmeyen Ercan için ilk resmi açılışı yapacak”... Bir sonraki gelişinde “ikinci açılış”, yeniden seçilirse de inşallah “gerçek açılış”... Kaçak Külliye’mizin temelini de atacak... Ama olsun, “devlet de kaçak” nasıl olsa! Haaa bu arada çok merak ettiğim bir konu var; sevgili eşit egemen devletçi büyüklerim, Erdoğan reisimiz geldiğinde elektriği Nikos Anastasiadis’ten mi alacaksınız?