“Temiz siyaset”e dair yeni hükümetin “deterjan” görevini eski Başbakan Hüseyin Özgürgün gördü.
“Dokunulmazlık” kalktı ya…
Ortalık ağardı, ak pak oldu, tertiplendi (!)
Ne yolsuzluktan yargılanan ilçe başkanları konuşuldu böylece; ne de bahisten, fuhuştan, kumardan gelen kirli para gündeme geldi.
Mahkemelerde bir yandan yolsuzluk dosyaları köpürdü, beri yanda şiddet, hırsızlık, taciz davaları...
Partili istihdamlar yeniden hortladı!
Sözleşmeler yapıldı özenle, yakın dostlardan danışmanlar türedi.

*  *  *

İyi de eski Başbakan, göç etti!
“Beni atın” dedi, Meclis’ten…
“Gelmiyorum.”
Her ay maaşı bankaya yatıyor, Meclis’e tek gün dahi uğramayan bir vekilin…
Örtülü falan da değil, açık açık…
Kimseler ses etmiyor.
Meclis’in bir “devamlılığı” yok mu a dostlar?

*  *  *

Meclis İç Tüzüğü şunu diyor:
1- Milletvekilinin izinsiz ve özürsüz devamsızlığının bir ay süre ile devam etmesi halinde konu Başkanlık Divanınca saptanır ve Hukuk, Siyasi İşler ve Dış İlişkiler Komitesine Başkanlık Divanı kararı olarak gönderilir.

2- Komite, bu konudaki çalışmalarını en geç on beş gün içinde tamamlar ve sonucu bir raporla Genel Kurula sunar.

3- Bu raporu görüşen Genel Kurul, devamsızlığı nedeniyle milletvekilinin milletvekilliğine son verilmesine üye tamsayısının salt çoğunluğu ve açık oylama ile karar verir ve o milletvekilinin milletvekilliği sona erer.

*  *  *

Meclis’in kendi içinde dahi yaptırım gücü yoktur aslında…
Seçim var!
Dengeler var!
Bu ülke yasaların, tüzüklerin, kuralların, kriterlerin “uygulanmaması” ile meşhurdur.
Yasa dışılığı örtmeye tüzükler yapılır genelde…
Minareyi çalmaya kılıf dikilir…
Nerede bir pis iş varsa, özenle üzeri örtülür…

*  *  *

“Gelmiyorum” dedi vekil!
“Siz maaşı bir zahmet bankaya yatırıverin!..”