1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. Örtülü mesajların deşifresi
Sami Özuslu

Sami Özuslu

Örtülü mesajların deşifresi

A+A-

 

Çocuk avazı çıktığı kadar ağlamaktadır. Gören, duyan etinden et kopardıklarını zanneder. Oysa yoktur öyle bir et kopması durumu!..
‘Ufaklık’ etrafına mesaj vermektedir sadece:
- Kucak isterim.
- Yemiş isterim.
- Gezme isterim.
- Oyun isterim.
- Ortalığı dağıtmak isterim.

‘Çocuk dili’dir bu...
Ebeveynler bu dili iyi bilirler.
Çocuk yetiştirilirken birden fazla ‘anne’, birkaç da ‘baba’ varsa etrafta, bu ‘et koparma’ cinsinden ağlamalar daha fazla olur.
Genelde neneler, dedeler, amcalar, halalar, teyzeler, dayılardır ‘ekstra baba’ yahut ‘ekstra anne’ler...
Çocuk nazını kime geçireceğini, sözünü kime dinleteceğini, istediğini kime yaptıracağını çok iyi bilir.
Tavırlar arasında farklılıklar olduğundan ‘gerçek anne’ ve ‘gerçek baba’ evde zaman zaman sorun yaşar.
“Şımartmayın çocuğu” lafı pek sık kullanılır bu tür durumlarda...
**
‘Etten parça koparcasına’ bağırma krizlerinin prototipi kimi büyüklerde de görülebilir.
Öz itibarıyla o bağırma ya da ağlamaların arkasında bir ‘mesaj’ vardır.
O mesaj genellikle bir ‘talep’tir, ‘beklenti’dir, ‘istek’tir.
Mesela şuna bakalım:
- Vatan elden gidiyor. Bu hainler vatanı satacaklar!
Bazı durumlarda bunun arka planındaki mesaj şudur:
- Torpil isterim.
- Bağırısam şimdiye kadar yapılan torpiller unutulur.
- Daha yüksek bağırırsam daha fazla torpil elde ederim.

Ya da şöyle bir bağırma, hatta isyan hali:
- Böyle yönetim olmaz. Memleket battı!
Kimi hallerde bunu söyleyenlerin ifade etmek istediği şunlar olabilir:
- Bağırırsam belki korkar da beni ‘bicez yer’e atar.
- Beni atamadın ha. Ben da avazım çıktığı kadar bağıracağım!

**
Sosyal yaşamda, siyasette pek sık görürüz buna benzer ‘örtülü mesaj’ları...
‘Vatan millet’ nutukları ile pek benzerler içerik ve öz itibarıyla...
Verilmek istenen mesajın üstü bir tür ‘kahramanlık’ örtüsüyle örtüldüğünden, kolay kolay okunamazlar.
Ne zaman ki perde kalkar, o zaman çıkar vaziyet meydana...
‘Etinden et kopardılar’ zannedersiniz siz oysa...

Bu yazı toplam 2496 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar