1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Örtünenlerin sayısı
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Örtünenlerin sayısı

A+A-

Sene 1935…
SES gazetesinde “tesettür” başlıklı bir yazı yayınlanır.

On sene evvel peçesiz sokağa çıkmak günah ve ayıptı. Türkiyede doğan güneşin hüzmelerinin Kıbrısa uzanmasından sonra cehaletin doğurduğu bu durum sona erdi ve adada örtünmeyenlerin sayısı örtünenlerden fazla oldu…

***

Okullarımızda “öğrencilerin dini inançları gereği başlarını örtmek istemesi” gibi bir gündeminiz varmış meğer…

Bir çocuk okulda başını örtmek istiyorsa bunun niçin mümkün olmadığı anlatıldı bugüne kadar...
Eğitim sisteminin laik olduğu...
Atatürk ilkeleri…
Eğitimde eşitliğin önemi…

***

Ne yazık ki kuzey Kıbrıs’ın yönetiminde “gerici” yapılanma giderek güçleniyor.

Hem gerici hem de kurnaz…

Öyle bir tüzük değişikliği yaptılar ki, öğrencilerin başını örtmesi için imkan yaratırken, sanki başörtüsünü yasaklamış gibi bir algı oyununa da başvurdular.

Nereden çıktı bu?
Yeni Meclis binası yapmak ve ortasına dört minareli cami dikmek nereden çıktıysa, yine oradan… 

Talimat böyle geldi.
Biat ve itaatle var olanlar da ses etmedi.

“Öğrencilerin dini inançlarından dolayı başlarını örtmek istemeleri halinde, yalnızca bone üzerine bandana yerleştirerek başlarını örtebilirler. Bone ve bandana üzerinde herhangi bir şekil, desen, yazı, sembol ve işaret bulunamaz. Bone ve bandana okul üniforması ile uyumlu renkte, düz ve sade olmalıdır.”

Okulları bilimsel eğitimin merkezi olmaktan çıkarıyor, ilahiyat kampına dönüştürüyorlar.

Düşünen, sorgulayan, yüzünü Avrupa’ya ve özgürlüklere yönelten değil, başını örten ve itaat eden nesiller yetiştirmek istiyorlar.

Peki, yabancı çocuklar, kendi inançları gereği başka talepler gündeme getirirse ne olacak? Ya da erkekler “sarık” isterse mesela? Hangi din olduğuna göre icabına bakılacak herhalde…

***

Bu gerici yönetim,  çocukların “başlarını örtmesi” için gereğini yaptı.

Eğitimin onca sorunu varken…
Çözüm yerine yeni bir kriz üretildi yine…

Çocuklar, hele de gelişim süreçleri tamamlanmadan, böylesi kararlar alamazlar. Başlarını örtmek, bireysel tercihlerinden çok ebeveynlerinin ya da çevrelerinin dayatması veya baskısı olabilir ancak.

Üstelik küçük yaşta başını örten çocuklar, dolaylı olarak belirli bir kimliğe zorlanır, eğitimin eşitlik ilkesi ortadan kalkar. Çocuklar birbirini ötekileştirir. Yazıktır.

Hele de kız çocuklarının, erken yaşta, bedenlerini örtmeleri gerektiği dayatmasıyla yüzleşmelerini kabullenemiyorum gerçekten…

Kıbrısta bunları mı konuşacaktık?

Ülkeyi tanınmaz hale getirdikleri yetmezmiş gibi… Çocuklar üzerinden istismar yapıyorlar şimdi… Yobaz, gerici hatta şeriatçı bir çizgide ilerliyorlar. Yoldan çıkardıkları siyaseti, iradeyi, demokrasiyi çökertiyorlar. Makamlarını, konforlarını, statülerini korumak uğruna bağnazlığa yol veriyorlar.

***

Kıbrıslı Türklerin, Atatürk ilke ve inkılaplarını ilk benimseyen toplum olduğunu anımsatalım yeniden…

Özellikle de kılık kıyafet kanununu…

Şimdi kız çocuklarının başlarını örtecekler okullarda… Bunu hatta bir “özgürlük” gibi sunacaklar…

Uğraşmasınlar boşuna… Adada örtünenlerin sayısı, örtünmeyenlerden fazla olmayacak, yeniden…
Başaramayacaklar.

c-kupur.jpeg

Bu yazı toplam 1387 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar