Otorite
‘Otorite’ kelimesinden sürekli söz ederim…
Türk Dil Kurumu’nun sözlüğüne göre 3 farklı anlamı var;
“1.Yaptırma, yasak etme, emretme, itaat ettirme hakkı veya gücü, yetke, sulta, velayet 2. Siyasi veya idari güç. 3. (mec) çalışmalarıyla kendini kabul ettirmiş, başarılı kimse.”
Böyle tanımlanıyor ‘otorite’.
Şimdi bu anlamlardan yola çıkarak ülkemizde otorite, yani yaptırma, yani emretme, yani itaat ettirme hakkı ve gücü, yani siyasi veya idari güç olup olmadığını bir düşünelim.
Sadece şimdiki zaman için söylemiyorum, tüm zamanlar için… Bundan önceki hükümetler ve idare edenler için de…
***
En son yaşadığımız doğal afetten yola çıkarak irdeleyelim konuyu… Evet, oldukça fazla yağmur yağdı… En son ne zaman böyle yağmur yağdığını eskiler bile hatırlamıyor neredeyse…
Mutlaka bu yağmurun bazı sonuçları olacaktı ancak bu sonuçları kat kat fazla yapan insanın sorumsuzluğu…
İzinli veya izinsiz yapılan yapılar, kapatılan dereler, kesilen ağaçlar, önüne çıkanla birlikte, taşla, kayayla toprağın akıp gitmesine olanak yaratılan sorumsuz, umursuz çalışmalar ve dahaları…
***
İzinli veya izinsiz diyorum çünkü suyun önünü kapatan derelerin işgaline çok sayıda izin verilerek yapılan beton yapılar neden olurken izin alınmadan yapılan yapılar da var…
Sorgulama burada başlıyor; Yani eğer bir otorite varsa, TDK’nın tarif ettiği gibi, yani emretme, yani itaat ettirme hakkı ve gücü olan bir otorite varsa ve de siyasi veya idari güç ise bu izinler nasıl verilir, izin verilmeden yapılmışlarsa yine o yaptırma gücü olan siyasi ve idari güç neden bu yapılara bir şey yapamıyor?
Kısacası o kaçak yapıları neden yıkmıyor veya yıkamıyor?
Üretim için, su kaynaklarının beslenmesi için sürekli beklediğimiz, özlediğimiz yağmurun yağmasını istemeyecek durumlara neden getiriliyoruz?
Çünkü otorite yok!
***
Peki ya Lefkoşa-Girne yolu…
6 etapta planlanan yolun yenilenme çalışmaları ve daha ikinci etap biterken yeni dökülen asfaltın üzerinden akıp giden sel sularının altında kalan dört gencecik can…
Hemen yolun savunmasına geçiliyor?
Neden?
Üstelik de ihalesi Ankara’da açılmış veya açılmadan bir müteahhide “sen git oradaki yolu yap” denmiş ve o da insanını, aracını alıp gelmiş, bir yol yapmış… Uzun sürede, oyalanarak, gayet keyfivari… “Para gelmedi de ondan” denildi yaşanan gecikmeye... Sonuçta o yoldan akıp giden sel suları ve sürüklenenler… “Ama yolun bir suçu yok” deniyor… Nasıl olmaz ki! Yeni yapılan bir yolda yağmur suları neden dere olup akar? Çünkü o suya bir yol bırakılmamış, yapılmamış, olanı da tıkanmış, kapanmış…
“Ama yolun suçu yok!”
Yolun tabii ki suçu yok. Suç, o yolu yapan insanda.
***
Peki otorite!
Ne olacak? Bu olay, yani 4 canın sel sularına kapılıp gitmesine neden olan her ne ise araştırılıp bulunacak mı?
Başbakan “araştırılacak” diyor.
Umarım Başbakan’ın dediği olur… Eğer suçlular, sorumlular varsa ortaya çıkar ve otorite varlığını geç de olsa gösterebilir.