1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Otuz Beş “Eflatun Ölüm”
Otuz Beş “Eflatun Ölüm”

Otuz Beş “Eflatun Ölüm”

Otuz Beş “Eflatun Ölüm”

A+A-

 

Tufan Erhürman

Tam yirmi yıl geçti Madımak Katliamı’nın üzerinden. Yirmi yıldır o ateşin harı yüreklerimizde. Ve Katliam’ın yirminci kederdönümünde, bir kez daha o meşum yangında hayatını kaybeden büyük şair Behçet Aysan’ın “Bir Eflatun Ölüm” adlı muhteşem şiirindeki dizeler çınladı kulaklarımızda.
Hâlâ kırgınız... Hâlâ saçılmış narlar gibiyiz her birimiz. Saçılmış ve tanelerinin bir daha eksiksiz biçimde bir araya gelmesi mümkün olmayan narlar gibi...
“Git dersen giderim/kal dersen kalırım” demişti de Usta, seslendiği kendisine “git” diyecek olanlar değildi ki!
“Git” dediler, gitti ve bir daha dönmedi. Güz kuşları da dönmedi o gideli beri.
Hep birlikte yaşadığımız iyi günler de, kötü günler de geride kaldı şimdi. Biz insan olabilsek, o yangının isinden, pasından kirlenmiş gökyüzünü yeniden maviye boyama ferasetini gösterebilsek, sözü vardı: Değişen bir şey olsa, gidip yağmurlara duracak, o is, o pas o yağmurların altında yıkanacak, gökyüzü arınacak, o büyük keder rüzgârda savrulan bulutlar gibi dağılacaktı.

“Söylenmemiş sahipsiz
bir şarkıyım
belki
sararmış
eski resimlerde kalırım
belki esmer bir çocuğun dilinde”

diyerek sitem etmişti bize. Şarkısı elbette bugün de dillerimizde. Sararmış eski resimlerde kalmasın diye de çırpınıp duruyoruz hep birlikte. Ama itiraf etmeliyiz ki o sitem maalesef hâlâ yerli yerinde...
Derinleşmek için uğraşsak, manalı olduğunu sandığımız sözcüklerle ne kadar güzellemeye çalışsak da hâllerimizi,

“bütün derinlikler sığ,
sözcüklerin hepsi iğreti”

Tam yirmi yıl! İnsan olanı yaşadığından utandıran yirmi koca yıl! Değiştirebildik mi bir şeyleri? Maalesef

“değişen bir şey yok hiç
ölüm hariç”.

Aynalara bakmaya utanıyoruz hâlâ.

“Aynı gökyüzü aynı keder”...

Ve bilmeliyiz ki biz insan olmayı beceremezsek eğer,
o güz kuşları bir daha asla geri gelmeyecekler... 

*******************************************
 


Bir Eflatun Ölüm

kırgınım, saçılmış
bir nar gibiyim

sessiz akan bir ırmağım
geceden
git dersen giderim
kal dersen kalırım

git
dersen
kuşlar da dönmez, güz kuşları
yanıma kiraz hevenkleri alırım

ve seninle yaşadığım
o iyi günleri,
kötü
günleri bırakırım.

aynı gökyüzü aynı keder
değişen bir şey yok ki
gidip
yağmurlara durayım.

söylenmemiş sahipsiz
bir şarkıyım

belki
sararmış
eski resimlerde kalırım

belki esmer bir çocuğun dilinde.

bütün derinlikler sığ
sözcüklerin hepsi iğreti

değişen bir şey yok hiç
ölüm hariç.

aynı gökyüzü aynı keder.

(Behçet Aysan).

Bu haber toplam 2003 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 114. Sayısı

Adres Kıbrıs 114. Sayısı