Oya Silbery ile Art Rooms ve Hakan Çakmak
“Adanın kuzeyinde ilk kez bu kadar sanatçıyı, katılımcıyı bir araya topladık. Seksen iki katılımcımız oldu. Sonradan katılmak isteyenlere yer veremedik. Bu kitapta farklı disiplinlerden şiirler, yazılar, resimler ve fotoğraflar yer aldı.”
Simge Çerkezoğlu
Oya Silbery, ressam ve eğitimci. Ancak biz onu en çok Art Rooms Sanat Galerisi’ndeki çalışmalarıyla tanıyoruz. Açılan her sergi için kendi sergisi gibi çalışan, her daim sanatçıların heyecanına ortak olan Oya, yine, yeni bir serginin kapılarını bizlere açtı. Ama bu sergi öncekilerden çok farklıydı. İlk kez Kıbrıs’ta farklı disiplinlerden seksen iki sanatçıyı, katılımcıyı bir araya getirerek ortak kaybımız Hakan’ı adeta sevenleriyle yeniden buluşturdu. “Hakan Çakmak’ın Sonsuz Anısına” sergisiyle bu güne kadar kültür sanata büyük emekler veren dostumuza büyük bir vefa gösterdi… Serginin tüm detaylarını, Art Rooms’un yıllardır devam eden çalışmalarını bizimle paylaşırken, kapılarının tüm profesyonel sanatçılara açık olduğunu söylemeyi de ihmal etmedi.
“AİT OLDUĞUM YER ATÖLYE ORTAMI”
Oya öncelikle sanata olan ilgisinin nasıl başladığını, geliştiğini ve bu günlere ulaştığını samimiyetle anlatıyor.
“Her çocuk gibi benim de resim yapmaya ilgim vardı. Elbette bu çocukça bir heves miydi, yoksa yetenek miydi, bilemiyorum. Ben Fen Lisesi’nde eğitim alma hakkı kazanan ilk öğrencilerdendim. Fakat lisedeki birinci yılımın sonuna kadar orada kalabildim. Eğitimime Lefkoşa Türk Lisesi’nde devam ederken bir gün ressam Aşık Mene’nin atölyesine gittim. Aşık Mene’nin atölyesine gittiğim o ilk gün, ait olduğum yerin bir atölye ortamı olduğunun farkına vardım. Bunun üzerine sanat eğitimi almaya karar verdim. Bu yolda devam ederek liseden sonra Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde resim eğitimi aldım. Kıbrıs’a döndükten sonra da Yakın Doğu Üniversitesi’nin Güzel Sanatlar Fakültesi’nde resim üzerine yüksek lisans yaptım. Şu an hayatıma baktığımda kendim için çok doğru bir karar verdiğime inanıyorum. Beni tatmin edecek kadar sanatsal üretimde bulunamasam da, mesleğimi, şu an yaptığım işi çok seviyorum. Bir yandan Lefkoşa Türk Lisesi’nde resim öğretmenliği yapmaya devam ediyorum, öte yandan Art Rooms Galeri’nin yöneticiliğini de sürdürüyorum.”
“ERBİL ARKIN BENİ GALERİDE ÇALIŞMAM KONUSUNDA HEP YÜREKLENDİRDİ”
Her ne kadar Oya sanatsal üretimlerini yeterli bulmasa da, yıllardır üretmeye ve bizi sanatla buluşturmaya hız kesmeden devam ediyor. Kişisel sergileri yanında, farklı sergilere yaptığı ev sahipliğiyle bizim için Art Rooms denince akla gelen ilk isim olmaya devam ediyor…
“İlk kişisel sergimi üniversitede öğrenciyken açtım. Bunu 2006 yılındaki bir başka sergim takip etti. 2008 yılında bir arkadaşımla birlikte Arabahmet Bölgesi’nde bir atölye kurduk, 2012 yılına kadar orada birlikte çalıştık. Ancak Art Rooms Galeri’de çalışmaya başlamamla birlikte bu atölyeyi kapattık. Evimi atölyeye dönüştürerek sanatsal anlamda üretimlerime devam ettim. Bir yandan da galeride çalışmaya başladım. Doğrusunu söylemek gerekirse, benim aklımda hiçbir zaman böyle bir galeri fikri yoktu. Bu tamamen Arkın Grup Yönetim Kurulu Başkanı, Erbil Arkın’nın düşüncesiyle gerçekleşen bir projedir. Zaten mekanımız da ona aittir. Hatta ben bu görevi hakkıyla yapabileceğimden bile emin olamazken, kendisi beni bu konuda hep yüreklendirdi. Bu alanda herhangi bir deneyime veya alt yapıya sahip değildim. Elbette bu süreçte pek çok sanatçıdan özellikle Anber Onar’dan çok destek gördüm. Bu günlere böylece ulaştım.”
“ARUCAD BÜYÜK BİR PROJE”
Yaklaşık beş yıldır, galeri olarak Kıbrıs’ın sanat hayatına hizmet vermeye devam eden Art Rooms, bu güne kadar otuzu aşkın sergiye ev sahipliği yaparken Kıbrıs sanatının gelişmesine önemli katkılar sağlıyor.
“İlk sergimiz 2012 yılının sonunda açıldı. Beş yılda otuzu aşkın sergiye ev sahipliği yaptık. Her ay sergi olmasa bile galeride farklı etkinlikler yapmaya devam ediyoruz. Tabii bu ciddi performans gerektiriyor. Elbette biz yaptığımız işi ilerletmek için çalışmaya devam ediyoruz. Önce Kıbrıs’taki sanatçılarla başlayan sergilerimize, yurt dışından gelen sanatçıları da ekledik. Yaptığımız her etkinlikle biraz daha ileriye yürümeye çalıştık. Bunun için neler yapabileceğimizi düşündük. Tabii şu anda Arkın University of Creative Arts and Design (ARUCAD) açılıyor. Arkın Group olarak bu eğitim kurumuyla adanın ruhunu değiştireceğimize inandığımız büyük bir proje gerçekleştiriyoruz. Bu üniversiteyle birlikte galerinin de daha da iyi bir noktaya geleceğine inanıyorum. Bunu zaman içinde birlikte göreceğiz.”
Art Rooms’da açılan hemen hemen tüm sergileri ziyaret eden birisi olarak, her serginin bir öyküyle, hayat bulduğunu kendi içinde bir anlam, kavram barındırdığını daima hissediyorum. Bu duygularımı Oya’yla da paylaşıyorum.
“Sergilerimizi açarken elimizde on beş tane resim var, bu resimleri duvarlara asıyoruz, sergiyi açıyoruz, oldu bitti gibi bir iş yapmıyoruz. Gerçekleştirmeye karar verdiğimiz tüm sergileri bir proje olarak yapıyoruz. Proje derken sıfırdan mekan düzenlemesi yaparak bütünlüklü çalışmaları kast ediyorum. Eserlerle mekanın ilişkisi üzerine kafa yoruyoruz. Bunun yanında her sergi için kitap formatında kataloglar hazırlıyoruz. Bunların çevirisi, düzeltmeleri, sanatsal kritikleri hazırlanıyor. Sergiler yanında kitaplarımız için de ciddi emek veriyoruz. Programa göre hazırlanıyoruz. Bir sergi için hazırlanmamızın belirli bir süresi, düzeni var. Elbette tüm bunlar ciddi finansal destek gerektiriyor. Açtığımız sergilerin herhangi bir finansal geri dönüşü olmuyor. Bu işi tamamen gönüllü olarak yapıyoruz.”
“AÇTIĞIMIZ SERGİLERİN HER AŞAMASINDA ÇALIŞIYORUM”
Her sergiye kendi sergisi gibi bağlanan, her sergi ile kendi sergisini açıyormuşçasına heyecan yaşayan sanatçı, Kıbrıs’ta galeri yürütmenin imkânsızlığını, bu alanda tek olmalarının nedenlerini şöyle açıklıyor.
“Her sergiyi kişisel sergimi açıyormuş gibi ele alıyorum. Serginin her aşamasında ben de çalışıyorum. Elbette ciddi bir finansal destek olmadan bu sergileri açmanın, her sergi için bir kitap hazırlamanın, kısacası Kıbrıs’ta bir galeri yürütmenin imkânsız olduğunu söylemeliyim. Çünkü bizim sanat koleksiyonu yapan insan potansiyelimiz yok denecek kadar az. Bu adada bir sanatçının yaşamını resim yaparak sürdürmesi oldukça zor, hatta mümkün değil. Bunu ancak yurt dışına açılarak bir nebze de olsa başarabilirler. Biz Art Rooms olarak her ne kadar bir galeri gibi varlığımızı sürdürsek de tüm bu çalışmalarımızı tamamen Erbil Arkın’nın sponsorluğunda yürütmeye devam ediyoruz.”
“HAKAN ÇAKMAK’IN SONSUZ ANISINA”
Kısa süre önce beklenmedik bir şekilde aramızdan ayrılan, birlikte pek çok kez Art Rooms’daki sergilerde çalıştığımız, ortak dostumuz Hakan Çakmak anısına bir sergi açmayı kendine amaç edinen Oya, çok duygulu ve özel bir gecede, Hakan’ı sevenleriyle buluşturmayı başardı. Yıllarca sanata emek veren Hakan için bu kez sanatçılar emeklerini gün yüzüne çıkardı.
“Hakan’nın kaybı bizim için çok beklenmedik bir acı oldu. Son olarak Edepsiz Projesi’nde birlikte çalışmıştık. Edepsiz için çok güzel bir video hazırlamıştı. Daha bir çok sergimizi kayıt altına almak gibi de planlarımız vardı. Benim yaz döneminde başka bir sergi planım varken, birlikte çalıştığımız arkadaşlarımızdan sevgili Jenan Selçuk, Hakan’ın anısına bir sergi açma fikriyle çıkageldi. Fikir benim de hemen aklıma yattı tabii. Heyecanlandım. Bu sergiyi en çok Hakan’ın çocuklarının, babalarının kim olduğunu daha iyi anlamaları ve hayatı boyunca ne kadar çok kişiye ulaşmış olduğunu görmeleri için yapmak istedim. Bu sergi için çok özel de bir kitap hazırladık. Çünkü sergileri açarız ama elinizde kayıt, yayın yoksa bir süre sonra serginin uçup gitmesi kaçınılmaz oluyor. Bu kitabın bir anlamda Hakan’ın dili olabileceğini düşündük. Adanın kuzeyinde ilk kez bu kadar sanatçıyı, katılımcıyı bir araya topladık. Seksen iki katılımcımız oldu. Sonradan katılmak isteyenlere yer veremedik. Bu kitapta farklı disiplinlerden şiirler, yazılar, resimler ve fotoğraflar yer aldı. Açık çağrı yaparak amatör, profesyonel tüm sanatçıları bir araya toplamaya çalıştık. Çünkü Hakan da bu şekilde çalışıyor, hiç ayrım yapmıyordu. Eylül’ün altısına kadar devam edecek olan bu sergimize herkesi bekliyoruz.”