Berkin’in de bir anası, bir babası vardı.

15 yaşındaki o çocuk da birilerinin canının parçasıydı.

Ve o birileri de tıpkı diğer analar ve babalar gibi, evlatlarının gözüne bir damla yaş düşürmemek için nasıl da çırpına çırpına büyütmüşlerdi Berkin’i.

Azacık üzülse, O’ndan daha çok üzülmüşler...

Azacık ağlasa, O’ndan daha çok ağlamışlar...

Oğullarının canı yanmasın diye pamuklara sarıp sarmalamışlar...

Kim bilir ne fedakarlıklar yapmışlar...

Kim bilir ne zorluklara göğüs germişler...

Ve kim bilir O’nun için ne hayaller kurmuşlar...

Geleceğe dair ne umutlar beslemişler...

Ama devlet bir sabah uyanmış, kalkmış gelmiş, arkada kalanların gözünün yaşına bakmadan, Berkin’i almış, gitmiş...

İnsanına ufacık da olsa değer vermeyen bu devlet, ekmek almak için evinden çıkan küçük bir çocuğu, biber gazı fişeğiyle başından vurmuş...

Kendini herkesten ve her şeyden üstün gören bu devlet, O’nu tam 269 gün boyunca kalacağı komaya sokmuş...

Ve nihayetinde bu devlet, dün sabah Berkin’i öldürmüş!

***

Berkin artık yok.

9 ay boyunca başında bekleyen anası ve babası, bugün Berkin’in 16 kiloluk bedeniyle beraber, ümitlerini ve hayallerini de toprağa gömüyorlar.

Peki ya Berkin’i öldürenler?

Onlar nerede?

Onlara ne olacak?

Bu küçücük çocuğu öldüren devlet terörünün hesabını kim verecek?

***

Berkin Elvan’la ilgili soruşturma sürüyor.

Sürüyor sürmesine de, tam dokuz aydır, Berkin’in başından vurularak ağır yaralandığı İstanbul Okmeydanı’nda, 16 Haziran günü hangi polislerin görev yaptığı dahi henüz tespit edilememiş.

Hangi polis ordaymış, hangisi değilmiş, belli değil...

İfadelerine başvurulan polislerin bazıları, hangi tarihte nerede görev yaptıklarını hatırlamıyorlar....

Bölgede görev yapan TİM’in şefi, emri altında görev yapan polislerin hangisine gaz tüfeği verilip hangisine verilmediğini bilmiyor...

Yani sözün özü devlet, tetiğine rast gele bastığı gaz tüfeğinden çıkan fişeğin sorumluluğunu almaya dahi tenezzül etmiyor.

Bilal’leri cansiperane korumayı becerebilen devlet, Berkin’leri bırakın korumayı, kendi eliyle ve hiç gocunmadan, mezara yollayabiliyor.

***

Ne söylense boş, bu saatten sonra.

O kömür gözlü küçücüğün canı, artık toprağa teslim çünkü.

Geriye kalsa kalsa, belki birkaç satır şiir...

Sevgili dostum Dilek Karaaziz Şener dün Facebook profilinden paylaşmış!

Öyle bir ağlasam
Öyle bir ağlasam çocuklar,
Size hiç gözyaşı kalmasa.
Öyle bir aç kalsam
Öyle bir aç kalsam çocuklar,
Size hiç açlık kalmasa.
Öyle bir ölsem
Öyle bir ölsem çocuklar,
Size hiç ölüm kalmasa.

Aziz Nesin