Öyle de kalacak!
Hep birileri çıkar, “Türkiye’yle çatışmayınız” der.
Kıbrıslı Türk lidere derler...
Ana muhalefete derler...
Parti başkanına derler...
Sendikacıya derler...
Gazeteciye derler...
“Türkiye’yle çatışmayınız.”
“Türkiye’ye laf söylemeyiniz.”
“Türkiye’yle iyi geçininiz.”
Hep de bize derler!
***
Peki niye kimse Türkiye’de ağzını açıp da “Kıbrıs’la çatışmayınız” demiyor?
“Bu Kıbrıslı Türklerle iyi geçininiz” niye demiyor kimse...
“Bu insanları rahat bırakınız biraz” niye demiyor?
“Saygı gösteriniz, germeyiniz, üzmeyiniz, karışmayınız, müdahale etmeyiniz...”
***
Dr. Küçük’ün karşısında “aday olmayınız” derler, yargıç Zeka beye!
Denktaş için Dr. Küçük’e “buraya kadar, yeter” derler.
“Ankara’dan mesaj geldi, görülen lüzum üzerine adaylığınızı geri çekiniz” derler Berberoğlu’na...
Derler de derler!
***
Kıbrıslı Türk bir politikacıdan Türkiye’deki bir başkana “istifa” çağrısını ya da “ihanet” suçlamasını hiç duydunuz mu?
***
Kıbrıslı Türkler “özne” olmak istiyor.
“Nesne” görülüyor.
“Siyasi eşitlik” güneyden isteniyor sadece!
“Kararlarda etkin katılım” dendi mi Türkiye akla gelmiyor nedense!
***
Heyyyyyy!
Denizin ötesine geliyor mu sesimiz?
Kıbrıs emanet değil, memlekettir!
“Tükenmişlik” hissi yaşıyor bu toplum son 40 senedir ve bunu Kıbrıslı Rumlar yaşatmıyor.
İradesine, kimliğine, kişiliğine, nüfusuna, özgürlüğüne dayatmalar yaşıyor.
Öfke çoğaltıyor bu nedenle, niye kimseler bunu anlatmıyor?
***
“Kıbrıs Türktür, Türk kalacak.”
“Kıbrıs Yunandır, Yunan kalacak...”
Ne farkı var?
Aynı ‘tas’ aynı ‘kafa.’
***
Yok canım, öyle değil...
Kıbrıs Kıbrıs’tır; böyle çok da güzeldir, hele bir de barışsa lezzetinden tadına doyum olmayacaktır.
***
Kıbrıs, Kıbrıs’tır.
Kimileri de ırkçıdır, bağnazdır, faşisttir.
Sanırım öyle de kalacak!