Oyuna girmişsen
Kalbim “UBP’siz hükümet” diyor.
Ama mantığım: UBP-HP.
Sandık “Ulusal Birlik Partisi – Halkın Partisi Koalisyonu”nu en güçlü seçenek yaptı.
Demokratik irade böylesi bir sonuç yarattı.
* * *
Oyuna giriyorsan ve seçim bir sonuç üretmişse, kaçamazsın.
Çok rasyonel bir yerden bakıyorum.
Yeni bir seçim “olağanüstü bir değişim” üretmez, biliyorum.
UBP, CTP oy artırır ama hiçbir parti yine “tek başına hükümet” olamaz.
Koalisyon seçenekleri değişmez.
Olsa olsa UBP gelir tek başına.
Ve bu “fukara” bütçe “seçim maliyeti” altında ezilir yeniden.
* * *
Biliyorum, “ön yargılar” üzerinden okuyoruz her fikri, öneriyi, düşünceyi...
Sevdalar ya da nefretlerle yorumluyoruz.
Hep bir “yaftalama” huyumuz var.
Gerçek şu.
UBP-HP “tartışmasız” çoğunluktur.
“Kıl payı” değil, 30 milletvekili.
Meclis komitelerinde ikisi de var.
Etkin bir modeldir.
Hiç denenmemiştir.
UBP-CTP örneği gibi derin travmalar ya da ciddi farklılıklar içermiyor.
O nedenle UBP-HP’dir “en etkin” alternatif.
Başarı şansı olacağına inanmasam da sandıktan çıkan tablo budur ve seçmen ortaya çıkardığı iradenin sonucunu görmelidir.
* * *
Kalbimse “UBP’siz bir hükümetin” harikalar yaratmasını düşlüyor.
CTP-HP-TDP-DP seçeneği!
Böylesi bir koalisyon kişisel beklentim açısından çok daha anlamlıdır ve sanırım bunu söylememe gerek yoktur.
Yolsuzlukların araştırılmasını...
Hukukun üstünlüğünü...
Kamuda disiplini, hizmeti, verimliliği...
Tarlada, atölyede, her yerde üretimi...
Fırsat eşitliğini...
Gelir adaletsizliğine müdahaleyi...
Trafiğe, çevreye, gıda güvenliğine ilgiyi...
Ne varsa “kirli” temizlenmesini istiyorum.
Toplumun % 50’den fazlası böylesi bir hükümette temsil edilir.
Evet de rakam 27’dir!
Ucu ucuna ve 4 parti...
“Popülizm” potansiyeli yüksektir, “uyum” güçtür ve bu model başarısız olursa, UBP gümbür gümbür gelecektir.
“Dörtlü”nün gücü de riski de büyüktür.
O nedenle dedim ya, kalbim “UBP’siz” der, mantığım UBP-HP...
UBP-DP-YDP koalisyonu ise tüm alternatiflerin en korkuncudur, en çelimsizi...