“Oyunu kuralına göre oynamadım”
28 Temmuz’da sandıktan çıkan sonuç sürpriz olmadı.
Bireysel değil, partim için çalıştım. Bu yüzden kaybettim.
UBP’ye geri dönüş olmayacak.
28 Temmuz seçimlerinde, milletvekilliğini kazanamayan DP-UG eski milletvekili Afet Özcafer, siyasete devam edip etmeyeceğine dair kesin bir karar almadığını söyleyerek, halktan bu konuda kendisine yoğun bir ilgi olduğunu belirtti
Ayşe GÜLER
28 Temmuz milletvekilliği erken seçiminde sandıktan çıkamayan Afet Özcafer, seçim sonuçlarından dolayı kimseye kırgın olmadığını söyledi.
Özcafer, “Bireysel değil, parti için çalıştığımdan dolayı kaybettim” şeklinde konuşarak, siyasete devam edip etmeyeceğine dair henüz karar vermediğini açıkladı.
YENiDÜZEN’e konuşan DP-UG eski milletvekili Afet Özcafer, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Özcafer, sonuçların kendisini için sürpriz olmadığını belirterek, “oyunu kuralına göre oynamadığını” dile getirdi.
“Bir insan bile bile seçim kaybetmek ister mi? Evet ister, ben istedim” şeklinde konuşan Özcafer, kendi doğrularının arkasından gittiğini, bu durumdan da asla pişman olmadığını ifade etti.
Özcafer, yakın çevresine mühür kırmamaları ve kendisini ön plana çıkarmamalarını istediğini açıklayarak, “En az 500 potansiyel oyum vardı. Ama hiçbir zaman bana bir tik atın geriye kalanları seçin demedim. Öyle yapsaydım Mağusa’dan üç değil iki milletvekili çıkarırdık. Onlar da ben ve Ahmet Kaşif olurdu. Peki bu durumda DP bizi nasıl affederdi?” diye sordu.
DP’nin Mağusa belediye başkan adayı olacağı yönünde çıkan iddiaları şu an için kesin bir dille reddeden Özcafer, siyasetten uzak kalmaması için kendisine halktan büyük bir çağrı olduğunu söyledi.
Özcafer, yeni kurulacak hükümetin halka güven vermek adına kamu reformuna yönelik adımlar atılması gerektiğini dile getirdi.
Özcafer, “yeni müşavirler gündeme getirmemek ve halka bunun değişimini vermeleri adına bu adımdan geri adım atabilirler” şeklinde konuştu.
“Halktan yoğun talep var”
Siyasete devam edip etmeyeceğine henüz karar vermeğini açıklayan Özcafer, siyasetten uzak kalmaması için halktan büyük bir çağrı olduğunu söyledi.
Özcafer, kendisi için bir takım görevlere yakıştırmalar yapıldığını ancak bu konuya yönelik herhangi bir fikir yürütmediğini dile getirdi.
Özcafer, “ Topluma faydalı olmak için siyasette olmak gerekmez. Tecrübe ve deneyimlerinizi aktarmak isterseniz her zaman yapabilirsiniz” dedi.
“En iyisi DP-CTP koalisyonu”
Hükümet kurma çalışmalarına da değinen Özcafer,eşit haklara dayalı uzlaşı sergilemesinin önemine dikkat çekti.
Özcafer, restleşmenin olayı daha da zorlaştırdığını savundu.
“ Halk, koalisyonu işaret etmiştir” şeklinde konuşan Özcafer, “herkes bireysel çıkar ve kinini bir yere bıkarak, halkın beklentileri doğrultusunda bir hükümet kurulsun” dedi.
Özcafer, ülke için en iyi koalisyon hükümetinin DP-UG ile CTP-BG arasında kurulacak hükümet olduğunu savundu.
“Ufak tefek çatlak sesi normal”
Ülkede uzlaşı kültürünü yakalamamanın en büyük sorun olduğunu söyleyen Özcafer, seçim çalışmalarına hemen başlamaları nedeniyle DP-UG’deki kişilerle istişare edemediklerini, onları tanıyamadıklarını belirtti.
Özcafer, birçok kişinin DP-UG’ye geçmelerinden dolayı mutluluk duyduğunu ifade etti.
Arada ufak tefek çatlak sesinin çıkmasının da doğal olduğunu dile getiren Özcafer, “önemli olan bundan sonra yaşanacaklardır. Seçim sürecinin sonuna geldik” dedi.
“Geriye dönüş yok!”
Özcafer, UBP’ye geri dönüşünün kesinlikle mümkün olmadığını açıklayarak, milletvekillerinin sürekli parti değiştirmesinin yanlış olduğunu söyledi.
Özcafer, Siyasi Partiler Yasası’nda değişikliğe gidilmesinin önemine dikkat çekti.
***
“UBP’yi Küçük ve yanındakiler yıprattı”
Özcafer, yaşananların ardından kurultayda genel başkanı değiştirmek için harekete geçtiklerini ifade ederek, “halen daha ne yazık ki ders çıkarılmadığını görüyorum. İrsen Küçük, partide demokratik iki kurultay yaşandığını ve kendisinin kazandığını söyleyebiliyor. Bunu halkla birlikte yaşadık. Herkes seçimin demokratik olmadığını biliyor” şeklinde konuştu.
Özcafer, ayrıca UBP’nin genel başkan İrsen Küçük ve yanında yer alan kişiler yüzünden yıprandığını vurguladı.
“Demokrasi yoktu”
UBP’de kurultay süresince demokrasinin yok olduğunu söyleyen Özcafer, ortaya koydukları fikirlerin herhangi bir tartışma yapılmadan, sürekli reddedildiğini dile getirdi.
Özcafer, parti içerisinde “görmezden gelindiklerini” ifade ederek, “halkı da duymazdan geldiler. İçimizde isyan başladı” dedi.
Birçok kez başkan İrsen Küçük’e yapılan yanlışlardan geri dönmeleri, halkın beklentilerini yerine getirmek için çağrı yaptıklarını aktaran Özcafer, ancak bir sonuç elde edemediklerini söyledi.
“Başkan toparlayıcı olmalıydı”
Partilerin kendi içinde programlarına ve tüzüklerine uymasının oldukça önemli olduğunu söyleyen Özcafer, “disiplin bozulursa o partiyi toparlamak kolay değildir” dedi.
Özcafer, bunu yapabilmek adına parti başkanın “toparlayıcı” olması gerektiğini ifade ederek, tüm örgütlerin birlikte hareket ederek, icraatların halkla paylaşılması gerektiğini kaydetti.
UBP’den istifa etmeden önce bu süreci yaşamaya başladıklarını aktaran Özcafer, sürekli iç çatışma halinde olduklarını belirtti.
Özcafer, kurultay süresince Genel Başkan İrsen Küçük’ün yanında duran kişilerin de kendileri ile ayni görüşü paylaştığını açıklayarak,
“Bunu itiraf etmediler. Aslında buna da gerek yoktu. Parti Meclisi’nde Genel Başkanla paylaşmaları gerekirdi” şeklinde konuştu.
“Birçok arkadaş bizimle ayni görüşteydi”
“Birçok arkadaş kurultayda bizimle ayni görüşte yola çıktı. Açık olmasa da destek belirteceklerini söyledi. Ama sonra hepsi tek tek geri adım attı” diyen Özcafer, kurultay sonuçlarında her şeyin açık olduğunu söyledi.
Özcafer, yaşanan sürecin parti içerisindeki zıt kutuplaşmalar yarattığını kaydetti.
İhraç süreci…
“ Bizi seven arkadaşlarımızın partideki ihraç kararımızı onaylamaması için biz kendimiz istifa etme kararı aldık” diyen Özcafer, “ihraç edilmeyi beklemeden neden istifa ettiğimize dair yüzlerce şey ortaya atıldı. Geri döneceğimizi bile söyleyenler oldu” dedi.
***
“Seçimde bireysel çalışmadım”
DP’ye geçişlerinin ardından hemen seçime yönelik çalışma başlattığını aktaran Özcafer, bireysel değil, parti adına çalıştığını söyledi.
Özcafer, partinin daha fazla milletvekili çıkarmasına yoğunlaştığını kaydederek, “son iki üç günde yaşananları gördüm. İsteseydim bana kesinlikle körü körüne oy verecekler vardı. Onları yönlendirirdim. Karma oylara çalışanlar oldu, herkes biliyor” şeklinde konuştu.
“UBP’nin mührünü kırmadım”
Partinin mührünü kırmayı “ihanet” olarak değerlendiren Özcafer, kaybetmeyi dahi göze alarak, mühürden vazgeçmediğini söyledi.
Özcafer, UBP’nin mührünü kırmaya çalışmadığını vurgulayarak, “ UBP’ye kırgın olup, mührünü kıracak kişilere karmaya gitmeyip, alternatif olarak DP-UG’ye oy vermesini istedim” dedi.
“Partililer, oluşuma inanıyor”
Halkın kendilerine DP-UG’nin alternatif parti olduğuna dair mesaj verdiğini vurgulayan Özcafer, parti tabanın oluşuma inandığını kaydetti.
Özcafer, “yeni oluşan birlikteliğe partiliyi inandırmak bizim görevimizdir “dedi.
“Eroğlu, DP-UG’ye destek verdi”
Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun seçim süresince DP-UG’ye destek verdiğini söyleyen Özcafer, bunun Cumhurbaşkanı tarafından da açıklıkla dile getirildiğini kaydetti.
“Toplumsal çalışmalar şart”
Özcafer, Meclis’in “gençleşmesinin” olumlu bir adım olduğunu söyleyerek, bireysel değil toplumsal çalışmaların yapılması gerektiğini kaydetti.
Siyasi Partiler Yasası’nın yanı sıra, Seçim ve Halk Oylaması Yasası ile iç tüzüğün değişmesi gerektiğini vurgulayan Özcafer, Meclis içerisindeki disiplini sağlamak adına söz konusu değişikliklerin şart olduğunu belirtti.
Özcafer, “Meclis’te herkes istediği kadar konuşuyor. Milletvekillerinin ve izleyenlerin dikkati dağılıyor. Kısa süre içerisinde de kendimizi ifade edebiliriz” şeklinde konuşarak, Meclis’in taşkınlık yapılacak bir yer olmadığını, görüntü olarak halka mesaj verir nitelikte olmasının şart olduğunu vurguladı.
***
“Kimse iş adamlarını karşısına alamıyor”
Kamuda gerektiğinden daha fazla çalışan olduğunu vurgulayan Özcafer, istihdamlar konusunda dikkatli davranılması gerektiğini söyledi.
Özcafer, reel sektörün önünü açıcı önlemlerin alınmasının önemine dikkat çekerek, “bunu her gelen hükümetler söylüyor ama yapmıyor, yapamıyor. Çünkü iş adamlarını karşısına almak istemiyor” dedi.
Denktaş’ın istifa etmemesi
DP-UG Genel Başkanı Serdar Denktaş’ın partiliyi inandırmak adına seçimlerden önce istifa açıklamasını yaptığını belirten Özcafer, “bence başkan bunu söylememeliydi” dedi.
Özcafer, partinin en fazla oy artıran parti olduğunu vurgulayarak, “önceden çok büyük sözler söylememek gerekir” şeklinde konuştu.
Halkın toplum yararına adım atılmasını beklediğini söyleyen Özcafer, Bankacılık Faiz Yasaları’nın üzerinde netleşmiş, reform nitelikli yasaların Meclis’ten geçmesinin şart olduğunu kaydetti.
Özcafer, bu konuda hükümet iradesinin önemine dikkat çekerek, halka güven vermek adına ilk adım olarak kamu reformuna yönelik adımlar atılması gerektiğini dile getirdi.
Özcafer, “yeni müşavirler gündeme getirmemek ve halka bunun değişimini vermeleri adına bu adımdan geri adım atabilirler” şeklinde konuştu.