‘Özel çocuklar’ın eğitim kaygısı…
Özel gereksinimli çocukların velileri “yüz yüze eğitimin kapanması gerektiği” görüşüne karşı olduğunu ifade ederek, “Bu çocuklar için kaybedecek bir saat bile yıkıcı etkidedir” dedi.
Özel gereksinimli çocukların velileri “yüz yüze eğitimin kapanması gerektiği” görüşüne karşı olduğunu ifade ederek, “Bu çocuklar için kaybedecek bir saat bile yıkıcı etkidedir” dedi. KTÖS ise gerekli tedbirler eşliğinde bunun devam etmesi gerektiğini kaydederek, Eğitim Bakanlığı’nın bu konuda kaos yarattığını iddia etti.
KTÖS Genel Başkanı Emel Tel: “Konuya toplum sağlını düşünerek hareket etmeliyiz. Bakanlık buna da her konuda olduğu gibi hiçbir şekilde çözüm üretemedi. 10 tane çocuğun bile okula taşınması konusunu çözemedi.”
Fehime ALASYA
Özel eğitim kurumlarında yüz yüze eğitim verilmesinin bulaşma için yüksek risk oluşturduğu açıklaması, bazı özel gereksinimli çocuk velilerinin tepkisini topladı.
Özel eğitimin devam etmesi gerektiğini savunan aileler, kapanma sürecinde çok ciddi kayıp yaşadıklarını anlatarak bunun telafisi olmayan yaralar açtığını ifade etti.
Özelde kendi yaşadıklarını anlatan veliler, salgın sürecinde devletin özel gereksinimli bireylerin ihtiyaçlarını hiç hesaba katmadığını anlattı.
Özel gereksinimli çocuklar için bir saat bile eğitiminden uzak olmasının büyük kayıplara yol açtığını anlatan aileler, özel eğitim kurumlarında gerekli tedbirler alınarak yüz yüze eğitimin devam etmesi gerektiğini savundu.
Vakaların gün geçtikçe artmasıyla, özel eğitim kurumlarında yüz yüze eğitim verilmesinin bulaş için yüksek risk oluşturacağını belirten Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) ise bakanlığın bu konuda kaos yarattığını işaret ederek, konunun bütünlüklü olarak ele alınması ve halk ağlığının düşünülmesi gerektiğini ifade etti.
Sendika, kısa süre önce velilere çocuklarını okula göndermeme çağırısında bulunarak, konuyla ilgili uyarı grevi yapmıştı.
KTÖS Genel Başkanı Emel Tel:
“Konuya toplum sağlını düşünerek hareket etmeliyiz”
Özel eğitim konusunda çok çeşitli sıkıntıların yaşandığını Eğitim Bakanlığı ile sürekli konuştuklarını ifade eden KTÖS Genel Başkanı Emel Tel, “Bakanlık buna da her konuda olduğu gibi hiçbir şekilde çözüm üretemedi. 10 tane çocuğun bile okula taşınması konusunu çözemedi.” dedi.
Gerekli tedbirlerin ve önlemlerin alınmadığını anlatan Tel, kaynaştırma eğitimi kapsamında okullarda eğitim gören özel gereksinimli çocukların hala eğitim alamadığını kaydetti.
Sorunlara bütünlüklü olarak bakılması gerektiğini dile getiren Tel, şöyle devam etti:
“Sorun çözmek yerine kaos ortamı yaratıyor ve velilerle bizleri karşı karşıya bırakmaya çalışıyor. Bireysel eğitimler dışında grup çalışması, ulaşımı, çocukların alınan önlemlere karşı tepkileri vardır. Bunlar tüm okullarda devam ediyor. Okullara çocukların gitmesi, yüz yüze eğitimin başlamasını istiyoruz ama toplum sağlığını da düşünüyoruz. Ülkeye girişlerden karantina şartlarına, pandemi merkezi, parklar, bahçeler, tüm her şeyi düşünmeliyiz. 65 yaş üstü veya risk altında olan kişiler için bile açıklama yapılmıyor, sınırlandırma konmuyor ve insanlar kendi kendini sınırlıyor.
Özel eğitim çocuklarımız, öğrencilerimizin arasında en özellerimizdir. Tüm çocuklar için eğitimden uzak olan sürelerin dönüşümü bize çok kötüye mal olacak biliyoruz.
Hükümet süslü laflar yerine çocukların sağlığını, eşitlik ilkesi, adalet duygusu, eğitime ulaşımının tümünü ele almalı. Önümüzdeki günlerde bakanlık ile yeniden görüşeceğiz, önlemler alınırsa tabi ki eğitim devam etmeli, özel eğitim konusunu da ayrıca konuşacağız. Toplum olarak ülke olarak tüm önemler alınmalı. Tüm çabamız çocukların yüz yüze eğitime başlaması için gerekli şartların oluşturulması. ”
VELİLER NE DEDİ? VELİLER NE DEDİ? VELİLER NE DEDİ?
Salime Kulaç: “Çocuklarımızın özel eğitimle ilgili bir gün değil, kaybedecek bir saatleri bile yok”
“Benim oğlumda daha fazla kaslarla ilgili problem ve ince motor becerileriyle ilgili problem var ve biz bir buçuk yaşından beridir her geçen yıl daha da artırılmış birçok özel eğitim alıyoruz.
Bunların içinde olmazsa olmazımız fizik tedavi, ergo terapi, duyu bütünleme, müzik terapi, bireysel eğitim ve dil terapisi ile okumayı sökmeye uğraştığımız için akademik de çalışma yapılıyor. Biz virüsün başladığı ilk dönemdeki kapanma sürecinde özel eğitim kurumları tam açılana dek çok zaman kaybettik. Bu kaybettiğimiz zaman çok kıymetliydi. Kapandığımız 2,5 ay gibi süreçte çocuk oturup kalkmakta dahi zorlanma başladı, kalemi tuşunda gerileme oldu ince motor gelişimi evde çalışmalar yapmamıza rağmen bayağı geriledi çünkü bir uzman yerini tutamayız.
Birçok özel çocuk gibi oğlumda davranış konuşma bozuklukları nüksetti çünkü üzerinde baskı yoktu, ev ortamında anne baba ne kadar verimli olabilir ki bu normal bireylerde de aynidir.
Kısaca özetlemek gerekirse bizim çocuklarımızın özel eğitimle ilgili bir gün değil, kaybedecek bir saatleri bile yok. Biz aileler çok çabalar veriyoruz hem manevi hem de maddi olarak da verim alıyoruz ama ara vermeden. Çünkü bu çocuklar farklı gelişen güçlüklerle gelişen çocuklar ve biz bir daha ayni süreçleri yaşamak istemiyoruz. Evet risk altındalar ama bir devlet okulunda ki kadar değil çünkü özel eğitim kurumlarında hijyen en üst düzeyde. Sıkı bir şekilde yapılıyor ve genellikle bire bir eğitimler maskeli yapılıyor. Benim oğlum olayın bilincinde ve gerekti yerde öğretmeni maskeni çıkar demeden çıkarmaz. Bazı derslerde yerine göre temas var ama… Neticede ben işleyen anneyim çocuğuma eve gittiğimde sarılıp öpmüyor muyum öpüyorum, sarılıyorum bende de risk var ama elimizden geldiğince dikkat ediyoruz yani ben şahsen özel eğitimin kapatılmasından yana değilim. Kapatılma kararı alınırsa bu sefer biz aileler eylem yapacağız.”
Çiğdem Aksu: “Gelişmeleri geriledi, eğitimlerine devam etmek hayati önem taşımakta”
“Pandemi ve evlere kapanma gerekliliği her bireyi özellikle de çocukları tabii ki olumsuz yönde etkilemiştir. Birçoğumuz çocuklarımızın online eğitim almasından birçoğumuz ise verilen online eğitimin kalitesizliğinden yakındık. Peki bu süreçte özel gereksinimli bireylerin ihtiyaçlarını devlet ve toplumumuz ne kadar düşündüler?
Her çocuk için zor olan bu süreç tanısı her ne olursa olsun farklı gelişim gösteren bireyler ve aileleri için daha da zordu. Sadece bir adım atabilmesi veya kolunu hareket ettirebilmesi için yıllarca fizyoterapi desteği alan bir çocuğu 3 ay boyunca fizyoterapi desteğinden mahrum bırakmak sadece gösterilen gelişimi değil ayni zamanda tedaviyi de geriletti. Konuşabilmesi, kendini anlatabilmesi için yıllarca dil terapisi, özel eğitim alan çocuklar tamda gelişme göstereceklerken eğitimleri yarıda kaldı, gelişmeleri geriledi. Özel gereksinimli bireylerin özel eğitime desteği gelişimleri için hayati önem taşımaktadır. Özel eğitim kurumlarında Covid-19 kapsamında alınacak önleyici önlemler ve uygulanacak kurallar özel gereksinimli bireylerin bu süreci gelişimlerini destekleyerek atlatmalarını sağlayacaktır.”
Ayşe Soykara: “Biz beş yılın emeğini kapandığımız bir ayda çöpe attık, yine bunu yaşamak istemiyoruz”
“Kapandığımız dönemde rutin düzenimiz bozuldu. Bu özel çocuklar için rutinlerinin bozulması çok önemli. Bu rutinlerinin bozulması onları çok etkiledi, çok huzursuz oldu. Onlara virüsü anlatamadık. Her gün okula gitmek için ağlıyordu, ardından inanılmaz bir mutsuzluk ve huzursuzluk içine girdikten sonra yeni düzenine mutsuz da olsa alışır. Esas en tehlikeli virüs onlar için bu düzenin bozulmasıdır. Kapatılması işin kolayıdır. Gerekli düzenlemeler yapılsa bu çocuklar eğitimine devam edebilir. Bizim derslerimiz tamamen bireyseldir. Bu nedenle o hijyeni, sosyal mesafeyi korumak gibi etkenler çok da zor olmaz. Normal bir öğretmene göre bire bir eğitim öğretmeni için belki daha büyük risk altındadır ama yine de öğretmenler hem kendini hem çocuklarını koruyabilir. Virüsle yaşamaya alışabiliriz ama bu çocukları kapanmaya alıştırmayız. Üstelik hayatlarını evde başka bir şeyle dolduramayız. Biz beş yılın emeğini kapandığımız bir ayda çöpe attık. Çocuklarımız bu eğitime devam etmediği zaman çok geriledi. Hem maddi hem manevi olarak büyük kayıplarımız oluyor. Biz iğne ile kuyu kazarak büyüyoruz, alternatif çözümler bulunabilir, eğitimi kapatma olmamalı.”
Fatoş Çomunoğlu: “Bir yılda öğrendiklerini bir ayda unutabilir hatta 2 yıl geri gidebiliyorlar”
“Bizim çocuklarımız çok kötü oluyor, takıntıları artar, gezme veya okula gitmek istiyorlar. Öğrendiklerini de hemen unutabiliyorlar. Normal ailelerin endişesi akademik ama bizim tamamen maneviyat. Bir aylık kapanma bizim için bir yıla bedeldir. Bu kapanma sürecinde takıntıları arttı, davranış bozukluğu sergilemeye başladılar. Uzun süre içinde öğrendiklerini kısa süre içinde unutuyorlar.
Eğitimlerimiz zaten bireysel olarak veriliyor. Tüm hijyen önlemlerimizi alıyoruz. Çocuklarımız için, onları sıfırlamamak için kapanmasını istiyoruz. Bir yılda öğrendiklerini bir ayda unutabilir hatta 2 yıl geri gidebiliyorlar. Bizim için kapanma bu denli tehlikeli…”
Dilek Gayi: “Özel eğitimde tatil bile yoktur, süreklilik gerektiren sonsuz bir eğitimdir”
“Bu çocukların zaten büyük sorunu sosyalleşme. Düzenleri bozuluyor ve bu çocuklara virüsü anlatmak çok zor. Kapanma sürecinde takıntıları ve problemleri çoğalıyor. Mart ayındaki kapanma süreci çok ama çok zordu. Parka gidemezdi, evden çıkamazdı. Okulların kapanması bizim için felaket olur. Eşim zaten işe gidip geliyor, aileler çalışıyor. Herkes dışarıdan virüsü zaten taşıyor. Okulların açılması gerek. Bunun için de gerekli önemler alınmalı.
Özel eğitimde tatil bile yoktur, süreklilik gerektiren sonsuz bir eğitimdir. Akademik değil. Bir şeyleri tam öğretiyoruz, kapanınca tümünü unutuyor ve sıfırlanıyor. Kapanmasını istemiyoruz. Örneğin markete gittiğimiz zaman her şeyi insanlara savuruyordu, özel eğitim ile biz bunları çözdük, gide gide aştık, günü sonunda virüsten dolayı eve çekilince günün sonunda tüm eğitimler boşa gitti, başa döndük. Hem maddi hem manevi olarak çok zor, lütfen bunları yeniden yaşamayalım.”