1. YAZARLAR

  2. Erdinç Gündüz

  3. Özel Günler
Erdinç Gündüz

Erdinç Gündüz

Özel Günler

A+A-

Bugün çok özel bir gün.  Sandık başına gidecek, gönlümüzden geçene, inandığımız adaya oyumuzu verecek Cumhurbaşkanımızı seçeceğiz. Bir sınavdan daha geçeceğiz yani.  “Hade hayırlısı” diyerek, geçtiğimiz haftadan, iki bambaşka Özel Gün’den söz edelim.

Geçtiğimiz hafta iki ‘Özel’ gün vardı.   Birincisi  (4 Ekim)  ‘Dünya Hayvanları Koruma Günü’,   ikincisi ise (5 Ekim)  ‘Dünya Öğretmenler Günü’ idi.

Doğrusunu isterseniz,  bu ‘özel’ günler için yapılan etkinlikleri izlemedim. Dünyadakileri ve hatta kendi ülkemdekileri bile.  Virüs gölgesinde ne yapıldı ne edildi bilmiyorum.  Çünkü açıkçası, benim aklım da çoğunluğun olduğu gibi bambaşka yerlerdeydi.

 

Hayvanları Koruma Günü

“Hayvanları severim.  Ama dört ayaklılarını”…

Bu sözler bana ait değil. Rahmetli arkadaşım Raif’in…  Bir gün, -ne münasebetle olduğunu hatırlayamadım-  ansızın söylemişti de çok gülmüştük. Üstelik o yıllardaki iki ayaklı hayvan sayısı şimdiki kadar çok da değildi. Yaşasaydı,  şimdi ne derdi bilemiyorum.

***

‘Dünya Hayvanları Koruma Günü’  fikri kimindi  ? Hiç bilmiyorum.  Ama böyle bir  ‘özel gün’ün çok uzun yıllardır var olduğunu biliyorum. Biliyorum da hep merak ediyorum.  “Hayvan” dendiğinde neden akla  (genellikle) hep kediler ve köpekler geliyor ki ?  Korunacak (!) hayvanlar listesinde, örneğin fareler, kurbağalar, yılanlar var mı ? Yahut, maymunlar, aslanlar, kaplanlar v.s.  Yahut, o listede, ‘kurban’ adı altında katledilen koyunlar,  kuzular, danalar, hatta develer  var mı ?

Peki ya, kendini ‘En akıllı hayvan’ ilan eden insanlar ? Hastalıklardan, açlıktan ve en önemlisi savaşlardan ölen o  ‘En akıllı hayvan’  (!),  o listede var mı ?

***

İki ayaklı hayvanların hükmettiği dünyamızda,   kendini en akıllılardan  daha akıllı  zannedenleri sayısı da her geçen gün artmakta.  Sadece ülkemizde değil, dünyanın her yanında. Aslında esas  tehlike de, Covid 19’da falan değil, bunlarda.

 

Öğretmenler Günü

Virüs krizinin ağır yükünü çekenler listesinde,  sağlıkçılardan sonra belki en büyük sorumluluğu üstlenenler  biri olacaktır  öğretmenler.  Sağlıkçılar  işin sağlık yönüyle ilgilenirken öğretmenler de ‘gelecek’ ile ilgili çok ama çok önemli bir sorumluluk altında.   Süperleri yetiştirecek olanlar da onlar,  devlet mekanizmasının sağlıklı çalışmasını sağlayacaklarırı yetiştirecekler de. Arada, şimdilerde olduğu gibi,  diplomalı cahiller  de çıkacak mı ? Çıkacak… Onları layık oldukları yere oturtmak gene sizin göreviniz olacak.

***

Şu günlerde öğretmenlerimizin omuzlarındaki sorumluluk bir o kadar daha ağırlaşmış durumda.  Öğrenim de devam etmeli öğretim de. Ama nasıl ? Hangi koşullarda ? Herşey topyekün değişmiş durumda.

Eskisi gibi, tam gün yüz yüze eğitim yok artık… Öğrencilerini yakından tanımak da yok…  Hatta derslerde ‘ayrıntılar’ da yok… Bambaşka kalıplara girecek herşey.

Hastalık kapma tehlikesi var… Virüsü başkalarına bulaştırma tehlikesi de var…

Zorunlu olarak basitleştirilmiş dersler var… Bilgisayarlar, akıllı telefonlar var… v.s. v.s. v.s

Sözün özü, yepyeni bir öğretim-öğrenim şekli doğdu, doğuyor.  Ve doğal olarak, yepyeni bir de öğretmen modeli. Beğensek de beğenmesek de, eleştirsek de,  bu yepyeni modeli kabullenmek zorundayız.

Herşeye rağmen öğretmenlerimizin ellerinden geleni yapacaklarından kuşkum yok. Hepsine “kolay gelsin” diyor ve  geçmiş Öğretmenler Gün’lerini kutluyorum.


Sokak Ağzı

Okuyuculardan gelen mesajların hemen hepsi,  seçim, adaylar, olup bitenlerle ilgili. ‘Yasak’ nedeniyle bu gün ‘Sokak Ağzı’ yok.


Anlayana

“Bir oy tüfeğe benzer, işlevselliği kullanıcının karakterine bağlıdır.”  (Theodore Roosevelt)

Bu yazı toplam 2630 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar