ÖZEL HAYAT
“Özel hayatın korunması” bir “yasa”nın konusu olacak kadar önemli.
“Basın özgürlüğü” bir başka…
Hepsini tek ‘sepet’te istemek yanlış.
Meseleye ‘gazeteciler hapse atılıyor’ üzerinden bakmak ise biraz ‘kışkırtma’.
Hele de ‘Resmi Gazete’den alınan vergi listelerinin, bir gazeteciyi ‘hapse’ göndereceğini söylemek, biraz komedi.
***
Yine ‘Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması’nı yazıyorum.
Eğer sıkmışsam, peşinen özür!..
Ama mesele önemli…
***
Okur Temsilcimiz Süleyman İrvan’la dün 2 saate yakın konuştum!..
En sonunda ‘galiba’ uzlaştık!..
***
“Özel Hayat” yasasını kendi özünden çıkarırsak, o durumda çelişiriz.
Bu yasa ‘temel insan hakkı’.
Bir başka temel hak, elbette basın özgürlüğü.
Ve bunun için de ‘Basın Yasası’ üzerinde çalışmalıyız.
***
Hastaneler için yasa vardır, örneğin.
Bu yasada “gazeteciler haber alma hakkı nedeniyle hastaneye girebilir” diye de yazmaz.
Ancak, bir başka yasa, gazetecilerin ‘habere ulaşma hakkı’nı tanımlar.
***
‘Özel Hayatın Korunması’na dair yasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde olduğu gibi özel yaşamı koruma odaklıdır.
Ve hatta ‘basın yayın’ yoluyla gelecek “tehditler”i de gözeterek...
Unutmayalım, ‘her isteyenin’ bir saatte ‘internet’ üzerinden ‘gazete’ sahibi olabileceği bir çağda yaşıyoruz.
Gazetecilerin ‘özgürlüğü’ de kendi yasaları ile korunmalıdır mutlaka…
Şu anki ‘köhne’ ‘Basın Yasası’nı günümüz şartlarında çok daha ‘çağdaş’ bir noktaya taşıyarak...
Hem ÖZEL HAYATI korumalıyız yani, sonuna kadar, ‘insan hakları’na inanıyorsak...
Hem de BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ’nü…
Ve eğer ikisinin ‘çatıştığı’ bir örnek olursa da, karar verilebilmeli, ‘basın özgürlüğü’ mü var ortada yoksa ‘özel hayata’ tecavüz mü?
Birini ‘güvence’ye alırken, bir diğerini ‘çökertmeden’ yani.
‘Basın özgürlüğü” ile ‘kirliliği’…
‘Haber” ile ‘özel yaşamı” birbirine karıştırmadan…