Özel mi, Kişisel mi
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres Kıbrıs müzakere sürecini yeniden başlatabilmek için özel temsilci atamasını yapıyor.
Bilindiği üzere Hristodulidis cumhurbaşkanı seçildikten sonra bu konuyu gündeme getirmiş ve genel sekreterden ısrarla yeni bir temsilci atamasını talep etmişti.
Ancak Türk tarafı genel sekreterin yeni bir temsilci atamasını, federal çözüm çabalarına yeniden dönmek olarak algıladığından karşı çıkıyordu.
Eylül 2023’de New York görüşmelerinde konu yeniden gündeme gelmiş, Hristodulidis, Guterres’e temsilci atamasını, kendilerinin müzakerelere Crans Montana’da kaldığı yerden devam etmeye hazır olduklarını söyledi.
KKTC cumhurbaşkanı Ersin Tatar ise Guterres’in temsilci atamasına karşı olduğunu net biçimde söylemişti.
O günlerde kamuoyuna, yine güney Kıbrıs’tan yansıyan haberlerde Guterres’in TC dışişleri bakanı Hakan Fidan’la yaptığı görüşmede, Fidan’ın, Guterres’in temsilci atamasına karşı olmadığını açıkça ifade ettiği bilgisi veriliyordu.
Bu konuda KKTC tarafı ile Türkiye arasında bir anlaşmazlık olduğu ama genel sekreterin KKTC yetkililerinin ne söylediğine değil, TC dışişleri bakanının söylediğine bakacağı o günlerde basına yansımıştı.
Sonuçta böyle oldu. Genel sekreter temsilci olarak Kolombiya eski dışişleri bakanı Maria Cuellar ismini belirledi ve taraflara bu ismi önerdi. Hem Rum tarafından, hem de Türk tarafından Maria Cuellar için olumlu yanıt aldıktan sonra da onaylanmak üzere Güvenlik Konseyi’ne gönderdi.
Muhtemelen önümüzdeki günlerde Cuellar BMGK’dan onayı aldıktan sonra görevine başlayacak.
Rum Hükümeti Sözcüsü Konstantinos Letimbiotis bu konuda yaptığı açıklamada “Rum kesiminin Kıbrıs sorunuyla ilgili müzakerelerin, üzerinde uzlaşılmış çerçeve içerisinde ve BM Güvenlik Konseyi kararlarına uygun olarak yeniden başlatılması perspektiflerinin araştırılması hedefiyle, BM Genel Sekreteri tarafından önerilen belirli bir kişinin temsilci pozisyonuna atanmasına onay verdiğini” söyledi.
Türk tarafı adına açıklama yapan dışişleri bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ise yaptığı açıklamada “Federasyon için ortak zemin arayışı olmaması koşuluyla temsilci konusuna olumlu yanıt verdik. Atama 6 aylık süre için geçerli olacak. Atama 6 aylık süre için geçerli olacak” dedi.
Önce temsilci atamasına karşı çıktılar. Sonra “Özel Temsilci” değil “Kişisel Temsilci” atanabileceğini söyleyerek garip bir duruma düştüler.
Ankara temsilci atamasına yeşil ışık yakınca da el mahkum onay verdiler. Ardından da cumhurbaşkanı Tatar hiçbir şey söylemezken, Ertuğruloğlu “federasyon için ortak zemin arayışı olmaması koşuluyla ve 6 aylık süre için” gibi garip bir değerlendirme yaptı.
Kıbrıs Türk tarafı bugüne kadar hiç bu kadar görünmez olmamıştı. Hiç bu kadar dışlanmamıştı. Söylemleriyle hiç bu kadar dalga geçilmemişti.
BM genel sekreteri müzakerelerin yeniden başlaması için zemin yoklaması amacıyla bir temsilci atayacak. Bu temsilci elbette müzakere zeminini BMGK’nin Kıbrıs için belirlediği çerçevede arayacak.
Sizin “federasyon için ortak zemin arayışı olmaması” koşulunu koymanız mümkün değildir. Bu açıklamalarla kendi kendinizi uluslararası camiadan dışlamış olursunuz.
Sonuç olarak da temsilci atanmasında olduğu gibi kimse sizin ne söylediğinize bakmaz. Esas olarak Ankara’nın ne söyleceğine bakar.
Siz Ankara ile et ve tırnak olduğunuzu söylüyor olabilirsiniz. Ama iş ülkelerin çıkarlarına gelince durum değişir. Temsilci ataması da böyle oldu.
Temsilcinin özel mi, yoksa kişisel mi olduğu hiç önemli değil. Önemli olan ne yapacağıdır.
BM temsilcisi, Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlaması için zemin hazırlamasına yardımcı olacak. Bu zemin da sizin iddia ettiğiniz gibi “egemen eşitliğe dayalı iki devletli çözüm” olmayacak.
Kıbrıs konusunda 1977 Denktaş-Makarios doruk anlaşmasından günümüze BM zemini olan “siyasi eşitliğe dayalı, iki bölgeli, iki toplumlu federal çözüm” olacak.
Buna da siz değil maalesef Ankara karar verecek.