Hayretle dinledim.
Bu ülke yurttaşı özel sektör emekçisine “maaş desteği” sağlanacak diye mutsuz olan bir Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı.
Şaşkınlığımın bir sebebi de şu, başkanın kendi işletmesi aslında yıllardır çok sayıda insanımıza iş imkanı sunan örnek bir yer!
Ama nedense “yabancı işçi”den aşkla söz ediyor.
Hem de nasıl bir aşk!
Ve diyor ki başkan, “Birinin hesabına fazladan 750 lira yatacak, yabancı işçi bu parayı almayacak...”

*  *  *

Gerçekten anlamıyorum!
“İstihdam desteği” için özel bir fon, bu fonda da ciddi bir kaynak var.
Proje, özel sektör çalışanları eğer örgütlenirse, banka hesabına 750 TL gibi ek bir destek sağlamak.
Komisyonda “Asgari ücret artmasın” diyen işveren, devletin teşviğini de istemiyor.
Peki ama 2 bin 740 liraya insanlar nasıl aile geçindirecekler?

*  *  *

Temel sebep çok başka aslında!
Çünkü “maaş desteği” için “toplu sözleşme” şartı var.
İyi de sendikalaşmak zaten şu anda da tüm çalışanların yasal hakkı!
Maaş desteği olmasa da!

*  *  *

Şaşırdım çünkü işvereni “örgütleyen” bir kurumun başkanı “örgütlenme”ye karşı!
“Teşvik” uygulamasına karşı çıkanlar senelerdir teşvik alıyorlar.
Hem de “KKTC yurttaşı” olarak.

*  *  *

2 bin 740 lira kazanan bir işçinin maaşı 3 bin 490 liraya erişecek; 3 bin maaşı olan 3 bin 750 lira alacak...
Bunun hayali dahi güzel!
Meclis kürsüsünden UBP de karşı çıkıyor buna!
İşçinin gözlerinin içine hangi yüzle bakacaksınız sahi?
Peki, Bakanlar Kurulu içinde karşı çıkanlar kimler?
Açık açık konuşsunlar.
Ticaret Odası Başkanı gibi...
Üstelik bu para dönecek, yine piyasaya akacak.
“2 sene sonra ne olacak?” diyorlar.
Ne mi olacak, belki ekonomik krizin etkileri azalacak, belki çözüm olacak, belki bu süreçte işyerleri kendi kapasitelerini artıracak.
Ne olacaksa olacak ama şimdi bu insanlar geçinemiyor.
Anlıyorsunuz değil mi?
Ge-çi-ne-mi-yor!