Özeleştiri ve şeffaflık
CTP-BG 40. Yıl Politik Tezleri’ni uzun bir çalışmadan sonra yayınladı. Önceki gün de geniş olarak gazetemizle birlikte okurlarımıza dağıttık. Bu kitapçığın okunması dileğimizle kitapçıkla ilgili veya CTP-BG’yle ilgili naçizane bir değerlendirm
CTP-BG 40. Yıl Politik Tezleri’ni uzun bir çalışmadan sonra yayınladı. Önceki gün de geniş olarak gazetemizle birlikte okurlarımıza dağıttık. Bu kitapçığın okunması dileğimizle kitapçıkla ilgili veya CTP-BG’yle ilgili naçizane bir değerlendirme yapmak isterim. Bu değerlendirme daha fazla kitapçığın ilk bölümüyle ilgili… Yani “Giriş” bölümüyle…
Diğer bölümlerle ilgili de daha sonraki yazılarımızda değerlendirme yapmak gerekir diye düşünüyorum. Bütün değerlendirmeleri bir yazıya sığdırmamak için bugün sadece giriş bölümü…
Özeleştiri dedim az önce… Bir siyasi partinin özeleştiri yapması çok önemli… Kitapçığın genelinde olan özeleştiri, sadece parti içinde kalmamış ve bu politik tezlerle “şeffaflık” ilkesi gereği topluma yayılmıştır. Çok önemli bir gelişmenin çarpıcı halini maddelere yansımış şekilde tekrar buraya almanın yararı var. (Belki okumamışsınızıdır düşüncesiyle…)
CTP-BG 2006-2010 arasındaki hükümet dönemindeki sıkıntıları ve hataları şu saptamalarla ortaya koymuş;
a. 1974 sonrasında ekonomik yapıda oluşturulan kamu sektörü-özel sektör dengesizliği,
b. Cari bütçenin dahi Türkiye’den sağlanan dış finansman desteği ile karşılanır olmasının yarattığı yönetsel sıkıntılar,
c. Yönetim kadrolarında yaşanan sorunlar,
d. İşsizliğin ve iş bekleyenlerin aşırı artması nedeniyle partinin karar mekanizmalarında yaşanan ikilem,
e. Kamuya girmek için adil bir sistem yaratılması uğraşlarının özellikle işsiz partililerin yoğun eleştirileriyle karşılaşması,
f. Parti, Meclis Grubu ve hükümet arasında sistemli bir iletişimin istenilen düzeyde kurulamaması,
g. Devlet kadrolarında ihtiyaç duyulan niteliklere sahip insan kaynağının, ilgili kurumların ve partinin elinde istenilen genişlikte insan kaynakları envanteri bulunmaması hasebiyle de yeterince ve etkili olarak bulunamaması ve kullanılamaması,
h. Bazı teknokrat ve bürokratların statükonun kazandırmış olduğu istenmedik davranış, alışkanlık ve tutumlardan vazgeçememesi,
i. Ülkedeki çözümsüzlük koşullarının dayattığı bozuk demografik yapının yarattığı planlama sorunları,
j. Dünyada 2007 yılından itibaren yaşanan ekonomik kriz ve krizin Kıbrıs’ın kuzeyine yansımaları,
k. 2007-2008 yıllarında ülkede yaşanan kuraklıkların negatif etkilerinin ekonomiye yansıması,
l. Ekonomik tedbirlerin tartışılması sürecinde özellikle sendika ve sivil toplum örgütleri ile istenilen düzeyde iletişimin kurulamaması ve halkla ilişkilerde yeterince etkin olunamaması,
m. İcraatta elde edilen başarıların, kitle iletişim araçlarının etkin ve fiili kullanımıyla kamuoyuna yansıtılamaması,
n. Çözüm karşıtı güçlerin bazı medya kuruluşları ile birleşerek partiye ve hükümete yönelik örgütlü saldırılara girişmesi.
Bu maddeler oldukça açık. Tekrar açıklamasını yapmaya gerek yok. Her maddenin, 2005 seçimlerinde yüzde 44 oy alarak hükümet olan CTP’nin dört yıl sonra yüzde 30 oy alarak ana muhalefet görevini almasında ayrı ayrı önemi var.
Bu kitapçığın, bu politik tezlerin ve bu özeleştirilerin bir önemi daha var; Bu maddelerde yer alan özeleştiriler, 2009 seçimlerinden sonra hem CTP’liler, hem de CTP dışındakiler tarafından yapılan eleştirilerdi. Bunları kabullenmek, bir kitapçığa dökmek ve bunları yayınlamak bir Parti’nin geldiği olgunlaşma derecesini göstermesi açısından da önemli. 40 yılın sonunda geleceğin yol haritası olarak da belirlenen “40’ın olgunluğu, 20’nin dinamizmi” belgisine de çok uygun.